MUŞ (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediyelere yapılan yeni görevlendirmelere ilişkin, "Seçilmişlik hukukun ve demokrasinin gasbı anlamına gelmez. Tam tersi hukuku ve demokrasiyi, tam anlamıyla muhafaza etmek anlamına gelir. Eğer bunu bunu yapmıyorsanız, hukuk ve mahkemeler devreye girer." dedi.
Özel uçakla Muş'a gelen Bakan Soylu'yu, havaalanında, Vali Seddar Yavuz, AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Belediye Başkanı Feyat Asya, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay İsmail Şen, kurum amirleri ve partililer karşıladı.
Burada kendisini karşılayanlarla bir süre sohbet eden Soylu, ardından bayram namazını kılmak için kent merkezindeki Lale Camisi'ne geçti. Namaz sonrası Bakan Soylu camiye gelen vatandaşlarla bayramlaştı, çocuklara bayram harçlığı verdi.
Cami çıkışında gazetecilere açıklama yapan Soyu, bayramın Türkiye'ye ve bütün dünyaya kardeşliği, barışı, sevgiyi ve muhabbeti hakim kılması dileğinde bulundu.
Hep birlikte bunu arzu ettiklerini ve bunun için dualar yaptıklarını aktaran Soylu, şöyle konuştu:
"Biraz sonra kurbanlar kesilecek. O kurbanların hürmetine milletimizin, çocuklarımızın ve insanlığımızın istediği budur. Bugün dünyanın birçok yerinde bu bayram sevincini doyasıya yaşayamayan ve bu bayramı, vuslatı ve kucaklaşmayı hissedemeyenler var. Onların adına da duacıyız. Onlar için de yapabileceklerimizin ve yapmamız gerekenlerin farkında olduğumuzu hissettiririz. Her zaman söylediğimiz gibi hem bizim hem de ötekinin varlığını hep birlikte kucakladığımız bir gün içerisindeyiz. İnşallah bu bayram ve şu güzel vuran güneş memleketimi, milletimi ve dünyayı da aynı şekilde aydınlatacaktır."
- "Halkın kaynakları, milletimize ve halka aktarılacaktır"
Belediyelere görevlendirme yapılmasının, özellikle bu görevlendirmelerin teröre yönelik, terörle bağı ve terör örgütlerine olan desteği hem adli hem de idari soruşturmalarca sabit olan ve bu konuda artık milletin oyunun ve demokrasinin millet adına kullanılması lazım gelen bir uygulama olduğunun altını çizen Soylu, şöyle devam etti:
"Bu konuda inanıyorum ki görevlendirilen arkadaşlarımız, kaymakamlarımız ve oradaki yetkililer her birisi çok başarılı bir şekilde yönetim ortaya koyacaktır. Hatta bu sabah geldiğimizde onlarla yaptığımız müzakerede belediyelerin eksiklikleri ve aksaklıkları, onlara neler yapılması gerektiğini konuştuk. Dün dahi birçok arkadaşımız bayram hazırlıklarını belediyelerde gerçekleştirdiler. Hiç kimsenin bir endişesi olmasın. Hizmetler en üst seviyede görülecektir. Halkın kaynakları, milletimize ve halka aktarılacaktır. Bizi üzen dün bir büyükelçinin yaptığı açıklamadır. Bunu Türkiye'nin iç işlerine müdahale olarak kabul ederiz. Bu değerlendirmeyi de asla kabul edilemez buluruz. Bir taraftan terör örgütüyle olan bağı ve ilişkisi adli ile idari makamlarca ve soruşturmalarla tespit edilen, bu konuda hem anayasamıza hem de kanunlarımıza uygun bir şekilde gerçekleştirilen bir sürecin sonunda eğer terörle mücadele konusunda bir kararlılık ortaya konuluyorsa, bu kararlılık bütün dünyaya özellikle müttefiklerimizle birlikte her türlü teröre karşı mücadele ediyorsak, bu sorumluluktan uzak açıklamalar teröre cesaret verir. