Türkiye yarın yapılacak olan referandum için geri sayıma başladı. Halk anayasa değişikliğini onaylayacak referandum için sandık başına gidecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan referanduma 1 gün kala mitinglerine devam ediyor. Erdoğan Tuzla'daki konuşmasında "Tüm dostlarımızı, ahbaplarımızı arayacağız. Rehavete yer yok, ihmal yok, sandıklara yükleneceğiz, hafife almayacağız. Çünkü yarın akşam inşallah bu millet kendi bayramını yapacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Tuzla'nın ardından Kartal'da halka hitap etti.. Erdoğan günün ikinci mitinginde yaptığı konuşmada "Ya silahları gömecekler ya da bu ülkeyi terk edecekler. O silahlar gömülmediği sürece, ETA gibi yapmadıkları sürece, bu ülkede onlara yaşam hakkı yok. Çok çektik, bu milleti parçaladılar, bu ümmeti parçaladılar. Artık bunlara tahammül yok. Bedelini ödeyecekler." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, referanduma saatler kala İstanbul’da aynı gün içinde üçüncü mitingini yapıyor. Cumhurbaşkanı Ümraniye'de "Bu milletin evlatlarını denize dökeceğini söyleyen adamı, ne yazık ki Saadet Partililer gidip ziyaret ediyor. Ey benim Saadet Partili kardeşlerim, siz bu hale düşecek miydiniz? Görüyorsunuz nerelerden nerelere... Temenni ederim ki bugün onlar için ayrı bir muhasebe günü olur. Bu muhasebe neticesinde yarınla ilgili kararlarını ona göre gözden geçirirler" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ümraniye'deki konuşmasından önemli başlıklar;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ümraniye'de halka hitaben yaptığı konuşmada, Ümraniye'nin zor dönemlerden geçerek bugüne gelmiş bir ilçe olduğunu söyledi.
Ümraniye'de, 1993 yılında CHP'li belediyenin hizmet verdiğini hatırlatan Erdoğan, o yıl 39 vatandaşın hayatını kaybettiği çöp patlaması olayını anımsattı. CHP belediyesinin olduğu yerde, bu kirli ve başarısız zihniyetin olduğunu belirten Erdoğan, bu patlamanın yaşandığı alanda şimdi Ümraniye Spor Tesisleri'nin bulunduğunu ifade etti.
Erdoğan, Ümraniye'nin 15 Temmuz'da 8 şehit veren, 120 de gazisi olan bir ilçe olduğunu anlatarak, ülkenin istiklaline ve istikbaline sahip çıkma konusunda, şehitleri ve gazileriyle Ümraniye'nin kendisini ibra ettiğini söyledi.
İlçenin 700 bin nüfusuyla pek çok ilçeyi geride bıraktığını, böyle bir ilçeye şanına uygun projelerin yaraştığını belirten Erdoğan, ilçede hayata geçirilecek yeni yatırımlara değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, metro hattının da devreye girmesiyle ilçenin cazibesinin daha da artacağını aktararak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu metro hatlarına, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde CHP'nin meclis üyeleri hep, bugün olduğu gibi 'hayır' demişlerdir. Bunların hayatı bu. Bu ülkeye faydalı olabilecek hiçbir şeye bunlar bugüne kadar 'evet' demediler ki. Taksim Gezi alanında bunlar var, nerede bir terör esiyor bunlar var. Kimler 'hayır' diyor? Kandil 'hayır' diyor. İmralı 'hayır' diyor. Bir de ortak çalıştıkları Pensilvanya'daki şarlatan da 'hayır' diyor. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu."
"Türkiye terörle tarihinin en önemli mücadelesini veriyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası finans merkezine ev sahipliği yapan Ümraniye'nin o eski sıkıntılı günlerini geride bırakarak, yepyeni bir geleceğe hızla ilerlediğini vurguladı.
İlçenin en önemli sorunu olan 2B kapsamındaki bölgelerin tapu meselesinin çözüldüğünü, şimdi imar planlarının yapıldığını, yıl sonuna kadar bu çalışmanın da biteceğini anlatan Erdoğan, artık vatandaşların tapusu ve imarı olan arsalara, huzur ve güven içinde evlerini yapabileceğini ifade etti.
