17 °c

Kaynak, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "10 bin Suriyeli mülteciye vatandaşlık verilerek oy kullandırılacağı" iddiasına ilişkin, "50 küsur milyon seçmenin olduğu bir ülkede, 10-20 bin seçmenle referandumun neticesinin değiştirilmesini düşünmek en hafif tabirle, büyük bir safdillik olur. 10-20 bin seçmenle referandum neticesi değiştirilemez, değiştirilmesi hayal bile...

Politika Haberi
Kaynak, AA Editör Masası'na konuk oldu
Kaynak, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "10 bin Suriyeli mülteciye vatandaşlık verilerek oy kullandırılacağı" iddiasına ilişkin, "50 küsur milyon seçmenin olduğu bir ülkede, 10-20 bin seçmenle referandumun neticesinin değiştirilmesini düşünmek en hafif tabirle, büyük bir safdillik olur. 10-20 bin seçmenle referandum neticesi değiştirilemez, değiştirilmesi hayal bile edilemez. Bunlar gereksiz vehimlerdir." dedi.

Kaynak, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Bazı basın organlarında, '10 bin Suriyeli mülteciye gelecek ay içinde Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığı verileceği ve bu kişilerin referandumda oy kullanacağı' yönünde haberler yer aldı. Bu iddialar doğru mu? Şu ana kadar Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısı kaç?" sorusuna Kaynak, "Haberler doğru değil. Türkiye, mültecilere vatandaşlık verme hususu da açık, bunu gizli saklı yapmıyoruz." yanıtını verdi.

Kaynak, Suriyeli kökenlilerin vatandaşlığıyla ilgili hükümetin bir prensip kararı aldığını, yüksek tahsilli, belli meslek sahibi, çalışma izni almış mültecilere vatandaşlığın önünün açıldığını bildirdi.

Belli oranda yatırım yapanlara, sermaye getirenlere önce oturma, sonra vatandaşlık izni verileceği yönünde Bakanlar Kurulu kararının bulunduğunu anımsatan Kaynak, belli meslek sahibi ve yüksek tahsilli olanlar, çalışma izni alanlar ile ilgili İçişleri Bakanlığının, Göç İşleri Genel Müdürlüğü ve Nüfus Vatandaşlık Genel Müdürlüğünün çalışma yürüttüğünü anlattı.

Kaynak, bu kapsamda 22-23 bin ailenin tespit edildiğine işaret ederek, "Bu 22-23 bin aileyle tabii ki kalmayacak, elbette devam edecektir. Bunların ortalama bir aile olduğunu düşünürsek, belki 70-80 bin kişidir. Her şeyden önce bunların iç güvenliğimiz, ülke güvenliğimiz açısından bir tehdit oluşturmaması gerekecektir. Bununla ilgili hem istihbarat hem güvenlik örgütlerimiz, kolluk kuvvetlerimiz çalışmalar yapacaklar. Valilikler tarafından nihai çalışma tamamlandıktan sonra bildirilecektir." diye konuştu.

YSK'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa değişikliğini onaylamasından sonra referandum takvimini ilan edeceğini belirten Kaynak, "50 küsur milyon seçmenin olduğu bir ülkede, 10-20 bin seçmenle referandumun neticesinin değiştirilmesini düşünmek en hafif tabirle, büyük bir safdillik olur. AK Parti bu referandum değişikliğinin arkasındadır, 25 milyon oy almıştır. MHP arkasındadır, milyonlarca oy almıştır. 10-20 bin seçmenle referandum neticesi değiştirilemez, değiştirilmesi hayal bile edilemez. Bunlar gereksiz vehimlerdir." ifadesini kullandı.

- "Avrupa'yı hayretle izledik"

"İngiltere Başbakanı May'in geçen haftaki ziyaretinin ardından yarın da Almanya Başbakanı Merkel'in Türkiye'ye gelmesi öngörülüyor. İki önemli Avrupa ülkesinin liderlerinin art arda Türkiye'ye yaptıkları ziyaretlerin, mülteci sorununun çözümüne katkıda bulunacağı yönünde bir beklentiniz var mı? 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'nin demokrasisini koruma yönünde attığı adımlara yeterli desteği vermeyen bu ülkelerin geciken ziyaretlerini nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine Kaynak, 15 Temmuz darbe girişiminin insan aklının aklayacağı vahşete sahne olduğuna değindi.

