İSTANBUL (AA) - Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, kan ürünleri konusunda Türkiye'nin dışa bağımlılığının sona ereceğini belirterek, "Şu anda elimizde 300 bin ünitelik kapasite bulunuyor. Buna yaklaşık 200 bin ünite daha ekleyerek, milli bir kan endüstrisi kurmayı, milli kan ürünlerini oluşturmayı ve bu alanda dışa bağımlılığı tamamen sonlandırarak, ihraç eden bir ülke olmayı hedefliyoruz." dedi.
Kınık, The Marmara Otel'deki basın toplantısında, 2005'te faaliyete giren Ulusal Güvenli Kan Temini Programı'yla modern kan bankacılığı sistemine geçtiklerini söyledi.
Kan bağışı sayısının günde ortalama 11 bin ünite ile yılda 2 milyonu aştığını belirten Kınık, ülke genelinde 17 bölge kan merkezi, 65 kan bağışı merkezi, 53 kan alma birimi, 150 mobil kan alma ekibi ile toplam 250 noktada kan bağışı alındığını dile getirdi.
Kerem Kınık, nüfusun yüzde 3'ünün kan bağışı yaptığını anlatarak, "Bunu gelişmiş ülkelere yaklaştırmalıyız. Kan bağışında bulunanların yüzde 87'si erkek, yüzde 13'ü kadın. En fazla kan bağışlayan il; 245 bin 739 üniteyle İstanbul. Düzenli kan bağışçısı oranını arttırmaya çalışıyoruz. Bölgesel Kan Bankacılığı sistemine kayıtlı yaklaşık 4 milyon bağışçı var." diye konuştu.
- "Kızılay'ın günlük 80 bin stoku var"
Terör saldırıları gibi olağanüstü dönemlerde kan talebinde ciddi artış yaşandığını aktaran Kınık, şöyle devam etti:
"Mesela 15 Temmuz'da Ankara'da 2 bin, İstanbul'da da bin olmak üzere toplam 3 bin civarında yaralı vardı. Bu kadar kan talebinde bulunuldu. Bu tür olay ve terör hadiselerinde, Kızılay'ın hazırlıkları var. Ancak böyle zamanlarda yanlış yönlendirmeler olabiliyor. Kızılay'ın günlük yaklaşık 80 bin civarında kan stoku var. Olağanüstü durumlarda bunun altından kalkacak durumdayız. Ancak böyle durumlarda hastanelerden yaralı sayısıyla ilgili net bilgi yokken tedbiren kan talebi geliyor. Bu da sürekli az bulunan gruplarda oluyor. Böylece aniden yüksek talep oluşturuyor. Bunun da tamamını karşılamaya çalışıyoruz. Acil durumlarda ihtiyacı karşılayacak kapasitemiz bulunuyor."
- Plazma Fraksinasyonu Projesi
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kınık, Plazma Fraksinasyonu Projesi hakkında da şu bilgileri verdi:
"İnsan plazmasının fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçirilerek proteinlere ayrılması, saflaştırılması, hastaların tedavisinde kullanılacak güvenli ve standart ürünler haline getirilmesine 'plazma fraksiyonasyonu' diyoruz. Maalesef bu konuda yüzde 100 dışarı bağımlıyız. Kan ürünleri konusunda milli bir endüstrimiz bulunmuyor. Her yıl kan ürünleri konusunda yurt dışına 800 milyon lira ödüyoruz. Projeyle yılda 550 bin litreye ulaşan miktarda plazma sağlanacak. Projede son aşamaya gelindi. Gerekli yasal düzenlemeler yapıldı. Yakında ihalesi yapılacak. Özel sektör bir tesis kuracak. Burada bizim çalışmalarımız olacak. Şu anda elimizde 300 bin ünitelik kapasite bulunuyor. Buna yaklaşık 200 bin ünite daha ekleyerek, milli bir kan endüstrisi kurmayı, milli kan ürünlerini oluşturmayı ve bu alanda dışa bağımlılığı tamamen sonlandırarak, ihraç eden bir ülke olmayı hedefliyoruz."
- TÜRKÖK kapsamında yapılan çalışmalar
Kınık, Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi'nin (TÜRKÖK) 2 yıldır kan bağışı aldığını anımsattı.
Merkezin önemli bir işlev gördüğünü dile getiren Kınık, "İlk 3 yıl için 250 bin donör hedeflenmişti. Şu ana kadar da 164 bine ulaştık. Türkiye genelinde 12 merkezde kök hücre bağışlarını alıyoruz. Merkezin veri tabanına kayıtlı bin 497 aktif hasta bulunuyor. Bunlardan 855 eşleşme sağlandı. 166 hastanın kök hücre nakli yapıldı. Ayrıca geçtiğimiz mayısta Dünya Kemik İliği Bankası'na üye olundu. Bu kapsamda da yurt dışında 15 eşleşme, 2 nakil gerçekleştirildi." şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından TÜRKÖK kapsamında bağışta bulunan 48 yaşındaki Arzu Topuzdağ ve 24 yaşındaki Havva Kaya, bağış sürecinde yaşadıklarını anlattı.