ZONGULDAK (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Hendekleri kim kazdı, oralara bombalı tuzakları kim koydu, roket atarlarla ve otomatik silahlarla askerimizin polisimizin üzerine kimler saldırıyor? Bölücü teröristler saldırıyor. Bunu niye CHP Sayın Genel Başkanı bağıra bağıra söyleyemiyor. Pensilvanya'nın sözcülüğünü bağıra bağıra yapıyor, bu milletin sözcülüğünü niye yapmıyorsun?" dedi.
Zonguldak'ın Devrek ilçesinde Devrek Açık Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret etmesinin ardından partisinin kent merkezinde bir otelde düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısında konuşan Bozdağ, Türkiye'de geçmişte yaşanan krizlerin bedelinin herkesin birlikte ödediğini söyledi.
Bozdağ, Türkiye'nin dört bir yanının kara, deniz ile yüksek hızlı tren ve hava yollarıyla son 14 yılda yeniden birbirine bağlandığına işaret ederek yapılan yatırımları anlattı.
Türkiye'nin etrafının yangın yeri olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, "Düşünün bütün bu coğrafyaların ortasında Türkiye var. Kılıçdaroğlu öte beri konuşuyor. Siz olsaydınız şimdiye kadar Türkiye'yi çoktan diz çöktürmüştünüz, teslim etmiştiniz. Bugün Türkiye'nin Suriye konusunda yaptığı en önemli işlerin başında bu yangını söndürme çalışmaları var." diye konuştu.
Bozdağ, Türkiye'yi yangın yerine çevirmek için uğraşanların başarılı olamadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Bu kadar yangının ortasında Türkiye'nin yangın yerine çevirmek isteyen terör örgütleri, onlarla içeride ve dışarıda iş birliği yapan hainler, yabancı birtakım güçler o kadar uğraştılar bu ülkeyi yangın yerine çevirmeyi başaramadılar. Başaramayacaklar. Allah'ın izniyle Türkiye bölgesinde huzur adası olmaya devam edecektir. Bütün bu kasırgadan Türkiye'nin gemisi sağ salim ulaşacağı yere gidecektir. Bu geminin kaptanı ustalar ustası Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu geminin kaptanı Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'dur. Öyle rüzgarla, kasırgayla, fırtınayla bu gemiyi batırmak isteyenler çok uğraştılar ama hep hayal kırıklığına uğradılar. Bundan sonra da Allah'ın izniyle hayal kırıklığına uğramaya devam edecekler. Bu devletin tarihinde dara düşene yardım eli uzatma ahlakı vardır. Türkiye büyük bir devlettir. Büyük devlet ve millet olmak, her fırtına ve rüzgar karşısında korkmayı değil onlara karşı meydan okuyup, tedbir alıp, yol yürümeyi gerektirir."
"(Suriye'de olup biten olaylar bizi ilgilendirmez) diyenler, bir metre önüne geremeyen zavallılardır." ifadesini kullanan Bozdağ, "Ankara'nın güvenliği Suriye'den, Irak'tan geçer. Buranın huzuru, oranın huzuruyla doğrudan alakalıdır ama maalesef bunu değerlendiremeyenler var. Amerika kendi huzurunu Suriye ile ilgili görüyor. Kara, deniz sınırı yok. Bizim neredeyse bin kilometre sınırımız var. Yangın yanı başımızda, 3 milyon Suriyeli, Türkiye'de misafir, biz bu olayı Türkiye'nin ulusal güvenliğiyle ilgili görmeyecek miyiz? Kör bir siyaset anlayışıyla bugün Türkiye'nin çıkarlarını dahi göremeyen anlayışla Türkiye'nin muhalefeti yol alıyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türkiye'de muhalefet sorunu var"
Bakan Bozdağ, Türkiye'de muhalefet sorunu olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin yönetici aklı olan AK Parti, milletin ve devletin çıkarlarını esas alarak yol almaya devam ediyor. Türkiye'de sorun yok mu? Çok. Ama bir numaralı sorunu ne yaptığını bilmeyen bir muhalefet sorunudur. Planı yok, projesi yok. Önündeki hendekleri, çukurları görmüyor. Hiçbir şeyin farkında değil, her şeyin yönetimine talip olan bir muhalefetimiz var. Böyle muhalefet olur mu? Hangi ülkenin muhalefeti, milli, yerli, milletinin, devletinin çıkarını düşünen muhalefeti, kendi ülkesiyle başka bir ülke arasında ihtilaf olur da o ülkeyi haklı görür, kendisini haksız görür. Hiçbir ülkede böyle bir muhalefet yok. Onun için Türkiye'nin bir muhalefet sorunu vardır. Eğer bu ülkenin muhalefeti bir konu olduğu zaman iktidarın arkasında yek vücut durabilirse o zaman Türkiye'yi tutamazsınız. 30 yılı aşkındır bu ülkede can yakan bölücü terör örgütünü ve bölücü terörü Türkiye'nin ana muhalefet lideriyle iktidar partisinin genel başkanı bir araya gelip konuşmayacak ve müzakere etmeyecek de biz neyi konuşacağız? CHP'lisi AK Parti'lisi ve MHP'lisiyle yek vücut olmuş bir Türkiye'yi hiç kimse Allah'ın izniyle dize getiremez. Bizim böylesine bir birlikteliğe ihtiyacımız var. Eğer biz halen bu noktada bir araya gelemediysek yazıklar olsun böyle siyasete. Başka söylenecek söz yok."
