Tabak’ın irtibata geçtiği MİT’çinin eşi durumu polise bildirince AVM’de buluşma ayarlandı. Tabak, AVM’nin otoparkında gizlenen polis ekiplerince gözaltına alındı.
Yeni Şafak'ın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ’nün MİT yapılanmasına yönelik soruşturmaları devam ederken, hazırlanan bir iddianamede, örgüt üyesi bir MİT mensubunun abisinin filmleri aratmayan operasyonla yakalandığı ortaya çıktı. İddianamedeki bilgilere göre, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından FETÖ’cülere yönelik operasyonlar için düğmeye basan polis, 28 Temmuz 2016’da MİT mensubu Serkan B.’yi gözaltına aldı.
İTİRAFÇI OLDU
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek itirafçı olan B., örgüt üyesi olduğunu bildiği kişileri tek tek deşifre etti. Kendisine gösterilen fotoğraflardan örgüt abisi Feyyaz kod adlı Alaattin Tabak’ı da teşhis etti. Serkan B. ayrıca 2 yıl kadar görüştükleri eczacı Tabak’ın adresini de polise bildirdi. Söz konusu adrese operasyon yapan polis, Tabak’ın kaçtığını belirledi.
CASUS GİBİ İRTİBATA GEÇTİ
Kayınbiraderi Ömer G.’nin evinde saklanan Tabak, Serkan B.’nin itirafçı olmasının önüne geçmek için gözaltında olduğu süre içerisinde eşi S.B. ile tam bir casus gibi irtibata geçti. MİT yapılanmasında daha üst konumda bulunan Mehmet Emin Kuşçu isimli örgüt abisi, Tango üzerinden irtibat kurduğu Tabak’a, Serkan B.’nin gözaltına alındığını söyleyerek, eşiyle irtibata geçmesi talimatını verdi. B.’nin evine kendisinin gitmesinin tehlikeli olduğu kanaatine varan Tabak ile Kuşçu, adrese 29 Temmuz 2016 günü saat 23.00 sıralarında başka birisini gönderdi. Bu kişi S.B.’ye “Feyyaz seni bekliyor, eşinin gözaltına alınmasıyla ilgili görüşecek” dedi ve adresin yer aldığı not kağıdını verdi. Ayrıca görüşmeye gelmeden önce de telefonu evde bırakmasını söyledi.
S.B., 30 Temmuz günü sat 16.30’da Yenimahalle’deki pastaneye giderek Feyyaz kod adlı Alaattin Tabak ile buluştu. Serkan B. ile ilgili bilgi almaya çalışan Tabak, S.B.’ye solcu bir avukat tutmasını, eşinin MİT’teki müdürü ile görüşmesini, MİT’in Serkan B.’yi polisin elinden alabileceğini ve öğrenmiş olduğu bilgileri kendisine aktarması için tekrar görüşmesi gerektiğini söyledi.
POLİSLE İŞBİRLİĞİ YAPTI
Tabak, 3 Ağustos günü de bir giyim mağazasında buluştuğu S.B.’ye avukat tutması için 5 bin TL ve iletişim kurmak için şifreli mesajlaşma programlarının olduğu bir telefon verdi. Tabak ayrıca, S.B.’ye telefonu ve telefon içerisindeki programları nasıl kullanacağını, şifreyi yanlış girmesi halinde programın silineceğini anlatarak şifrelerin yazılı olduğu kağıdı verdi.
S.B. daha sonra yaşamış olduğu bu durumu eşi Serkan B.’ye anlattı. Yanlarında bulunan ve olanları duyan polisin yardım etmesini istemesi üzerine S.B., telefonu ve şifreli kağıdı teslim etti. Daha sonra da polislerle işbirliği yapan S.B., Coco isimli şifreli mesajlaşma programından şüpheli Tabak’a, “Acil görüşmemiz gerek, eşim avukatı aracılığıyla sana not gönderdi” şeklinde mesaj gönderdi ve Yenimahalle’de bulunan bir AVM’nin adresini verdi. Daha sonra da S.B. ile AVM’ye giden polisler, Tabak’ın gelmesini bekledi.
OTOPARKTA YAKAYI ELE VERDİ
Tabak, evinde saklandığı kayınbiraderi Ömer G. ile birlikte 6 Ağustos günü AVM’ye gitti. Yakalanmamak için tedbirli davranan Tabak, önce kayınbiraderini S.B.’nin yanına gönderdi. Ancak G.’nin uzun süre gelmemesi üzerine telaşlanan Tabak, kayınbiraderinin yanına giderken AVM’nin otoparkında polis ekiplerince yakalandı.
KAYIT CİHAZI TUZAĞI
İtirafçı olan Alaattin Tabak ifadesinde, Yunus Akyol isimli imamın 2015 yılı içerisinde kendisine kibrit kutusundan küçük, üzerinde on-off tuşları bulunan pilli bir ses kayıt cihazı getirdiğini söyledi. Tabak, şunları söyledi: “Bu cihazı MİT’deki elemanlara ver, çalışıp çalışmadığını denesinler’ dedi. Ben de bu cihazı Serkan B.’ye verdim. Serkan B. bir sonraki buluşmamızda getirdiği ses kayıt cihazını Yunus Akyol’a verdim. Bir süre sonra Yunus Akyol bana ‘bu cihazın içinden bir şey çıkmadı’ dedi. Pilini değiştirip tekrar verdi. Ben de cihazı tekrar Serkan B.’ye verdim. O da tekrar götürüp getirdi. Cihazdan yine bir bilgi çıkmadığı söylenerek ‘cihaz bozukmuş’ dediler. Bu olaydan sonra bir daha bu şekilde bir konu olmadı.”