Türkiye'nin, içeride ve dışarıda tarihinin en önemli mücadelesini verdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"PKK'sıyla, FETÖ'süyle, DEAŞ'ıyla tüm terör örgütleri üzerimize salınmış durumda. Bu terör örgütlerinin iplerini elinde tutanlar, onlar yeterli olmadığından bizzat kendileri devreye giriyor. İşte Avrupa. Almanya, İsviçre, Avusturya giriyor mu? Fransa'da seçim var. Yatıyorlar, kalkıyorlar Erdoğan. Ben seçime girmiyorum ki benimle ne işiniz var? Ne yapacaksanız yapın. Ama artık Türkçeyi öğrenmeye başladılar.
Son 4 yılda bu gerçeği defalarca tecrübe ettik. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık'ta, bölücü örgütün çukur eylemlerinde yaşadık. Şimdi bu teröristleri açtıkları o hendeklere gömüyoruz. 20 ayda yaklaşık 11 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Daha gideceğiz. Ya silahlarını gömecekler ya kendileri gömülecekler ya da bu ülkeyi terk edip gidecekler. Bunun başka izahı yok."
Bilhassa 15 Temmuz'un, maskelerin düşüp, gerçek yüzlerin ortaya çıktığı bir dönüm noktası olduğunu anlatan Erdoğan, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde gösterilen tepkilerin, bu ifşa edilmişliğin sebep olduğu pervasızlıktan kaynaklandığını aktardı.
"16 Nisandan sonra bu konu ele alınacak"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan'dan sonra bu konuyu da yeniden ele alacak, Türkiye'ye terbiyesizlik yapanlardan bunun hesabını soracaklarını dile getirdi.
Erdoğan, yarın akşam ki neticeyi görür gibi olduğunu ifade ederek, "Muhalefet nerede? Muhalefet meydanlarda yok, onlar kahvelerde. Hele hele bir de maskeli teröristlerini kahvelere gönderiyorlar, arkadan kendileri gidiyorlar. Okmeydanı'nda, benim eski semtimde yaptılar. Sağ olsun İstanbul Emniyeti bunları yakaladı. Üç tanesi yakalanmıştı, dördüncü ne oldu bilmiyorum, teröristler. Meğerse daha sonra bir tanesi bunların Cumhuriyet Halk Partisinin mensubu olduğu ortaya çıkıyor. Bunlar iç içe ya, bunlar iç içe çalışıyor." dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KARTAL'DA:
"Millet ne diyor ona bakarız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kartal'da vatandaşlara hitabında, Kartal'ın sıradan bir ilçe olmadığını, Anadolu'daki ilk devlet olan Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans arasındaki sınırın Dragos Çayı olduğunu anlattı.
Kartal'ın bir Selçuklu, bir Osmanlı, bir Cumhuriyet emaneti olduğunu ifade eden Erdoğan, bu emanete gözleri gibi bakmanın gayreti içinde olduklarını söyledi.
Erdoğan, Kartal'ı Kartal yapanın, 160 yıl önce inşa edilen vapur iskelesi ve ondan yaklaşık 30 yıl sonra inşa edilen banliyö hattı olduğunu belirterek, 5 yıl önce açılışını yaptıkları metro hattıyla Kartal'da yeni bir dönem başlattıklarını ifade etti.
Bugün konuşulan sözlerin, yarın unutulduğunu ama yapılan hizmetlerin nesiller boyu kaldığını dile getiren Erdoğan, onun için kimin ne dediğine değil, milletin ne dediğine baktıklarını vurguladı.
Milletin bugüne kadar kendilerini hiç yolda bırakmadığını, yanılmadığını dile getiren Erdoğan, Kartal'ın da her zaman yanlarında olduğunu anlattı.
"İşte 16 Nisan bunun dönüm noktası olacaktır."
