Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere’nin Brexit (AB’den çıkış) kararını hatırlatarak, “Biz de müzakereler için bir referandum yapma yoluna gidebiliriz” dedi. Erdoğan, dün Antalya’daki Tatlıdil Forumu toplantısının akşam yemeği ve kapanış törenine katıldı. Erdoğan, şunları söyledi:
15 TEMMUZ İLE BENZER: Çarşamba günü Londra’da yaşanan kalleş terör eyleminden duyduğumuz derin üzüntüyü bir kez daha burada ifade etmek istiyorum. Ülkem ve milletim adına tüm İngiliz dostlarımıza, tüm Birleşik Krallık halkına başsağlığı diliyorum. Bu eylem terörün hiçbir sınır, hiçbir ilke, hiçbir ahlak tanımadığının en son örneğidir. Parlamentonun hedef alınması ise oldukça dikkat çekicidir ve bizim 15 Temmuz darbe girişimiyle de benzer yanı vardır. Bizde de bildiğiniz gibi parlamentomuz bombalanmıştır. Burada da aynı şekilde başarılı olabilseydi yine Londra parlamentosunu bombalayacaklardı. Son iki yıldır aralarında bebeklerin, çocukların da olduğu yüzlerce vatandaşını DEAŞ, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin saldırılarına kurban vermiş bir millet olarak sizlerin yürek sızısını gayet iyi biliyoruz. Ancak terör eninde sonunda kaybetmeye mahkumdur. Bu saldırılar bırakın bizleri sindirmeyi, terörle mücadeledeki azmimizi daha da bilemektedir. Türkiye, terörle mücadelesinde açık ve net söylüyorum Birleşik Krallık’ın yanındadır.
Bunun benzerlerini Almanya’da gördük, Hollanda’da gördük, Belçika’da gördük, görmeye devam ediyoruz. Şimdi benzeri bir Brexit için. Biz de şu anda 16 Nisan’da bir referandum yapıyoruz, arkasından müzakereler için de bir referandum yapma yoluna gidebiliriz ve milletimiz ne karar verirse o karara da uyarız, uymak zorundayız. Çünkü sene 1963, sene 2017, 54 sene Türkiye kapıda bekletildi. Bazı Avrupa ülkelerinde bize karşı uygulanan tavır karşısında, sabrın da bir sınırının olduğunun bilinmesi gerekiyor. Dört sandalye uğruna, 400 yıllık ilişkinin gözden çıkarılmasını, her gün ülkemizin, milletimizin, diplomatlarımızın ve bakanlarımızın tahkir edilmesini sineye çekemeyiz. Avrupalı siyasetçilerden bu yanlış tavırlarından bir an önce vazgeçmelerini bekliyoruz.
Değerli dostuma (York Dükü Prens Andrew) az önce dar kapsamlı görüşmede bir şey söyledim, ‘Siz Brexit’le ilgili bir karar aldınız yani 16 Nisan’dan sonra farklı şeyler olabilir’ diye. Çünkü boşu boşuna buralara gelinmedi. İşte bugün İsviçre Parlamentosu’nda bakıyorsunuz, ileri derecedeki aşırı terör örgütleri, parlamento dikkat edin, orada benim resmimi koyuyor, yanında da şakağıma silah dayıyor. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış olabilir mi? Ve bu ülke İsviçre.
Avrupa’nın siyasal ve toplumsal hayatı giderek ırkçı ve faşist partilerin oyun alanına dönüşüyor. Kimi yerlerde oy oranları yüzde 10’ları, yüzde 15’leri bile bulmayan bu partiler Avrupa siyasetini zehirli bir sarmaşık gibi kaplıyor ve tahakkümü altına alıyor. Kimi Avrupalı liderler de üç, beş oy uğruna bu düşüncelerin kuyruğuna takılıyor."