ANTALYA (AA) - Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Türkiye'nin bilim, araştırma, geliştirme, özellikle sağlık araştırmaları ve eğitim alanında ciddi bir potansiyeli olduğunu belirterek, "Son yıllarda özellikle 2000'den sonra eskiden var olan altyapı ve potansiyelin üzerine yeni ilave yatırımlar yapıldı. Türkiye'nin şu anda sosyal sağlık hizmetleri diyebileceğimiz açıdan belki de örneğinin olmadığıdır." dedi.
TÜBA tarafından, TİKA'nın desteğiyle Turizm Bölgesi Belek'te bir otelde düzenlenen, "Hematolojik Onkolojide İnovatif Hücresel Tedaviler" konulu "3. Uluslararası Kök Hücre Kursu"na Ürdün, Ukrayna, Nepal ve Moldova başta olmak üzere 11 ülkeden ve Türkiye'deki çok sayıda üniversitedeki kök hücre merkezinden 40'ı yabancı 102 hekim ve bilim insanı katıldı.
Programla Orta Asya Türk, akraba ve komşu ülkelerde bu konuda çalışan uzman hekim, öğretim üyeleri, doktora ve tez öğrencileri ile biyologlar ve teknisyenlerin bilgilerinin güncellenmesi ve son gelişmelerin günlük pratiğe aktarılmasının sağlanması yoluyla Türk bilim camiasının uluslararası akademik ilişkilerinin ve tanıtımının geliştirilmesi hedefleniyor.
TÜBA Kök Hücre Çalışma Grubu'nun organize ettiği kursta, kök hücrenin biyolojisi, laboratuvardan hastaya kök hücre uygulamaları, kök hücre toplanması, sayımı ve dondurulması, işlenmesi, toplanması saklanması, geri kazandırılması, kodlanması, taşınması ve infüzyonu başta olmak üzere farklı konularda sunumlar gerçekleştirilecek.
Açılışta konuşan TÜBA Başkanı Acar, daha önce de iki kök hücre nakli kursu düzenlediklerini belirterek, özellikle kök hücre tedavileri konusunda yenilikçi yöntemler konusunda fikir alışverişinde bulunmak, yeniliklerden katılımlıcıları haberdar etmek ve bazı uygulama örnekleri hakkında bilgi vermeyi amaçladıklarını söyledi.
Kursa, talebin fazla olduğunu ancak katılım hakkı kazanan 102 bilim insanı ve hekimi davet ettiklerine işaret eden Acar, Türkiye'deki bilimler akademisinin Batı'daki bilim akademisi modeline göre örgütlendiğine dikkati çekti.
Acar, Türkiye olarak farklılıkları tolere etme, hoşgörü göstermek, kültürel özellikleri bir arada yaşama ve yaşatma bakımından tecrübeye sahip olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Ama son modern çağlarda, son yüzyılda sağdır, soldur, etnik ya da başka temellere dayalı sıkıntıları gereğinden fazla sorun haline getiriyoruz. Bu anlayışla kendime ilke belirledim ve farklılıkları zenginlik olarak değerlendiriyorum. Bu gibi bilimsel aktivitelere yansıyan yönü, ilgili uzmanları bilim insanlarını davet ederek ya da kimlerin hangi faaliyette yer alacağına karar verirken, onların bilimsel nitelikleri dışındaki özelliklere değil, konuya olan isteklerine bakıyoruz. Ödül ve diğer programlarda da aynı ilkelere riayet etmeye özen gösteriyoruz. Bunun sonucunda, kalitenin gittikçe yükseldiğini ve ilginin hızla arttığını görmek bizi memnun ediyor."
Acar, faklı anlayışlara sahip oldukları akademi üyelerinin kendilerini bu konuda desteklemesinin, yüreklendirmesinin kendileri için motivasyon kaynağı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bilim alanında, araştırma geliştirme, özellikle sağlık araştırmaları ve eğitim alanında ciddi bir potansiyelinin bulunduğunu dile getiren Acar, şöyle devam etti:
"Son yıllarda özellikle 2000'den sonra eskiden var olan altyapı ve potansiyelin üzerine yeni ilave yatırımlar yapıldı. Türkiye'nin şu anda sosyal sağlık hizmetleri diyebileceğimiz açıdan belki de örneğinin olmadığıdır."
Acar, Türkiye'deki tüm Türk vatandaşlarının ister çalışsın ister çalışmasın sağlık sigortası içerisinde olduğunu belirterek, Türkiye'de 70'den fazla tıp fakültesi olduğunu, çok sayıda araştırma merkezinde de önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini ifade etti.
- "Sağlık alanında önemli raporlar yayımlıyoruz"
TÜBA Konsey üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji ve Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer de kök hücresi konusunda çalışma yapan grupları kurslara katmaya çalıştıklarını söyledi.
Özellikle son dört yılda TÜBA'nın birçok akademilerle ikili anlaşmalar imzaladığına dikkati çeken Taner, ulusal kök hücre, kanser politikaları, özellike kanser tedavisinde paydaşlar arasında yaşanan problemlerle ilgili gıda ve kanser ilişkileri alanında önemli raporlar yayımladıklarını belirtti.
Bu raporların devamının geleceğini ve bunların birçok kamu kurum ve kuruluşlarına gönderildiğini vurgulayan Demirer, kök hücre tedavilerinin devreye girmesi, bunun özellikleri sayesinde yeni alanda kullanımının gündeme geldiğini anlattı.
Kursun amacının, inovatif tedavileri gözden geçirmek olduğunu belirten Demirer, "Türkiye Cumhuriyeti, inovatif tedavilerde bölgesinde lider ülke konumundadır. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar da çevre ülkelere ilişkilerin geliştirilmesi ve sağlık turizminde de yine bölge insanına aktif hizmet verilmesi temel amaçlarımızdandır." dedi.
Açılış konuşmalarının ardından, program basına kapalı devam etti.