Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) avukatlık yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Bank Asya Ortakları avukatı Süleyman Taşbaş hakkında örgütün avukatlık yapılanmasında yönetici olduğu iddiasıyla ''silahlı terör örgütü yöneticisi'' olmak suçundan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, şüphelinin örgütün şifreli mesajlaşma programı Bylock'a 171 bin 647 kez erişim sağladığı, Bank Asya hesabında 2014 yılından sonra 1 milyon 400 bin TL üzerinde artış olduğu belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar bürosunca, FETÖ'nün avukatlık yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 5 Kasım 2016'da tutuklanan Bank Asya Ortakları avukatı Süleyman Taşbaş hakkındaki soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonucunda Başsavcıvekili Hasan Yılmaz tarafından hazırlanan 100 sayfalık iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi ile FETÖ'nün eylemleri ve avukatlık yapılanmasına ilişkin bilgilere yer verildi.
Şüpheli avukat Taşbaş hakkında örgüt üyeliğine ilişkin delillere yer verilen iddianamede, Twitter sosyal paylaşım platformunda @bankasyaortak isimli kullanıcı adıyla bir hesap açıldığı ve bahse konu hesabın şüpheli tarafından kullanıldığı ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı belirtilerek, yaptığı paylaşımlar ile basın açıklamalarına yer verildi.
İddianamede, örgüt elebaşısı Gülen'in kamuoyuna 2014 yılında yansıyan "Bank Asya'ya para yatırın" talimatının ardından şüphelinin bu talimat doğrultusunda Bank Asya'ya para yatırıp yatırmadığı, hesabında artış olup olmadığı yönünde yapılan araştırmada, banka hesabında 15 Kasım 2014 sonrası hesabında 1 milyon 400 bin TL üzerinde artış olduğunun tespit edildiği vurgulandı.
Şüphelinin söz konusu hesabına para gönderenlerin büyük bir kısmı hakkında FETÖ'den soruşturma veya dava açıldığı anımsatılan iddianamede, FETÖ'ye iltisaklı olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Sürat Basım Yayın Reklamcılık Ve Eğitim Araçları Sanayii Ticaret Anonim Şirketinin şüpheli Taşbaş'a 2015 yılında 19 işlem ile toplamda 937 bin 511 TL para gönderdiği belirtildi.
Kaynak Holdinge kayyum atanan İmran Okumuş'un bir gazetede 20 Ocak 2016 yılında çıkan röportajına yer verilen iddianamede, Okumuş'un ''...Avukat Süleyman Taşbaş'a da 2015'te 1 milyon 55 bin lira para ödendi. Oysaki Taşbaş'ın, 2015'te Kaynak Holding adına yürüttüğü hiçbir dava yok. Bu paraların, avukatlar üzerinden başka yerlere aktarıldığı düşünülüyor.'' şeklinde beyanın bulunduğuna yer verildi.
Şüpheli Taşbaş'ın Bylock programını kullanmadığını beyan ettiği ancak şüphelinin kullanımında bulunan telefonu ile söz konusu programın serverına erişimi olup olmadığına dair inceleme yapıldığı anlatılan iddianamede, inceleme sonucunda şüphelinin ilkin 27 Ağustos 2014 tarihinden itibaren FETÖ'nün Bylock programı için kiraladığı serverlarına toplam 171 bin 647 kez erişim yaptığının tespit edildiği vurgulandı.
İddianamede, şüpheli Taşbaş hakkında diğer FETÖ şüphelisi avukatlar ile bir kısım tanıkların ifadelere de yer verildi.
Beyanları ''etkin pişmanlık'' kapsamında değil
Şüphelinin ifadesine yer verilen iddianamede, şüphelinin ilk başta hiçbir suçlamayı kabul etmediği ancak tutuklandıktan sonra şüphelinin müracaat ederek örgütün yapılanmasına ilişkin beyanda bulunduğuna dikkat çekilerek, ''Her ne kadar şüpheli cumhuriyet başsavcılığımıza ek müracaatında yapılanma içerisinde bir kısım kişilere ilişkin beyan ve açıklamalarda bulunmuş ise de ismini bildirdiği şüphelinin çoğuna yakınının Bylock kriptografik iletişim sistemini kullandıklarının belirlenmesi nedeniyle zaten tespit edildiği, diğer kişilerin tamamının da yakalanan ve hakkında soruşturma yürütülen kişiler olduğu, bildirdiği isimlerin tamamının yakınının kamuoyunca takip edilen kişiler olduğu'' ifadesine yer verildi.
İddianamede, şüphelinin örgüt yapılanmasındaki etkinliği dikkate alındığında, FETÖ/PDY’nin karanlık gizli kalmış stratejik eylem ve işlemlerine ilişkin soruşturmanın genişletilmesine ve detaylandırılmasına yönelik hiçbir açıklama yapmadığı belirtilerek, bu yapılanmanın kumpas ve manipülasyon niteliğindeki eylem ve faaliyetlerine dair beyan ve açıklamalarda bulunmadığı, çok yoğun olarak Bylock'u kullanmasına rağmen inkarda bulunarak kimlerle iletişim kurduğunu belirtmemiş olduğu hususları dikkate alındığında şüphelinin bu beyanlarının etkin pişmanlık niteliğinde olmadığı kanaatine varıldığı kaydedildi.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin anayasal düzenini cebir, şiddet ve diğer illegal yöntemlerle ele geçirmeyi amaç edinen FETÖ/PDY yapılanmasının bu işlem ve faaliyetleri hukuki görünüm altında yapılıyormuş izlenimi vermek ve meşrulaştırmak amacıyla yargı alanında ve hasseten de avukatlık alanında yapılandığı anlatılan iddianamede, örgüt yapılanması açısından önemli stratejik operasyonlar, soruşturmalar ve algı süreçlerinde avukatlık yapılanmasının çok etkin rol oynadığı vurgulandı.
Bu kapsamda şüpheli Süleyman Taşbaş’ın FETÖ/PDY'nin finansmanını sağlayan Bank Asya'ya yasal zeminde yapılan işlem ve araştırmalar sürecinde aleyhe kamuoyu oluşturulmasına yönelik beyanlarının bulunduğu, yine Ergenekon soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde FETÖ'nün oluşturmak istediği algı ile uyumlu beyan ve açıklamalarda bulunduğu anlatılan iddianamede, 4 Ekim 2012’de silahlı saldırıya uğrayan Asuman Akça'nın DHKP/C silahlı terör örgütü adına öldürülmesi sürecinde hiç ilgi ve irtibatı olmadığı ve bu öldürmeye teşebbüsü eyleminin FETÖ/PDY’nin tasarlayıp yönettiği, söz konusu saldırının şüphelisi Selçuk Aymaz'ın avukatlığını tespit edilemeyen bir şekilde aniden üstlenmiş olduğu kaydedildi.
İddianamede, ''FETÖ/PDY avukatlık yapılanmasında en etkin olan şüphelilerle ve kişilerle yüzlerce kez irtibat kurması, Bylock kriptografik iletişim sistemini çok etkin ve yoğun bir şekilde kullandığının tespit edilmiş olması, Bank Asya'da yüklü miktarda hesabının bulunması, STV ve diğer FETÖ/PDY kanallarının Dijitürk platformdan çıkartılması sonrası var olan üyeliğini iptal ettirmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şüphelinin FETÖ/PDY’nin avukatlık yapılanmasında yönetici konumda bulunduğu anlaşılmıştır.'' değerlendirmesine yer verildi.
Şüpheli Taşbaş hakkında ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istenen iddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından onaylanarak İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.