Dünyanın bankacılık ve finans merkezi İsviçre, çok sayıda dolar milyarderinin parasına ev sahipliği yapıyor. Orta Avrupa'da Alpler'de yer alan ve denize kıyısı bulunmayan ülke, kuzeyinde Almanya, batısında Fransa, güneyinde İtalya ve doğusunda Avusturya ile Lihtenştayn'a komşu. 1848 yılından beri bir federasyon olarak yönetiliyor. Ayrıca Avrupa'nın refah açısından en rahat ülkelerinden biri. Mart 2001'de yapılan referandum sonucu, halkının isteğiyle AB içerisinde yer almıyor. Ülkenin dört resmi dili var; kuzeyde ve orta İsviçre'de Almanca, batıda Fransızca, güneyde İtalyanca ve güneydoğusunda ise Romanşça konuşuluyor. Federal hükümet dört resmi dili de kullanmak zorunda. Her İsviçrelinin okulda kendi ana dilinden başka İsviçre'nin resmi dillerinden bir diğerini öğrenmesi zorunlu. Bu nedenle İsviçrelilerin çoğu en az iki dil biliyor. Çok farklı bir kültürel mozaiğe sahip olan İsviçre'de ikamet eden yabancılar ve geçici yabancı işçiler nüfusun yüzde 21'ini oluşturuyor. 100 bin kadar Türk vatandaşı da burada ikamet ediyor.
ŞEHRİN CAN DAMARI: LEMAN GÖLÜ
İsviçre, yıllardır siyasi ve askeri tarafsızlık geleneğine sahip olduğu için çok sayıda uluslararası sivil toplum kuruluşunun merkezi bu ülkede, çoğunlukla da Cenevre şehrinde bulunuyor. Cenevre, İsviçre'nin ikinci büyük şehri ve aynı ada sahip Cenevre Kantonu'nun başkenti. Nüfusun yarıya yakınını yabancıların oluşturduğu şehirde 200 bine yakın insan yaşıyor. Cenevre dünyada yaşaması en pahalı 10 şehirden biri ve bunu yediğiniz iki sandviç ve içtiğiniz iki kolaya 50 euro ödediğinizde daha iyi anlıyorsunuz. Kalite, zenginlik, lüks ve ihtişam... Leman Gölü kıyısındaki Cenevre'yi en iyi bu sözcükler tanımlıyor. Cenevre'deki zenginliği, evlerin güzelliğinde, sokaktaki insanların giyiminde, birbirinden güzel ve bakımlı hoş kadınlarda hemen görebiliyorsunuz. Bu şehir, yaşam tarzı, insanların nezaketi ile buram buram kalite ve seçkinlik kokuyor. Şehrin can damarlarından birisi Cenevre ile özdeşleşmiş Leman Gölü. Zira hayat bu göl etrafında şekilleniyor. Gölde tekne turları ve camdan trenlerle düzenlenen panoramik manzara gezileri ise Alpler'in muhteşem doğasını görmek için iyi bir fırsat sunuyor. Dünyanın en büyük göllerinden olan Leman Gölü'nün çevresi yaz aylarında adeta bir sayfiye mekanı haline geliyor. Göl, su kayağı yapanlarla, düzenlenen yelken ve sörf yarışları ile adeta şenleniyor. Ziyaretimiz bahar aylarına denk geldiği için biz aşırı bir kalabalık göremedik ama gölü çevreleyen parkta oturan, güneşlenen, spor yapan çok sayıda insana rastladık. Göl kenarında yürüyüş yapmak, kuğulara ekmek atmak bile içinizin huzurla dolmasına yetiyor.
EN CANLI CADDE RUE DU MARCHE
Cenevre şehrini adımlamaya başladığınızda karşınıza birbirinden lüks mağazalar, her köşe başında şirin kafeler ile çeşit çeşit peynirler satan şarküteriler ve çikolota dükkanları çıkıyor. İnsanın içini ısıtan güneşli bir havada kafeler tıklım tıklım doluyor. Nefis kahve kokusuna daha fazla dayanamayıp kendimizi bir kafeye atıyoruz. Cenevre, gezilmesi en kolay ve rahat şehirlerden birisi. Ne aşırı bir kalabalık var ne de insanı bezdiren bir trafik. Ortasından tramvay geçen Rue du Marche, gençlerin en sevdiği, en hareketli diye tabir edilen caddesi. Bu yüzden de günün her saatinde renkli ve canlı. Bu şehirde bir rehbere de ihtiyacınız yok, zira her sokakta ilginizi çekecek bir şeyler bulmanız mümkün.
ÇİKOLATA VE SAAT
İsviçre çikolata ve saatiyle meşhur. Şehrin merkezindeki çiçekten yapılma kocaman saati görünce insan şaşırıyor. Cenevre alışveriş tutkunlarının da vazgeçemediği bir şehir. Dünyanın en tanınmış markalarının birçoğunu bulmak mümkün. Birbirinden şık mağazalarda sıkılmadan saatlerce dolaşabilirsiniz. Cenevre, yalnızca alışveriş, harika restoranlar ve Leman Gölü'nden ibaret değil elbette. Çiçek bahçeleri, ormanları, kayak merkezleri, nehirleri, dağ gölleri ile de ziyaretçilerine çok şeyler sunuyor. Yalnızca iş seyahatleri için değil, huzurlu bir tatil için de gidilecek, hatta güzelliklerine doyulmayacak bir şehir burası. Ziyaret edince ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.