- "Terör örgütlerine karşı niye bir gün olsun kükremiyorsun"
Terörle mücadelenin etkin şekilde devam ettiğini vurgulayan Bozdağ, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoluyla, öte yandan paralel alçakların da Avrupa'daki gayretleriyle ve başka yerdeki kulis faaliyetleriyle bölücü terör örgütü mensuplarının da Türkiye'deki ve Türkiye dışındaki algı operasyonlarıyla Türkiye'nin terörle mücadelesini insan haklarına ve hukuk devletine aykırı bir mücadeleymiş gibi gösterme gayreti var. Hendekleri kim kazdı, oralara bombalı tuzakları kim koydu, roket atarlarla ve otomatik silahlarla askerimizin polisimizin üzerine kimler saldırıyor? Bölücü teröristler saldırıyor. Bunu niye CHP Sayın Genel Başkanı bağıra bağıra söyleyemiyor. Pensilvanya'nın sözcülüğünü bağıra bağıra yapıyor. Bu milletin sözcülüğünü niye yapmıyorsun? Niye bölücü terör örgütünün mensuplarına karşı aynı sesini yükseltmiyorsun? Sayın Cumhurbaşkanımıza, Aile Bakanımıza, Sayın Başbakanımıza karşı saygısızlığın alasını yapıyorsun. Şu terör örgütlerine karşı niye bir gün olsun kükremiyorsun?" şeklinde konuştu.
Bozdağ, Türkiye'nin terörle mücadelesinin hukuk kuralları içerisinde devam ettiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"AİHM'e 29 dava açıldı, 27'si reddedildi. Anayasa Mahkemesine 12 dava açıldı, 12'si de reddedildi. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? Türkiye terörle mücadelesini hukuka azami riayetle sürdürüyor. Fransa'da bir bomba patladı, Fransa hükümeti Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine yazı yazdı. 'Biz terörle mücadele ediyoruz, Avrupa İnsan Hakları Bildirgesini bu mücadele sırasında askıya alıyoruz haberiniz olsun' dedi. Türkiye insan hakları sözleşmesini askıya almadı, bu sözleşmeye de riayet ederek mücadelesini sürdürüyor. Yeryüzünde terörle mücadele eden pek çok ülke var ama bunların içinde hukuk devleti ilkelerine azami riayet ederek terörle mücadelesini yapan yegane ülke Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundan sonra da terörle hukuk devleti ilkelerine azami riayet ederek mücadelemizi kararlı biçimde sürdüreceğiz. Bundan yana da hiç kimsenin endişesi olmamalıdır."
- Danıştay'ın cenaze kararı
Teröristlerin cenazelerinin teslim edilmesi ve defin işlemleriyle ilgili algı operasyonları yapıldığını, bu konuda da yönetmelik değişikliklerine gidildiğine değinen Bakan Bozdağ, "(Sahipsiz cenazeler var, bunlar 15 gün içerisinde ama sahibi olan bir cenaze varsa kimliği tespit edildi, annesi, babası, adresi belli, böyle bir durum varsa annesine, babasına ve ailesine cenazesini alması söylenir. Almadığı zaman devlet bunu 3 gün geçtikten sonra defneder) dedik. Danıştay karar verdi, bizim getirdiğimiz bu 3 günlük süreyi iptal etti, makul bir süre değilmiş. Sen yürütme misin? Makul süre olup olmadığını yürütme takdir eder. Sadece Danıştay yapılan bu iş kanuna uygun mu değil mi onu denetler. Ama maalesef hükümetin yerine geçip denetim yapıyor. Çok ilginç." ifadelerini kullandı.
Hukuka uygun bir düzenlemenin hukuka aykırı gibi görerek iptal edildiğini aktaran Bozdağ, şunları kaydetti:
"Biz yapmamız gerekenler neyse Anayasa ve hukuk çerçevesinde yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin bu alandaki mücadelesi gerçekten hukuk devleti ilkelerine uygun bir şekilde bugüne kadar yapıldığı gibi bundan sonra da yapılmaya devam edecektir. Türkiye'nin üzerinde birilerinin operasyon yapmasına izin vermedik. Bundan sonra da izin vermeyeceğiz. Bütün bunlara rağmen Türkiye'nin ayakta durmasının sebebi siyasi istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetimdir ve güven ortamıdır. Türkiye'nin güçlü iktidarını yıkmak için çok büyük gayretler yapılıyor, içeride ve dışarıda. Türkiye'de herhangi bir askerimiz ve polisimiz terörle mücadelede şehit edildiğinde buna sevinebilecek kadar alçalmış bazı kişiler ve gruplar var. Niye? 'Türkiye bundan zarar görecek' diye. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Ama maalesef bunlardan keyif alacaklar var."