Türkiye Cumhuriyeti adına KKTC ile ilgili ekonomik kalkınma ve iş birliği konularından sorumlu Başbakan Yardımcısı Akdağ, Kıbrıs'ta gerçekleştirilecek seçimin demokratik olgunluk içerisinde yapılacağından emin olduklarını belirtti.
Kuzey Kıbrıs'ta istikrarlı bir hükümetin oluşmasını temenni ettiklerini dile getiren Akdağ, istikrarlı hükümetlerle kalkınmayı sağlama, iş birliği yapma ve birlikte çalışmanın daha verimli olduğunu belirtti.
Akdağ, Kıbrıs'a yapılan yatırımlar ve planlanan bazı projelere ilişkin bilgiler vererek, KKTC halkının, Türkiye'nin bütçesinin sağladığı su temini projesiyle pırıl pırıl su içtiğini ifade etti.
Bütün belediyelerin kapılarına kadar bu suyun ulaştırıldığını ve artık evlerden tertemiz su aktığını söyleyen Akdağ, altyapısı çok iyi olmayan bazı yerlerde ise suyun kalitesinin düştüğüne dikkati çekti.
"KKTC ÇİFTÇİSİNİN ÜRÜNÜNDEKİ VERİMLİLİĞİ ARTIRACAĞIZ"
Akdağ, bu belediyelerin altyapılarının da belediye sınırları içinde iyileştirilmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Burada da bizim düşüncemiz, finansmanına Türkiye Cumhuriyetinin de katkı vereceği bir yap-işlet modeliyle bu altyapıların gerçekleştirilmesidir. Bu hususta Devlet Su İşleri çalışıyor. Suyun 75 milyon metreküp bir kapasitesi var. Bu kapasitenin şu anda içme suyuna kullanılan kısmı 20 milyon metreküpü bile bulmadı. İleride biraz daha artabileceğini varsayarsak, 25-30 milyon metreküpü içme suyuna kullanılsa, en az 45 milyon metreküpünü sulamaya kullanabileceğiz."
Sulama projelerine başlanıldığını da anımsatan Akdağ, bir taraftan bu su ile sulama yapılacağını öbür taraftan da Güzelyurt'ta farklı potansiyel su kaynaklarını da harekete geçirerek Güzelyurt ve Mesarya ovalarını suya tamamen kavuşturacaklarını ifade etti.
Akdağ, KKTC çiftçisinin ürünündeki verimliliği artıracaklarını, bunun da Kuzey Kıbrıs Türk halkına zenginlik ve refah kazandıracağını kaydetti.
Girne'ye de giden bir yol projesinin bulunduğunu hatırlatan Akdağ, o yolun da hızla yapıldığını, yakın zamanda bitirileceğini anlattı.
KKTC'DEKİ HASTANE PROJESİ
Büyük bir hastane projesinin, Türkiye'deki şehir hastanelerinin bir modelinin, modern teknik imkanlarla KKTC'de yapılacağını bildiren Başbakan Yardımcısı Akdağ, bu projenin ise bazı kesimlerce halka bilerek yanlış anlatıldığını söyledi.
Akdağ, "Bazı kesimlerce, bu hususta (hastane projesi) Kuzey Kıbrıs Türk halkını yanıltıcı bilgiler veriliyor. Kasıtlı yapıyorlar. Bunların Türkiye'ye, Türk milletine düşmanlığı var. Bunların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşayan kardeşlerimize düşmanlığı var." ifadesini kullandı.
"Yapılacak bu hastanede vatandaştan para alarak hizmet edilecek" şeklinde bir yalanın da yayıldığını söyleyen Akdağ, şunları kaydetti:
"Böyle bir şey kesinlikle yok. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki şehir hastanelerinde, bugün Avrupa'nın en mükemmel hastanelerinde nasıl vatandaşa ücretsiz hizmet veriliyorsa, buralarda da vatandaşa hizmetler bugün nasıl veriliyorsa aynı şekilde verilmeye devam edecek. Değişen ne olacak? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki vatandaşlar çok daha mükemmel bir hastaneye kavuşacak. Otoparklarından tutunuz acilde verilen hizmetlere, polikliniklerinde verilen hizmetlerine kadar bütün yeni teknolojilerin kullanıldığı, yataklı bölümlerin de banyolu tuvaletli, tek yataklı mükemmel hale getirildiği bir hastane olacak. Yoğun bakımlarının son derece modern teknolojiyle donatıldığı bir hastane. Bu adamlar bunu istemiyorlar herhalde. Ama çatlasalar da, patlasalar da biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Kuzey Kıbrıs halkıyla dayanışma içerisinde bu projeleri gerçekleştireceğiz."
"ADANIN BİR BARIŞ ADASI OLMASINI İSTİYORUZ"
Akdağ, Kıbrıs'a Türkiye'den aktarılan suyun, Rumlar tarafından kullandırılıp kullandırılmayacağına ilişkin de şu açıklamalarda bulundu:
"Şu anda öyle bir çalışma yok. Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile herhangi bir iş yapma niyeti yok. Olmayan bir niyet için ne konuşalım? Şu anda Rum tarafındaki birtakım politikacılar ya da önde gelen, toplumu etkileyebilen kişiler içinde, 'Türk suyunu içeceksem zehir içerim daha iyi' diyen akılsızlar bile var. Eğer Kuzey Kıbrıs ile uyum içerisinde ilişkilerini devam ettirirlerse, Rumlar bu sudan yararlanabilirler. Biz adanın bir barış adası olmasını istiyoruz. Çözüm gerçekleşsin, iki toplumun eşit haklarına dayalı bir yönetim oluşsun istiyoruz. Orada biz barıştan, dostluktan huzurdan yanayız."