17 °c

Başbakan Yardımcısı Akdoğan:

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Türkiye'nin kiminle sorunu varsa, Türkiye ile kimin sorunu varsa hemen koşup ona gidiyorlar. CHP Esed'e gidiyordu biliyorsunuz, iki de bir heyet gönderiyordu, bunlar da Putin'e gidiyorlar, HDP'liler, Rusya’ya koşuyorlar. Yani Türkiye ile kimin sorunu varsa, kendi devletlerinin yanında yer almak yerine...

Politika Haberi
Başbakan Yardımcısı Akdoğan:
Başbakan Yardımcısı Akdoğan:

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Türkiye'nin kiminle sorunu varsa, Türkiye ile kimin sorunu varsa hemen koşup ona gidiyorlar. CHP Esed'e gidiyordu biliyorsunuz, iki de bir heyet gönderiyordu, bunlar da Putin'e gidiyorlar, HDP'liler, Rusya’ya koşuyorlar. Yani Türkiye ile kimin sorunu varsa, kendi devletlerinin yanında yer almak yerine hemen onların yanına koşuyorlar, 'nasıl destek olabiliriz' diye. Bunu da milletimiz görüyor. Yani birden 'Rus muhibi' kesildiler" dedi.

Akdoğan, AK Parti Ankara İl Başkanlığında düzenlenen Çankaya İlçe Danışma Meclisi toplantısına katıldı.

Toplantıdaki konuşmasında AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerindeki başarısını "tarihi bir zafer" olarak nitelendiren Akdoğan, bu başarıda emeği geçenlere teşekkür etti. 

Akoğan, 7 Haziran seçimleri sonrası AK Parti için, "sonun başlangıcı, sonu ANAP gibi olacak" şeklinde çeşitli yakıştırmalar yapıldığını anımsatarak, bütün bu tezlerin 1 Kasım seçimleriyle çöktüğünü ve AK Parti'nin "muhteşem bir geri dönüş" yaptığını ifade etti. 

"Biz 1 Kasım seçimlerini 7 Haziran gecesi kazandık" şeklinde konuşan Akdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 7 Haziran gecesi Ankara'da coşkuyla karşılandığını ve parti genel merkezinde de büyük bir kalabalık toplandığını hatırlattı. Akdoğan, "Yani 'biz yıkılmadık dimdik ayaktayız, buradayız ve bütün seçimleri inşallah tekrar kazanacağız', bu mesajı o gün verdi AK Parti ailesi" dedi. 

- "Verdiğimiz sözleri bir bir yerine getiriyoruz"

Yeni bir seferberlik başlattıklarını, bunun icraat, hizmet, yatırım ve reform seferberliği olduğunu söyleyen Akdoğan, "Verdiğimiz sözleri bir bir yerine getiriyoruz ve getireceğiz inşallah. Ne söyledikse bugüne kadar yaptık bundan sonra da bir bir yapacağız" ifadesini kullandı. 

Türkiye'nin gönül coğrafyasında yüzbinlerce soydaşın yaşadığını ve bu soydaşlarla bir araya geldiklerini ve kucaklaştıklarını anlatan Akdoğan, hem oradaki Türk varlığına, insanlara sahip çıktıklarını hem de Osmanlı yadigarı olan ne kadar eser varsa hepsini ayağa kaldırdıklarını bildirdi. 

TİKA, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, vakıflar ile sivil toplum kuruluşlarının dünyanın dört bir yanında insani çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Akdoğan, geçtiğimiz hafta Hatay Yayladağı'nda bulunan Türkmenlerin kaldığı kampları ziyaret ettiğini belirtti.

Türkiye'de bulunan 2,5 milyon Suriyeli'nin 276 bininin kamplarda, diğerlerinin farklı şehirlerde bulunduğuna işaret eden Akdoğan, bu kişilere devlet olarak da millet olarak da sahip çıkıldığını ifade etti. 

Akdoğan, "Birileri bunu bir yük olarak, külfet olarak görebilir, 'bu paraları, imkanları niye harcıyorsunuz' diye eleştirebilir. Bu bizim insanlık görevimizdir, bu ahlaki, vicdani bir görevdir, insan olmanın gereğidir insana sahip çıkmak, onu kucaklamak, mazluma sahip çıkmak" dedi.

Yurt dışı temaslarında 1 Kasım seçimlerini herkesin takip ettiğini gördüklerini anlatan Akdoğan, "Başka bir ülkedeki seçimle ilgili neden insanlar dua eder? İşte bu sebeple. Başı sıkışan Türkiye'ye bakıyor, Türkiye'den medet umuyor. Türkiye işte fakire, fukaraya, mazluma, mağdura kucak açan ülke. 'Türkiye'nin başına ne gelecek' herkesi ilgilendiriyor bu. O mazlumlar, mağdurlar işte 'Türkiye'nin başına bir şey gelmesin, Türkiye güçlü olsun, Türkiye kudretli olsun ki bütün her tarafa yardım eli uzanabilsin' diye bakıyor" diye konuştu. 

- "Kararlı bir şekilde terörle mücadele sürecek"

Türkiye'nin yurt dışındaki mazlumlara yaptığı yardımları devam ederken bir yandan da terörle mücadelesinin sürdüğüne dikkati çeken Akdoğan, "Kararlı bir şekilde terörle mücadele sürecek. Bir kez daha ortaya çıktı ki PKK halkın düşmanıdır, bakın en çok oy aldıkları ilçelerde hayatı cehenneme çevirdiler o halka. En çok oy aldıkları ilçeleri yaşanmaz hale getirdiler. Bu nasıl bir kötülüktür? Bu nasıl bir halk düşmanlığıdır?" dedi.  