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Özellikle dost ve müttefik olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin elçileri, bu konuda bir değerlendirme yapma hakkına sahip değillerdir. Bunu açıkça ifade etmek istiyorum. Türkiye'yi bu tip süreçte tanımlandırmak, Türkiye'ye ve milletimize büyük bir haksızlıktır, tahrik unsuru içeren bir açıklamadır. Ama milletimiz dün de, bugün de, yarın da vakarıyla, sağduyusuyla ve karşı karşıya kaldığı meselenin ne olduğunun kendisince bilinmesi münasebetiyle, cevabını da en güzel şekilde vermiştir. Onun için mesele demokrasi, hukuk devleti ve vatan kavramıdır. Demokrasiye ve milli iradeye sadık olacağız, hukuk devletinin gereklerini yerine getireceğiz. Bu kardeşliği yüzyıllardır sürdürüyoruz. Bu kardeşliği bu topraklar içinde yüzyıllarca sürdüreceğiz. Birbirimizi o kadar sıkı kucaklayacağız ve anlayacağız ki yarınlara güçlü, zengin ve özgür bir ülke olarak ulaşacağı... Hiç kimsenin bundan endişesi olamasın."
"Verilen oy demokrasi ve hukuk kuralları çerçevesinde işlevselliğini ortaya koyuyorsa, bir karşılığı söz konusudur." diyen Bakan Soylu, "Seçilmişlik hukukun ve demokrasinin gasbı anlamına gelmez. Tam tersi hukuku ve demokrasiyi, tam anlamıyla muhafaza etmek anlamına gelir. Eğer bunu yapmıyorsanız, hukuk ve mahkemeler devreye girer. Yani seçilmişlik herkese istediğini yapabilme hakkını ve özgürlüğünü vermez. Ehliyetin kuralları bellidir. Kaynağı yerinde kullanmak. Hukukun içinde bir değerlendirmek yapmak. Bu ehliyeti farklı bir şekilde değerlendirenlere yine müdahale hukukun içerisinde olur. Bu hususta budur. Hukukun içerisinde kalmak ve demokrasi içerisinde hak etmek esastır." ifadesini kullandı.
- Fırat Kalkanı Operasyonu
Güvenlik kuvvetlerinin bayramını kutlayan Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
"Bu bayramda bizler burada huzur ve rahat içinde dururken onlar büyük bir mücadeleyi ortaya koyuyorlar. Allah yardımcıları olsun, muhafaza eylesin. Bütün dualarımız öyledir. Bu konuda gerekli bütün çalışmalar ve yapılması gerekenlerin tamamı titizlikle büyük bir dikkatle gerçekleştiriliyor. Bu coğrafyanın barışı aslında hem dünyanın hem de insanlığın huzuru anlamına gelir. Biz bunun bilinci içindeyiz. Birlikte hareket ettiğimiz tüm ülkeler de bu bilinçle hareket ediyorlar. Şu açıktır ki bu bayramda özellikle Türkiye'nin ve milletimizin okumasını yanlış yapanlar, bir durup düşünsünler. Yanlış tercümeler yapmasınlar. Bazen yanlış tercümeler yapıyorlar. O yanlış tercümeleri ortaya koymasınlar. Tercümeleri doğru yaparlarsa dillerimiz anlaşabilir, gönüllerimiz ve zihinlerimiz anlaşabilir."
Ardından İçişleri Bakanı Soylu, geçen yıl Malazgirt ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarınca şehit edilen İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Aslan Kulaksız'ın, İzmir'de yaşayan ailesini ve ayrıca 15 Temmuz gecesi yaralanan özel harekatçı Turgut Aydın'ın eşi Nadire Aydın'ı telefonla arayarak, bayramlarını tebrik etti.
Soylu'ya Muş ziyaretinde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler de eşlik etti.