ANTALYA (AA) - Tiyatro ve sinema oyuncusu Gülsen Tuncer, kendisinin de bir ferdi olduğu Yeşilçam'ın ilkel bir sinema olmadığını, bugünlerde büyük bir ilgiyle izlenen televizyon dizilerinde bile etkisini devam ettirdiğini bildirdi.
53. Uluslararası Antalya Film Festivali'ne katılan Tuncer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Altın Portakal'ın bütün sinema sanatçılarının ikinci doğum yeri olduğunu söyledi.
Antalya'nın sinema sanatçıları için önemli olduğunu vurgulayan Tuncer, "Antalya Film Festivali başımızın tacıdır. Kariyer çizgimizin belirlenmesi ve dostlarımızla buluşmamız açısından çok önemli bir festival." dedi.
Türk sinemasının son dönemdeki atılımına değinen Tuncer, Türk sinemasının bir üyesi olmaktan onur ve gurur duyduğunu ifade etti. Kendisinin de içerisinde yer aldığı Yeşilçam'ın çok onurlu ve özgün bir sinema olduğuna işaret eden tecrübeli oyuncu, "Yeşilçam, kişiliği olan bir sinemaydı. Hiçbir zaman ilkel değildir ancak ne yazık ki artık o sistem yok ama Yeşilçam dizilerde devam ediyor. Diziler, Yeşilçam öyküleri anlatıyor ve onun dünyasına bizleri götürüyor. Demek ki halkımızın o sinemayla duygusal bir bağı var ve devam ediyor." diye konuştu.
Yeşilçam'ın ardından altın çağını yaşayan ve "Yeni Sinema" olarak nitelenen dönem hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tuncer, "Yeni Sinema"nın da özgün olduğunu dile getirdi. Çok önemli yönetmen, oyuncu, kameraman ve senaristler olduğuna dikkati çeken Tuncer, Türk sinemasının her zaman için kimliğini ve kişiliğini yüksek gördüğünü aktardı.
- "Ülkemin kimliğine aykırı hiçbir işin içinde olmam"
Genç oyunculara da tavsiyelerde bulunan usta oyuncu, şunları söyledi:
"Diziler, filmler, oyunlar gider ama sizin kimliğiniz ile kişiliğiniz kalır. 55 yıldır tiyatro ve sinema sektörünün içerisindeyim. Ayakta kalan arkadaşlar, benim gibi seçici davranan arkadaşlarım. Her rolü kabul etmemek gerekiyor. Bizim dünya görüşümüze ve etiğimize aykırı olan veya ülkemizin iyiliğine olmayan şeylerin asla içinde bulunmam. Ülkemin kimliğine aykırı hiçbir işin içinde olmam. Önce benim kişiliğim gelir, sonra yaptığım iş. Benim gibi düşünen ve hareket eden pek çok meslektaşım var. Hangi meslek grubundan olursak olalım, ruhumuzu satmamamız gerekiyor. Kimliğimizi ve kişiliğimizi temiz bir şekilde tutmamız gerekiyor ki yastığa başımızı koyduğumuz zaman kendimize iyi cevaplar verebilelim."
Savaştan önce ve sonrasında gittiği Suriye'de yaşanan savaşın kendisine büyük bir acı verdiğini anlatan Tuncer, birçok din ve kadim uygarlığın o topraklarda doğduğunu hatırlattı.
Savaşın hiçbir yerde olmaması gerektiğini ancak bu coğrafyada yapılmasının insanlık adına çok daha büyük bir cinayet olduğunun altını çizen Tuncer, özellikle Palmira Antik Kenti için çok üzüldüğünü kaydetti.