İSTANBUL (AA) - Görüntü yönetmeni Aytekin Çakmakçı "Sinemaya Genç Adımlar" projesi kapsamında "Sinemanın Gücü: Işık ve Gölge" başlıklı söyleşi gerçekleştirdi.
Bilim ve Sanat Vakfı (BİSAV) Sanat Araştırmaları Merkezi bünyesinde, Türk Sineması Araştırmaları Merkezi (TSA) tarafından yürütülen, Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Projeleri Destek Programı kapsamında desteklenen "Sinemaya Genç Adımlar" projesi söyleşi dizisi devam ediyor.
Bu kapsamda Aytekin Çakmakçı, BİSAV Zeyrek Salonu'nda gerçekleştirilen söyleşiye katıldı. Trabzon'da düzenlenen bir söyleşide neden sinemayla ilgilendiğinin sorulduğunu belirten Çakmakçı, "Bu soruya cevabım, hayatta herkesin anlatacağı bir sözü vardır ve bunu söylemenin peşindedir. Bazısı köşe yazısıyla söyler bazıları da sinemayla. Bir şekilde bu sözü söylemenin peşindedir. Sinemada da en kolay söylenebilecek mecra kısa filmlerdir. Bu gençler için önemli bir mecradır. Çünkü çocukluğumuzdan başlayarak hep 'sus' diyerek büyürüz. Yakınlarımız, büyüklerimiz hep susmamızı söyler. Sözcükler içimizde düğümlenir." şeklinde konuştu.
Kısa filmlerle söylenen sözleri festivaller aracılığıyla dünyanın birçok yerine ulaştırma imkanı olduğunu ifade eden Çakmakçı, şunları söyledi:
"Görüntü nedir?' diye sorduğumuzda, sinema filmi içerisinde öncelikli görevleri olduğunu bilmeliyiz. Görüntü ile ilgili 'güzel' kelimesi yoktur, 'doğru' vardır. Eğer dramatoloji içerisinde doğru görüntüyü çektiyseniz o zaman güzel olur. Ancak güzel olacak diye bir görüntü çekerseniz o doğru değil ise bir anlamı olmaz. Örneğin bir sahnede fakir bir insanın evinin önünde lüks araç koyarsanız doğru bir görüntü çekmiş olmazsınız. Araba ne kadar güzel olursa olsun sahneye uyumlu değildir."
Reklamla sinema görüntüsünün farkının bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Çakmakçı, sinemada bir objenin hikayenin bütününün bir parçası ancak reklam filmlerinde ise objenin abartılmış bir şekilde ana konusu olduğunu, dil farkına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Aytekin Çakmakçı, fotoğraf çekerken bile çok dikkat edilmesi gerektiğini, iş önemsenerek yapıldığında fark oluşacağını dile getirerek, "Sinemadaki görüntüde en önemli iki şey ışık ve gölgedir. Görüntü ile hikaye anlatmayı başarabilirseniz o zaman görüntü yönetmenliğini yapıyorsunuz demektir. Benim lens büyüsü diye bir ifadem vardır. Eğer lens bir yüzü severse o çok şanslıdır ve bu yüze kimsenin müdahale etmesine gerek yoktur. Bazı yüzlere de istediğiniz kadar müdahale edin eğer lens sevmemişse o kişinin yüzü gören göze negatif olarak yansır." diye konuştu.