Başbakan Yardımcısı Kaynak, 15 Temmuz sonrasında İngiltere Dışişleri Bakanlığının girişimi kınayan bir açıklama yaptığını, Almanya Başbakanı Angela Merkel'den de destek geldiğini anımsatarak, "Biz, birlik üyesi olmak için müzakere yürüttüğümüz, Gümrük Birliği Anlaşması'nda beraber olduğumuz, 600 yıla varan ilişkilerimizin olduğu Avrupa'nın darbe sonrasındaki yaklaşımını hayretle ve dehşetle izledik. Avrupalı müttefiklerimiz Türkiye'nin demokrasisini merak etmediler, yakalanan darbecilerin işkenceye uğrayıp uğramadığını merak ettiler." diye konuştu.

Darbe girişiminde Cumhurbaşkanının, Başbakanın canına kastedildiğini, milletin parlamentosunun bombalandığını, Gölbaşı Özel Harekatta 45 polisin şehit edildiğini hatırlatan Kaynak, darbe gerçekleşseydi, Türkiye'nin demokrasisinin ayakta kalmayacağını belirtti.

-"Avrupa çifte standart uyguladı"

Kaynak, Avrupa'nın Türkiye'nin demokrasisini değil, darbecilerin işkenceye tutulup tutulmadığını merak etmesini "çifte standart" olarak nitelendirdi.

Avrupa'nın demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri, hukuk devletini esas alarak yükseldiğini iddia eden bir medeniyet olduğunu hatırlatan Kaynak, "Demokrasinin tecelligahı parlamentonun bombalanması, halkın seçtiği cumhurbaşkanının canına kastedilmesi maalesef gündemlerinde, darbecilerin işkenceye uğrayıp uğramadığı kadar yer almadı." dedi.

İngiltere Başbakanı Theresa May'in, ABD Başkanı Donald Trump'ın kabul ettiği ilk yabancı konuk olarak önce ABD'ye gittiğini anımsatan Kaynak, May'in sonrasında Ankara'ya geldiğini ifade etti.

Kaynak, göçmen konusunda İngiltere'nin de katı bir tutumunun olduğunu, milli geliri 45-46 bin dolar olan İngiltere'de toplam 8-9 bin mültecinin bulunduğunu belirtti.

-"İngiltere derin ortaklıklar peşinde"

İngiltere'nin yeni stratejik ve derin ortalıklar peşinde olduğuna işaret eden Kaynak, Türkiye'ye ziyaretin sebeplerinden birinin de bu olduğunu söyledi.

Kaynak, İngiltere'nin Irak ve Suriye'de uzun bir süredir varlığını sürdüren bir ülke olduğuna dikkat çekerek, İngiltere ile Ortadoğu, Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması, demokratik hukuk devleti konularında görüşme yapıldığını düşündüğünü aktardı.

Veysi Kaynak, Merkel'in ziyaretine ilişkin ise şunları ifade etti:

"Almanya'da evet mülteci meselesi var, Almanya'da bizim başka dertlerimiz var. Almanya hem PKK teröristlerine hem DHKP-C teröristlerine, Türkiye'nin başına bela olan her türlü teröriste kucak açmış bir ülkedir. En son darbecilerin önemli aktörleri, yargı ayağı Almanya'da misafir ediliyor ve Almanya, Yunanistan'la AB içerisinde en iyi ilişkiler kurabilen, Yunanistan'a ekonomik açıdan büyük destekler verilmesini sağlayan bir ülke. Yunanistan'ın darbeci askerleri, bizzat darbeye katılan, bizzat helikopterimizi alıp Yunanistan'a o helikopterle kaçan darbeci askerleri vermemesiyle, Almanya'nın darbeci yargıçları ve savcıları, diğer PKK teröristleri vermemesi arasında bir fark yoktur. Ama Almanya'da kendi iç siyasi çekişmelerinin, argümanlarının göç ve göçmen üzerine kurulu olduğunu biliyoruz."

-"AB taahhütlerinde durmalı"

Türkiye'nin 18 Mart 2016'da AB ile varılan mutabakata sadık olduğunu vurgulayan Kaynak, Türkiye'nin bu anlaşma kapsamında üzerine düşeni yaptığını, Ege denizinde günde 2 bine varan izinsiz geçişi, 20'lere kadar düşürdüğünü anlattı.

Kaynak, AB'nin de kendi taahhütlerinde durması gerektiğinin altını çizerek, Merkel'in mültecilere biraz daha sıcak baktığını ancak bunun da Türkiye gibi olmadığını belirtti.

Kaynak, "Ben, biraz karikatürize ederek söylüyorum, o tahsillisini, mesleklisini, boylusunu poslusunu, yakışıklısını, güzelini istiyor ama biz insanı birbirinden ayırmayız, insanın engellisi de hastası da çocuğu da bakıma muhtaç olanı da insandır. Almanya ile mülteci meselesine bakışımızda böyle bir temel fark vardır." ifadesini kullandı.

(Sürecek)


Sıradaki Haber