İZMİR'in simge yerlerinden Konak Meydanı'ndaki sokak müzisyenleri, kavurucu sıcak havaya rağmen yaptıkları müzikle gönülleri serinletiyor. Müzisyenler yeteneklerini göstermek için ille de bir sahne aramıyor. Gün içinde binlerce insanla göz göze gelen müzisyenlere kimi tepki gösteriyor, kimi sözlerini, ezgilerini duymaktan mutlu oluyor.
Konak Meydanı ile kentin simgelerinden olan tarihi İzmir Saat Kulesi'nin çevresi sıcak yaz günlerinde de İzmirlilerin uğrak yeri olmaya devam ediyor. Meydanda bulunan kuş yemi satıcıları, fotoğrafçılar ve çiçekçilerin yanı sıra sokak müzisyenleri de burada yerlerini alıyor. Sıcak havaya aldırmayan sokak müzisyenleri, şarkılar çalıp söylüyor, dinleyenler de bağışta bulunuyor. Konak Meydanı'ndaki müzisyenlerden İsmail Arslan (79), "Eşim vefat etti, çocuklar büyüyüp gitti. Tek başıma yaşıyorum. Keman çalmak bizde atadan geliyor. Keman dışında bağlama, cümbüş ve başka enstrümanları da çalabiliyorum. 2015 yılından beri burada keman çalıyorum. Sıcakta burada olmak zor ama bir sosyal güvencem yok, emeklilik yok. Bu işi mecburen yapıyorum, mesleğimi icra ediyorum. Çok şükür kazanıyoruz bir şekilde. Yazın daha iyi iş oluyor, kış geldiğinde yağış olduğu zamanlar çıkmıyorum. Hava açık olduğu zamanlar çıkıyorum. İnsanlar çok iyiler, İzmir'de sevenim çok. Bana saygılı davranıyorlar" dedi.
'KİMİ ZAMAN DİLENCİ, KİMİ ZAMAN MECZUP'
Sokakta yaptığı müzikle beğeni toplayan, Aydın Didim doğumlu Alaattin Kımsünlü (33) de bu şekilde geçimini sağladığını söyledi. Bazı insanların sokak müzisyenlerini yadırgadığını belirten Kımsünlü, "Benim gördüğüm kadarıyla sokakta müzik yapan insana halkın tepkisinden ziyade, makam ve mevki sahibi kişilerin tepkisi kötü. Sokakta müzik yapan insanlar dayak yiyor, malzemelerine el konuluyor. Bu dünya yolsuzluk içerisindeyken, sanki dünyayı düzeltiyormuş gibi sokak müzisyenlerine saldırıyorlar" diye konuştu.
Sokak müzisyenlerinin amacının para olmadığını belirten Kımsünlü, "Böyle bir şey yok. Duygu alınıp satılmaz. Bir insan coştuysa, çalıyorsa, sanatını icra ettiği sürece, ben o kişinin bunu para için yaptığını düşünemem. Kendimden yola çıkıyorum. Ben geziyorum. Elimden geldiği kadar müziğimle bir adalet sağlamaya çalışıyorum. 18 yıldır müzik yapıyorum. Aynı zamanda şiir yazıyorum ve besteler yapıyorum. Gruplarda da tek olarak da mekanlarda çaldım. Sonrasında mekanlardan sıkıldım. 10 yıldır sokaktayım. Sokakta olmaktan dolayı çok gururlu ve mutluyum. İnsanlar kimi zaman dilenci, kimi zaman meczup gözüyle bakıyorlar. Ben bu iki vasfı da onur ve gururla üstümde taşımayı yol edindim" dedi.
HEM EĞİTİM HEM MÜZİK
Sokak müziği yapmak ve aynı zamanda üniversitede, okumak istedikleri bölümün yetenek sınavlarına katılmak için Bursa'dan İzmir'e gelen Ali Şimşek ve Mehmet Aktaş ise meydanda diğer müzisyenlerden farklı olarak mikrofon da kullanarak şarkılarını seslendiriyor. Sokak müziğine Bursa'da başladıklarını söyleyen Ali Şimşek, "Müziğe bağlamayla başladım. Daha sonra kendi kendime gitar çalmayı öğrendim. Sonra bir gün Sivas'tan Bursa'ya geliyordum, otobüste cüzdanım çalındı. Hiç param yoktu, dışarıda kaldım. Bu şekilde sokak müziğine başladım. Mehmet'e de öğrettim ve beraber müzik yapmaya devam ettik. Metroda müzik yapmaya başladık, güvenlikler izin vermeyince sokağa atıldık. Bursa'da çalıyorduk, İstanbul'a gittik, Marmaray'da da çaldık. Güvenlik görevlilerine yakalanmadan 3-4 vagonda çaldık, 300-400 TL topladık. Bursa'ya geri döndük. Hem üniversiteye kayıt olmak için hem de müzik yapmak için İzmir'e geldik. Genelde akşamları çıkıyoruz. İzmir'de çok kazanamıyoruz, çünkü İzmir'i ve insanını henüz çok iyi bilmiyoruz. 25 kiloluk hoparlörümüz var, her yere taşıyoruz. Çeşme'ye de gittik fakat orada sokakta müzik yapmayı yasaklamışlar, o yüzden İzmir'de devam ediyoruz" diye konuştu.