İSTANBUL (AA) - Akbank Sanat'ın Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman'ın küratörlüğünde düzenlediği "Sanat Rastlantısı/Rastlantının Sanatı" sergisi sanatseverlerle buluştu.
Akbank Sanat'ta gerçekleşen sergi açılışında AA muhabirine açıklama yapan Kahraman, serginin adını sanatın rastlantı boyutu taşıdığı düşüncesinden hareketle koyduğunu belirterek, ''Sanatın bir rastlantı boyutu olduğu öteden beri düşünülür. İlham bir rastlantı meselesidir. Bir dönem de sanatçıların ilhamla çalıştıkları kabul edilirdi." dedi.
Kahraman, rastlantı konusunun matematikçiler ve istatistikçiler tarafından da ele alındığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Ben de burada şu soruyu sordum, 'Burada o sanat yapıtını, o rastlantı matematiği ile buluşturma imkanı var mı?'. Bir de 'Acaba sanat yapıtı dediğimiz olgu, rastlantının en kritik anlarından biri olan oyunla ilişkili midir?' sorusunu sordum. Bu sergideki yapıtların önemli bir bölümü aslında bu mantıktan türemiş olan yapıtlardır. Ayrıca, sanatın gerçekle ilişkisi ilk günden beri sorgulanan hadisedir. Bu sergide sanat ve rastlantı adı altında biz sanatın gerçekle, sanatın rastlantıyla, sanatın bilinçle, oyunla olan ilişkisini sorguladık."
Sergide 3 farklı tarzda eserlerin bulunduğunu aktaran Kahraman, çalışmalarının enstalasyon, yeni medya teknolojisi ve konvansiyonel yaklaşımları yeni tekniklerle bütünleştiren ve dönüştüren yapıtlar olduğunu söyledi.
Sergiye video yerleştirme eserleriyle katkı sağlayan sanatçı Kıvanç Martaloz ise, çalışmalarına 'İç İçe' serisi ile başladığını söyleyerek, şunları aktardı:
"Bu çalışma Akbank Sanat'ta ödül almıştı. O seri adından belli olacağı gibi iç içe geçme, bütün olma, beraber olma, hem kendi içinde, hem bir başkasıyla, hem dünyayla isteğine ama bunun da imkansız oluşunun fark edilmesiyle beraber yas duygusunu oluşturuyordu. Bir sonraki serime geçerken de o duygunun karanlık yönüne daha ölüm güdüsü ile cinsel güdünün beraber olduğu, yasın daha yoğun olduğu yöne odaklandım."
Martoloz, sergide bulunan 4 işinden 2 tanesinin izleyicinin bakışını kendisine geri çevirdiğini dile getirerek, diğer 2'sinin ise bütün ve dengede olmanın kısır, geleceği olmayan halini yansıttığını belirtti.
Genç sanatçı Eda Soylu ise, sergiye "We Play" serisinden "Twisteryard" isimli eseri ile katıldığını söyleyerek, "Yeni jenerasyonun ölüm karşısında takınmak zorunda olduğu nükteli ve şakacı tavrı inceleyen bir proje. 'Twisteryard' da bunların içindeki işlerden bir tanesi. Bu eser de benim gözümde hayatta kalma rastlantısının form bulmuş hali, yani biz bir şekilde rastlantı sonucu ayakta kalıyoruz ve birileri ölüyor, o ölenlerin biz olmaması sadece rastlantı. Bu eser gaz kapsüllerinden esinlenerek ürettiğim bir formdur. İçleri renkli ve ton doludur ve yüzlerce parçası var." ifadelerini kullandı.
Sanatçı Burak Eren Güler ise çalışmasını konsepte ve mekana göre düzenlediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Yüzey tamamen rastlantısal olarak döşenmiş bir halde. Biraz sürprizlere açık bir iş. İlk bakıldığında tek bir yüzey olarak görülüyor ve interaktif bir şey. Seyirci katılımıyla aktif oluyor. Hareketi bir görsel şova dönüştürüyor ve çevresiyle etkileşim sağlıyor. 2012'den beri bunların üzerinde çalışıyorum. Bunun da bir gelişim süreci var. Zamanla katman katman gelişen bir süreç aslında bu. Şu anda bu harekete kadar katılıma kadar gelmiş durumda. İzleyici ve eser arasındaki bazı sınırlar var, biraz o sınırları kırmak üzerine işler yapıyorum aslında."
Elif Boyner, Fırat Engin, Erdal İnci, Seydi Murat Koç, Doruk Kumkumoğlu, Ardan Özmenoğlu, Nurtaç Ulutürk gibi genç sanatçıların eserlerinin yer aldığı sergi, 3 Aralık'a kadar görülebilecek.