Millete olan şükran borcunu daha çok çalışarak, daha büyük projeleri hayata geçirerek ödemeye devam ettiklerini aktaran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Rab'bimizin huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz. Kendi geleceğimiz için bir karar vermenin çabası içindeyken bakıyoruz ki kimi Avrupa ülkeleri, 16 Nisan'dan sonra geçeceğimiz yeni yönetim sistemine karşı alenen kampanya yürütüyorlar. Size ne? Avrupa'nın milletvekillerine ne? Parlamentosunun önünde Erdoğan'ın resmi, şakağına silah dayatılmış. 'Erdoğan'ı öldürün.' diyor. Nerede bu? İsviçre Parlamentosu. Allahıma hamdolsun, demek onlara dahi bu korkuyu vermişiz. Çünkü biz düşmana korku, dosta muhabbet erleriyiz. Nerede İsviçre'nin yönetimleri. Niçin bu teröristlere orada haddini bildirmiyor. İşte bunların ne olduğunu anlayın. Bunların dostluğuna falan güvenmeyin. Bakıyoruz AB üyesi ülkeler Vatikan'a gittiler. Vatikan'da ne işiniz var? Vatikan AB üyesi mi? Değil? Bunların içinde Protestan, Ortodoks, ateist var. Bunların hepsi Katolik olan Vatikan'a gidiyorlar. Niye? Hepsi diziliyorlar, nasihatlerini aldılar. Bazı nasihatte bulundu Papa ve ondan sonra da kuzu kuzu ayrıldılar. Çünkü bunlar tek millet. Kimse bize gelip de 'şöyleydi, böyleydi' demesinler. Külahımıza anlatsınlar. 54 yıldır bu ülkeyi oyaladılar. İşte 16 Nisan bunun dönüm noktası olacaktır."
Avrupa'nın "Erdoğan çok sert" söylemlerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kime yumuşak, kime yumuşak davranacaklarını çok iyi bildiklerini ama hiç bir zaman baş eğemeyeceklerini belirterek, hakikati söyledikleri için Avrupa'nın rahatsız olduğunu söyledi.
“Ya silahları gömecekler ya da bu ülkeyi terk edecekler."
Erdoğan, Avrupa ülkelerinin derdinin "Türkiye'nin yeni sistemle daha da güçlenecek olması" olduğunu ifade ederek, 54 yıl Türkiye'nin AB kapısında bekletildiğini, şimdi çekindiklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokratik ve ekonomik kriterler bakımından, ülkemizle mukayese edilemeyecek devletleri üye yaparken, Türkiye'yi niye geride tuttuklarını biz çok iyi biliriz. Hep şunu derdim; Kopenhag kriterleri olmadı, biz Ankara kriterleriyle devam ederiz. Yarın, bunun da dönüm noktası olacak. Kopenhag kriterleri denilen insan hakları, özgürlükler, temel haklar, hürriyetler bunlarda da bir değişim, dönüşüm yapıyoruz. Ekonomide zaten AB'nin ortalaması 1,8. Türkiye 2,9. Topunu alın, Türkiye yarışta yavaş yavaş öne çıkıyor. Daha da iyi olacağız ama korkunun ecele faydası yok, bunu da bilsinler. Türkiye bu meseleyi öyle veya böyle çözecek. Esasen Avrupa'nın bizimle sorunu, halk oylamasındaki tavrı değil. Asıl sorun, Avrupa ülkelerinin bir bölümünün terör örgütleriyle mücadelemizden rahatsız olması. Gömüyoruz ya açtıkları hendeklere, çukurlara bu teröristleri gömmeye başladık ya rahatsızlık buradan geliyor. 20 ayda yaklaşık 11 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Bu onları çok rahatsız ediyor. Ya silahları gömecekler ya da bu ülkeyi terk edecekler. O silahlar gömülmediği sürece, ETA gibi yapmadıkları sürece, bu ülkede onlara yaşam hakkı yok. Çok çektik, bu milleti parçaladılar, bu ümmeti parçaladılar. Artık bunlara tahammül yok. Bedelini ödeyecekler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bazı Avrupa ülkelerinin Türk bakanlara yönelik skandal tavrına da değinerek, "O itler, orada Hüseyin Kurt'umuzun baldırından adeta parça koparıyor. Şimdi de 'Bu işi uluslararası mahkemelere taşımayın.' diye de haber gönderiyorlar. Nerede adaletiniz, nerede sizin hukuk anlayışınız, nerede sizin kadın haklarınız? Böyle olmayacak, yaptıklarınız yanınıza kar kalmayacak. Avrupa'nın, dünyanın neresinde olursa olsun, benim bir vatandaşım varsa, onun hakkını sonuna kadar korumak görevimdir." diye konuştu.
ERDOĞAN Tuzla'DA HALKA HİTAP ETTİ: SANDIKLARA YÜKLENECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın gerçekleştirilecek halk oylaması öncesi Tuzla'da halka hitap etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "En son 7 Haziran seçimleriyle 1 Kasım seçimleri arasındaki dönemi hatırlıyorsunuz değil mi? Hiçbir parti tek başına hükümet olamayınca bir anda hava nasıl değişti? Kendilerini hemen buğday ambarında sananlar oldu. Saldırdılar. Sadece Diyarbakır'da 53 kardeşimiz ne yazık ki öldürüldü. Ölenler Kürt'tü, öldürenler de Kürt'tü. Ama onlar kendileri için büyük bir fırsat var zannediyorlardı. Şimdi bedel ödüyorlar." dedi.
