TRABZON (AA) - Uyku Derneği (UYKUDER) Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karadağ, aile hekimlerinin uyku apnesi sendromuna ilişkin tanı koyabilmesinin, kişinin beyanının ticari kaygılar ya da başka nedenlerle yanlış olma ihtimaline karşı çeşitli kurallara bağlanması gerektiğini söyledi.
Karadağ, "5. Uyku Bozuklukları Kongresi" kapsamında bir otelde düzenlenen "7. Uyku Bozuklukları Kursu" açılış programının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, derneğin, 10 yıl önce kulak burun boğaz, nöroloji, göğüs, psikiyatri, kardiyoloji, diş hekimliği, çocuk sağlığı ve temel tıp bilimlerinin bir araya gelmesiyle kurulduğunu belirtti.
Bünyesinde Uyku Okulu da bulunan derneğin, Türkiye'de uyku hakkında farkındalık geliştirmek amacıyla çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade eden Karadağ, eğitimler, kurslar ve kongreler ile dünyada yaşanan gelişmeleri ilgililere aktarmaya gayret ettiklerini anlattı.
Karadağ, bilimsel araştırmalarda, uyku apne sendromunun trafik kazalarının meydana gelmesinde önemli payı bulunduğunun tespit edildiğini anımsatarak, "Bu gelişmeye bağlı olarak, düzeltilebilir risk faktörü kabul edilen uyku apne sendromunun tespit ve tedavi edilmesi gerektiği şartı getirildi. Ülkemizde sürücü belgelerinin yenilenmesi noktasında bir süre önce yönetmelik yayımlandı. Yönetmelikte de uyku apne sendromu olan kişilere mutlaka tanı konması, tedavi edilmesi ve tedavinin sürdürüldüğünün gösterilmesi gerektiği vurgulanıyor." bilgisini aktardı.
- "Uyku apne sendromu tetkiki yapmamız gerekiyor"
Verilerin, Türkiye'de 25 milyon sürücü bulunduğunu gösterdiğine dikkati çeken Karadağ, şu değerlendirmede bulundu:
"25 milyon sürücünün yaklaşık 5 milyonu obez. Bunların yarısının, beden kitle endeksini yüzde 33'ün altında kabul etsek bile ki bu en az 2,5-3 milyon kişi demektir, yönetmelik gereği yılda 500-600 bin kişiye uyku tetkiki yapmak zorundayız."
Karadağ, Türkiye'de bu sayıyı karşılayacak laboratuvar olmadığını vurgulayarak, "Bu durum tüm dünya için sıkıntı. Şimdi yeni çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılıyor. Mesela uyku laboratuvarları dışında yapılan kayıtlar var, bunlar diğer hastane yataklarında ya da hastanın evinde yapılabiliyor. Bunların tartışılması ve yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Dernek olarak buna öncülük yapıyoruz." diye konuştu.
Sağlık Bakanlığından yetkililerin, kongreye bu konuda paylaşımda bulunmak amacıyla katılacaklarını belirten Karadağ, "Yetkililerimizle bu konuları paylaşacağız, bilimsel verileri onlara sunacağız ve çözüm önerilerini birlikte tartışacağız. İnşallah ülkemize güzel hizmetler yapacağız, bu konunun çözümüne katkı sağlamaya çalışacağız." dedi.
- "Aile hekimleri büyük sorumluluk altında"
Prof. Dr. Karadağ, sürücü belgelerinin yenilenmesi noktasında aile hekimlerinin büyük sorumluluk altında olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Sürücü belgesini yenileyecek ya da sürücü belgesi alacak kişiler, tek hekimin imzası ile sağlık raporu alabiliyor. Sağlık raporu alırken kişinin, 'bende uyku apnesi, gündüz aşırı uykululuk hali yoktur' diye beyan formu doldurması gerekiyor. Hekim bunu onayladığı zaman kişi rapor alabiliyor. Kişide uyku apnesi varsa ve 'yok' diye beyan etmişse trafik kazası yaptığında ya da yasal bir süreçte bu kişinin uyku apnesi olduğu görülür ise hekim büyük bir cezai müeyyideye uğrayabilir."
Aile hekimlerine yönelik düzenlenen eğitimlerde UYKUDER uzmanlarının zaman zaman bilgilendirme yaptığını anlatan Karadağ, aile hekimlerinin uyku apnesi sendromuna ilişkin tanı koyabilmesinin, kişinin beyanının ticari kaygılar ya da başka nedenlerle yanlış olma ihtimaline karşı çeşitli kurallara bağlanması gerektiğini vurguladı.
- "Anket uygulanıyor"
Karadağ, uyku apnesi sendromunun tespiti noktasında dünyada geçerliliği olan anket bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"8 sorudan oluşan ve cevaplara bağlı olarak puanlama sisteminin geçerli olduğu anketin sonucu, kişinin sorulara verdiği doğru cevaplara bağlı. Kişi eğer doğru söylemiyor ise hekim sadece onun sözüne bakarak karar vermek durumunda kalıyor. AB'de bunun dışında daha objektif kriterler bulunmaya çalışılıyor. Mesela, göz bebeğinin çapının 10 saniye boyunca ışığa karşı reaksiyon vermesinin ölçüldüğü sistem var. Basit bir test ve kişinin gündüz aşırı uykululuk hali olup olmadığını gösteriyor. Bunun gibi objektif testlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekiyor. Bütün bunlar yasal düzenlemeler gerektiriyor ya da mali yönü önemli olan şeyler. Bunları otoritelerin ve bilim adamlarının birlikte tartışmaları gerekiyor. Kongremiz bu görevi de yapacak. Bu konuda emek vermiş çeşitli bilim insanları ile bu konuyu tartışacağız ve inşallah güzel kararlar alacağız."
Kongre Başkanı Prof. Dr. Kürşat Murat Özcan da 7. Uyku Bozuklukları Kursu ve 6. Uyku Teknisyenliği Kursunun da düzenleneceği ve açılış töreni yarın gerçekleştirilecek kongreye 170 akademisyenin katılacağını söyledi.
Uyku apne sendromunun hem tanısı hem de tedavisindeki yeniliklerin ortaya konulacağı kongrede 1'i yabancı olmak üzere 38 uzmanın sunum yapacağını belirten Özcan, Türkiye'deki uyku tıbbının gelişmesine katkı sağlamayı hedeflediklerini ifade etti.