İSTANBUL (AA) - Son yıllarda kozmetik amaçlı kullanımıyla ön plana çıksa da birçok tıbbi alanda başarıyla uygulanan botoksun, kronik rinit semptomlarını da büyük oranda azalttığı belirtildi.
İlk kez tedavi amaçlı olarak şaşılıkta kullanılan, 1980'lerin sonundan itibaren nörolojinin kullanımına giren botoks, sinir uçlarından kasılmayı sağlayan kasın veya salgı bezinin salınımını engelleyerek kasılmayı önlüyor. "Clostridium botulinum" adlı bakterinin toksininden elde edilen bir protein olan botoks, çok sayıda tıbbi problemin çözümünde kullanılıyor.
Medical Park Fatih Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz ve Baş, Boyun Cerrahisi Uzmanı ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altıntaş, yaptığı açıklamada, şaşılık, göz kayması ve tiklerin tedavisinde kullanım için 1989'da, kozmetik amaçlı kullanım için 2002'de Amerikan Sağlık Örgütünden (FDA) onay alan botoksun, ABD'de en fazla reçete edilen ilaçların başında geldiğini belirtti.
Altıntaş, botoksun kullanım alanlarından bazılarını "gerilim tipi baş ağrıları", "migren", "kronik bel ağrısı", "myofasyal ağrı", "fibromyalj denilen kas ağrıları", "tenisçi dirseği", "aşırı terleme", "gevşeme sorunlu kas kasılma rahatsızlıkları", "aşırı tükürük salınması", "kronik rinit", "diş gıcırdatma (Bruksizm)" ve "çiğneme kaslarının aşırı gelişimi" şeklinde sıraladı.
Botoksun poliklinik şartlarında, bu konuda eğitim almış hekimler tarafından uygulanabildiğini anlatan Altıntaş, "Botoksun etkisi yapıldıktan 3-4 gün sonra başlıyor ve 4 ile 6 ay arasında sürüyor. Etki süresi, uygulama yapılan kişinin metabolizması ve uygulamanın nereye yapıldığına bağlı olarak değişebilir." ifadesini kullandı.
- "Sürekli uygulama herhangi bir risk taşımıyor"
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altıntaş, daha çok burun akıntısı ve burun tıkanıklığı semptomlarıyla ortaya çıkan rinitin tedavisinde de botoksun kullanılabildiğine değindi.
Çalışmalara göre, hem mevsimsel hem de yıl boyu süren rinitte botoks uygulayarak, hastalığın semptomlarının yüksek oranda azaltılabildiğini aktaran Altıntaş, şu bilgileri paylaştı:
"Alerji, kişinin bünyesiyle ilgili yapısal bir sorun olduğu için bunu ortadan kaldırmak çok mümkün olmasa da botoks, rinitin hafifletilmesinde bir çözüm olarak kullanılabiliyor. Alerjik burun etlerinde botoks uygulayarak, etki devam ettiği sürede rinitin yol açtığı semptomları azaltabiliyoruz. Botoks uygulaması, var olan alerjiyi tedavi etmiyor ancak rinitin yol açtığı burun tıkanıklığı, hapşırma, burun akıntısı gibi semptomları yüzde 70-80 oranında baskılıyor. Sürekli uygulama herhangi bir risk taşımadığı için hasta düzenli olarak botoks yaptırarak rinitin neden olduğu sıkıntılarını da hafifletebilir."
Kronik riniti olan kişilerin alerji öncesinde veya alerji sırasında botoks yaptırabileceğini belirten Altıntaş, "Uygulamanın yapılması gereken özel bir dönem yok, her dönem yapılabilir. Örneğin bahar aylarında rinitinin başladığını bilen bir hasta, botoks uygulamasından 3-4 gün sonra bunun etkisini görmeye ve semptomları hissetmemeye başlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
- Risk grupları
Ahmet Altıntaş, risk gruplarını "daha öne inme-felç geçirmiş kişiler", "kronik sinir sistemi hastalıkları olanlar", "yüz asimetrisi olanlar", "kas-sinir kavşağına etkili ilaç, aspirin veya bazı antibiyotik kullanan kişilerin", "gebelik, emzirme dönemlerindeki kadınlar" şeklinde sıralayarak, ayrıca uygulanacak cilt bölgesinin enfeksiyonu durumlarında botoksun sakıncalı olduğuna işaret etti.
Botoksun uygulama dozunun kas kitlesine ve kas hareketine göre değiştiğini anlatan Altıntaş, özellikle kozmetik veya tedavi amaçlı yüze yönelik botoks uygulamalarında hastaların en büyük kaygısını "jest ve mimiklerinin kaybolması" şeklinde açıklarken, uygun dozlarda doğru bölgelere uygulandığında, botoksun sağlıksal herhangi bir probleme yol açmadığını belirtti.