Tuzla'nın, İstanbul'un giriş kapısı ve aynı zamanda tersanecilikte önemli bir merkez olduğunu aktaran Erdoğan, burada imal edilen deniz araçlarının ülkeyle birlikte dünyanın dört bir yanında hizmet verdiğini anlattı. Tuzla'nın aynı zamanda eğitim merkezi de olduğunu kaydeden Erdoğan, böyle öncü bir ilçeye 16 Nisan'da da öncü olmanın yakışacağını söyledi.
Erdoğan, "Tuzla yarın ki büyük tercihe hazır mı? Tuzla anayasa değişikliğini rekor bir evet ile çıkarmaya hazır mı? Bazı şehirler vardır Arap atı gibidir sonradan açılır. Tuzla da sonradan büyüyen, gelişen bir yerleşim merkezimiz. Bütün bunlara rağmen gerçekten kısa zamanda büyük mesafe katetti. Bugünkü Tuzla ile ilk ilçe olduğu zamanlardaki Tuzla arasında dağlar kadar fark var. Bunu çok iyi bilirim. Nereden nereye geldik." ifadesini kullandı.
Anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin geleceğine doğru atılacak adımı en iyi anlayacak yerlerden birinin Tuzla olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin koalisyonlarla nasıl zaman kaybettiğinin, tek parti iktidarlarıyla nasıl şaha kalktığının en yakın şahidi Tuzla'dır, Tuzla. Çok daha eskileri bir kenara bırakıyorum. En son 7 Haziran seçimleriyle 1 Kasım seçimleri arasındaki dönemi hatırlıyorsunuz değil mi? Hiçbir parti tek başına hükümet olamayınca bir anda hava nasıl değişti? Kendilerini hemen buğday ambarında sananlar oldu. Saldırdılar. Sadece Diyarbakır'da 53 kardeşimiz ne yazık ki öldürüldü. Ölenler Kürt'tü, öldürenler de Kürt'tü. Ama onlar kendileri için büyük bir fırsat var zannediyorlardı. Şimdi bedel ödüyorlar. Ben de diyorum ki benim o Kürt kardeşlerime zulmeden bu zalimlerin hiçbir zaman bu ülkeye faydaları olmadı. İşte şimdi onlar ne diyor? 'Hayır' diyor. Kandil ne diyor? 'Hayır' diyor. İmralı ne diyor? 'Hayır' diyor. Pensilvanya'daki o şarlatan ne diyor? 'Hayır' diyor. Kardeşlerim, şimdi kişi sevdikleriyle beraberdir değil mi? Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu. Dolayısıyla yani Kandil 'hayır' diyorsa, bölücü başının olduğu İmralı 'hayır' diyorsa, Pensilvanya'daki şarlatan 'hayır' diyorsa, demek istikametimiz doğru değil mi? Yarın bir de sandıklar var ya yarın sandıklar Allah'ın izniyle 'evet' ile patladığı zaman ne olacağını düşünün."
"15 Temmuz'da başlattığımız işi bitireceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halk oylamasının yarın yapılacağını hatırlatarak, "Buna hazır mıyız? Bak fazla bir şey kalmadı. Şu anda kapı kapı, artık saatleri konuşuyorum, bütün dost, ahbap, yaren. Hem Tuzla İstanbul'dakileri hem de Anadolu'daki hemşerilerimizi ne yapacağız? Arayacağız. İhmal yok, sandıklara yükleneceğiz, rehavet yok. Yükleneceğiz, hafife almayacağız. Çünkü yarın akşam inşallah bu millet kendi bayramını yapacak." dedi.