Bölgeye yapılan yatırımların terör saldırılarıyla engellenmeye çalışıldığını söyleyen Akdoğan, "Bu halk düşmanlığıdır. Terör örgütü şu anda işte o kendileri için güya 'mücadele' ettiklerini söyledikleri insanları canlı kalkan yapıyorlar, canlı kalkan, utanmıyorlar çocukları yapıyorlar. Yani hastane yakmak, hastaneye bomba atmak, okullara mayın döşemek, bu nasıl bir gaddarlıktır. Bunun adı terör değil midir? Niçin çıkıp kınayamıyorlar" diye konuştu.

"Bunlar milletin değerlerine, kutsallarına savaş açtılar" şeklinde konuşan Akdoğan, "Kurşunlu Camisi'ni kurşunladılar, yakmaya çalıştılar. Orada ne kadar kutsal mekan varsa, tarihi eser varsa aynı o El Kaide'nin Afganistan'da yaptığı gibi tarihe savaş açtılar, sanata savaş açtılar, kutsallara savaş açtılar ve istiyorlar ki halkla devlet karşı karşıya gelsin ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz halkımızı kucaklayacağız ve hukuk içinde terörle, teröristle kararlı bir şekilde mücadeleye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.  

- "Bunlar çözüm umutlarını hendeklere gömdüler ve gömüyorlar"

"Mahalle baskısı" ifadesinin bir dönem çok kullanıldığını hatırlatan Akdoğan, "İşte mahalle baskısı yerine mahalle terörü başladı. Mahallelerde adeta terör estiriyorlar ama bütün bunlar son bulana kadar bu mücadele devam edecek. Bakın terör örgütünün ne kadar taktiği, stratejisi varsa boşa çıkarıldı. Kırsalda, sınır ötesinde, şehir kenarlarında, işte o büyük gruplarla saldırma, 'devrimci halk savaşı' hepsini bir bir çökerttik. O şehir merkezlerindeki yapılanmaları da inşallah teker teker tasfiye edeceğiz. Evet bunlar çözüm umutlarını hendeklere gömdüler ve gömüyorlar" diye konuştu.   

- "Hevesleri kursaklarında kalacak"

"Halkla devleti karşı karşıya getirme oyununa" gelmeyeceklerini yineleyen Akdoğan, "Burada bölge halkının da artık farklı bir tavır geliştirmesi lazım. Çıkıp demesi lazım, ‘Bakın devlet yapıyor, siz yıkıyorsunuz, devlet kucaklıyor, siz kovuyorsunuz, on binlerce insan oradan göç etti, esnaf kepenk açamıyor, işadamları tehdit altında, bölge ekonomisi olumsuz etkileniyor.' Bunların 'insan' diye bir derdi yok. İstiyorlar ki bir ayrışma olsun, insanlar korksunlar bölgeyi terk etsinler, bunların da tamamen kendi tasallutu altında bir yapı ortaya çıkabilsin. Hamdolsun terörle mücadelede son dönemde çok büyük başarılara imza attık ve bütün bu oyunları bozacağız ve bu hevesleri kursaklarında kalacak" ifadelerini kullandı.

Muhalefet partilerine de eleştirilerde bulunan Akdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye'nin kiminle sorunu varsa, Türkiye ile kimin sorunu varsa hemen koşup ona gidiyorlar. CHP Esed'e gidiyordu biliyorsunuz, iki de bir heyet gönderiyordu, bunlar da Putin'e gidiyorlar. HDP'liler, Rusya’ya koşuyorlar. Yani Türkiye ile kimin sorunu varsa, kendi devletlerinin yanında yer almak yerine hemen onların yanına koşuyorlar, 'nasıl destek olabiliriz' diye. Bunu da milletimiz görüyor. Yani birden 'Rus muhibi' kesildiler. Eskiden vardı biliyorsunuz bu 'muhipler cemiyeti', yani sizin insanınız gibi görünüyor ama başka milletlerin, devletlerin adamı olmuş, onların sevdasıyla yaşıyor. Bunları da milletimiz çok iyi görüyor."

Türkiye'nin bölgesinde ciddi sorunların bulunduğunu, bütün bunlara karşı Türkiye'nin güven ve istikrarını korumasının ne kadar değerli olduğunun da daha iyi anlaşıldığını söyleyen Akdoğan, "Afrika'daki o mazlumlar için Ortadoğu'daki Kafkaslar'daki Balkanlar'daki insanlar için de Türkiye'nin güçlü olması, dimdik ayakta kalması çok büyük önem taşıyor. Bu yüzden üzerimizde büyük bir yük var" dedi.

AK Parti olarak vaatlerini yerine getirdiklerini belirten Akdoğan, yapılan icraatların çok iyi anlatılması gerektiğini vurguladı. 

Katılımcıların Mevlid Kandilini de tebrik eden Akdoğan, "İnsan, eşref-i mahlukattır, yaratılmışların en şereflisidir. İşte o insanın, insanlar içerisinde numune-i imtisal olan Hazreti Muhammed'dir, örnek alınması gereken odur" dedi.

Sıradaki Haber