Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Bugünlerde hükümet bizi farklı bir mecra içerisine sokmak istiyor. Belediye başkanlarımızı görevden alıyor. Ne olursa olsun kimse bizi Türkiye gündeminden alıkoyamaz.
Üç çocuklu bir çalışan 1709 lira asgari ücret alıyor, şimdi hükümet yetkililerine sesleniyorum 1709 lirayla buyrun bir ay geçinin bakalım, ev kirası ödeyin, çocuğunuzu okutun bakalım. Ama onlar halktan koptular, saraylarda oturuyorlar.
'ANKARA BÜYÜKŞEHİR'İ ALMAK SIRADAN BİR BELEDİYE ALMAK DEĞİLDİR'
Bizim sözümüz söz ağzımızdan çıkmıştır. Ramazan ve Kurban bayramında iki maaş ikramiyeyi emeklimize vereceğiz.
Birinci hedef Ankara Büyükşehir'i alacağız. Ankara Büyükşehir'i almak sıradan bir belediye almak değildir. Kırsal kesimde kimseyi aç, açıkta bırakmamak demektir. Ve Ankara Büyükşehir'i almak demek Ankaralıların ödediği her kuruşun hesabını vermenin onurunu yaşamak demektir.
'11 BİN KİŞİDEN ÖZÜR DİLENMELİ'
ByLock kullananlardan 11 bininin yanlış olduğu ortaya çıktı. Ya meslekten atıldı ya hapishaneye gönderildiler. Bir iki kişi olsa anlarım da, 11 bin kişi… FETÖ'cülükle suçlandılar. En acımasız cezalarla karşı karşıya kaldılar. 11 bin kişiye sesleniyorum, senin hakkını ben savunduğum zaman bizi de suçladılar. Ama biz yolumuza inançla ve kararlılıkla devam ettik. Şimdi sıkılmadan, utanmadan 'Yanlışlık olmuş' diyorlar. Şimdi onların, Balyoz ve Ergenekon davasında mağdur olanların tamamının iade-i itibarlarının sağlanması lazım. 11 bin kişiden, Balyoz'dan ve Ergenekon'dan mahkum olanların tamamından özür dilenmesi lazım.
'BİZİM KAYIĞIMIZ DEMOKRASİ KAYIĞIDIR'
Diyorlar ki, 'Kılıçdaroğlu'nun kayığına binme'. Senin binmediğin kayık kalmadı. Esad'ın kayığına bindin, FETÖ'nün kayığına bindin. Bizim kayığımız demokrasi kayığıdır. Bizim bindiğimiz gemi demokrasi mücadelesi verenlerin bindiği gemidir. Kim gelirse yüreğimiz sonuna kadar açık.