Bazılarının "evet diyen de, hayır diyen de aynı." dediğini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kardeşim 'hayır' diyeni ben anlayışla karşılarım. Ama evet ile hayırı aynı kefeye koyamam. Aynı kefede, aynı torbada nasıl durur? Olur mu böyle şey? Anlayışla karşılarız o ayrı mesele. Niye? Demokrasi bu. Ama eğer bunlara, hepsini aynı yerde tartacak olursak niye bu kadar mücadele veriyoruz ki, değil mi? Bu ülkenin geleceği için, bu ülkede bugüne kadar her önemli işte. İşte 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapıldığı zaman 'hayır' dediler mi? Hatırlayın. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne 'hayır' dediler mi? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Bu zihniyet 'hayır' dedi mi? Marmaray ya Marmaray. Boğazın altından geçen o muhteşem esere bu zihniyet 'hayır' dedi mi? Üç senede o Marmaray'dan 200 milyon insan geçti. Şimdi o sayı daha da yükseldi. Avrasya Tüneli'ni yaptık, 'hayır' dediler. İşte şurada yanı başınızda Osmangazi Köprüsü. Ona da 'hayır' dediler. Ya helal olsun be, ne güzel işler yaptılar, biz bunlara teşekkür etmeyeceğiz de kime teşekkür edeceğiz? Ne diyorlar? Kalıp aynı, 'Görevleriydi, yaptılar.' diyorlar. Tamam da bizden önce gelenlerin görevleri değil miydi? Onlar niye yapmadı? Sizin cinsiniz, cibilliyetiniz, onlar da bu ülkede iktidar oldular. Niye yapmadılar? Bu ülkede çakılı bir güzel işi var mı bunların? Yok. Niye? Bunlar sadece fitne fesat. Ama hiç önemli değil. Biz bunlara rağmen bu eserleri yapıyoruz değil mi? Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Nedir o? 18 Mart Çanakkale Köprüsü. Yani Asya'yı Avrupa'ya, Avrupa'yı Asya'ya birçok yerden bağlıyoruz. Türkiye'nin ayrıca terör örgütlerinden nasıl kurtulmaya başladığını, onlara karşı nasıl bir mücadele vermeye başladığını görüyoruz değil mi? İşte pazar günü yarın, aynı zamanda terör örgütüyle mücadele de bir dönüşüm noktası olacak. Buna hazır mıyız? 16 Nisan'da, 15 Temmuz'da başlattığımız işi bitireceğiz. Tuzla 16 Nisan'da büyük Türkiye için 'evet' mi? Tuzla, 16 Nisan'da güçlü Türkiye için 'evet' mi? Tuzla, 16 Nisan'da müreffeh Türkiye için evet mi? Tuzla, 16 Nisan'da istikrarlı Türkiye için evet mi?"
"YARIN HERKES SANDIĞA GİDİP OY KULLANMALI"
Yarın herkesin mutlaka sandığa gidip oy kullanmasını isteyen Erdoğan, "Mutlaka, mutlaka sandığa. Oyumuzu kullanıyoruz. İlgili arkadaşlarımız bu oylar resmi sonuçlara yansıyana kadar her aşamayı titizlikle takip edecekler. Unutmayın. Oy namusumuzdur. Artık orada partilerin amblemleri yok. Bir tarafta beyaz, ak var. Beyaz, ak. Orada ne var? Orada 'evet' var. Öbür tarafta kahverengi 'hayır' var. Dolayısıyla beyaza inşallah mührü vuracak, inşallah 16 Nisan'da ak yürüyüşü devam ettirmiş olacaksınız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek parti döneminde Mersin'in bir köyünde kadınların "Oy namustur" diyerek, açık oy gizli tasnif sistemine isyan ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Kimin tezgahıydı o biliyor musunuz? O zaman ki CHP'nin tezgahıydı. Açık oy, gizli tasnif. Şimdi çıkıp diyor ya; 'Tek adam, tek adam.' Ey Kılıçdaroğlu, kimi aldatacaksın sen ya. Sen önce kendi partinin geçmişine bak. İşte diyor; 'Hem partinin başında olup hem de cumhurbaşkanı olmak uygun mudur?' Peki Gazi Mustafa Kemal Atatürk hem partinin genel başkanı hem cumhurbaşkanı değil miydi? İnönü partinin genel başkanı hem cumhurbaşkanı değil miydi? Ha onlar oluyor, şimdi olmuyor. Ben bir başka örnek daha vereyim. Başbakan, hem parti genel başkanı, aynı zamanda yürütmenin başı olarak başbakan değil mi? Mesele ne biliyor musunuz? Ama yarın sana sandıkta öyle bir ders verecekler ki. Bu dersi aldıktan sonra 7 kere bu millet sana olumsuz, sen git dedi gitmedin. Şimdi bu millet sana 'Artık orada, o koltukta kalacak halin yok.' Kontrollü koltuğu altından çekip alacaklar, bunu böyle bilesin."