İSTANBUL (AA) - Nurettin Topçu'nun vefatının 40. yılı dolayısıyla düzenlenen "40 yıl Sonra Nurettin Topçu Bilgi Şöleni" sempozyumunun ilk gününde, başarılı yazarın fikirleri ve düşünce dünyamızdaki önemi hakkında konuşuldu.
Yenikapı Mevlevihanesi /Medeniyetler İttifakı Enstitüsü'nde gerçekleşen sempozyumun "Nurettin Topçu Hareketi" başlıklı ilk oturumunda konuşan Mehmet Doğan, Topçu'nun din, tarih ve toprak kavramlarını çok sık kullandığını belirterek, "Bu kelimeler bir araya geldiği zaman, bir şeye işaret ediyor aslında. Kullanılması gereken bir noktaya varılıyor, bir fikir ortaya konuluyor" dedi.
Doğan, Nurettin Topçu'nun kullandığı bu kavramların, milliyetçilik duygularından farklı olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Nurettin Topçu'nun milliyetçiliğini tek bir cümle ile özetlemek gerekirse, 'Sonsuza yönelen iradenin millet durağı'. Topçu'nun din, tarih ve toprak kavramı etrafında oluşturduğu fikir, derin felsefi temellere sahip. Topçu, insanı, tek başına varlığı olan canlıdan çıkararak, Allah'a uzanan hareket iradesi olarak nitelendirir. Millet de o uzanan hareket de orta basamak bir duraktır."
- Birgül: "Ölmeyen tek şey tefekkürdür"
Doç. Dr. Fatih Birgül de "Bir şahit ve taraftar olarak Nurettin Topçu" konulu konuşmasında, tefekküre değinerek, "Tefekkürü anmanın bize faydası, tefekkürün nasıl gerçekleştiği ve nasıl aktarıldığını biraz olsun kavrayabilmek ve özümseyebilmektir. Ölmeyen tek şey tefekkürdür" diye konuştu.
Topçu'yu anmanın, her şeyden önce onun nasıl düşündüğünü, sözlerinin içinden süzebilmek anlamına geldiğini kaydeden Birgül, "Bunun için de bir takım ön yargılardan ve sloganik yüklemelerden kendimizi boşaltmamız gerekiyor" dedi.
Birgül, Nurettin Topçu'nun sanat anlayışına işaret ederek, "Sanat eseri, bize tarif edemediğimiz, tam olarak tanımlayamadığımız bir inanç, bir ruh hali telkin eder" ifadelerine yer verdi.
- 2. oturumda "Nurettin Topçu'nun Anadolu Siyaseti" konuşuldu
"Nurettin Topçu'nun Anadolu Siyaseti" konulu ikinci oturuma katılan Osman Aydoğan, "Günümüzde üniversite gençliğinin Nurettin Topçu'yu anlama macerası" başlıklı bir sunum yaptı.
Aydoğan, Topçu okumalarında zorluklar yaşadıklarını dile getirerek, "Topçu'yu anlamak, bizim için çok zahmetli oldu. Okumalara, hikaye ve roman seviyesinde başlayıp fikir cephesine geçtik. Okudukça Topçu'nun felsefesinin ne kadar derin ve ufuk açıcı olduğunu anladık. Hatta bazı zamanlar, Topçu'nun bir cümlesi üzerine saatlerce konuşup hiçbir sonuca varamadığımız da oldu" diye konuştu.
Topçu'nun diğer İslamcı yazarlardan farklı olduğuna dikkati çeken Aydoğan, "Çünkü Topçu, hem aktüaliteyle alakalı hem de medeniyetimizin ana hatlarını tayin edici felsefesiyle, bana göre şu anda İslam dünyasının tam da ihtiyacı olan bir dünya görüşüne sahip" ifadelerini kullandı.
Osman Aydoğan, ünlü yazarın batı taklitçiliğine şiddetle karşı çıkmasına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Avrupa'da kaldığı sürece, batı felsefesini yakından tanımış ve anlamış. Ülkesine döndüğünde, Batı'ya hayranlık yerine Batı'nın eksikliklerini tespit edip bize yol göstermiştir. Topçu, bunu başarabilmiş nadir yazarlardan birisidir."
- Bora: "Topçu'da sahici bir kapitalizm nefreti görülür"
Yazar Tanıl Bora, "Nurettin Topçu'da Anadolu siyaseti, sol ve milliyetçilik" konusunu anlatarak, "Yerli ve milli bir sosyalizm anlayışı tarif etmeye çalışıyordu Topçu. Yerlici ve millici olmakla beraber, Batı düşüncesini çok önemseyen ve çok iyi bilen birisi. Sadece doktora çalışmasında, gençlik yıllarında kalmış bir ilgi değil bu. Batı fikriyatını her zaman izlemeye devam eden birisi" dedi.
Topçu'da sahici bir kapitalizm nefreti görüldüğünü kaydeden Bora, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onun kapitalizm eleştirisi, ekonomik politik eleştiri değil ahlaki bir eleştiridir. Kapitalizm eleştirisi, sanayi eleştirisine dönüşür. Büyük ve modern sanayi, onun için hiç de bir medeniyet değeri olarak görülmez. Modernliğin makine medeniyeti olma cephesini bizatihi olumsuz olarak görür."
Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı da Topçu'nun entelektüel kimliğiyle ilgili değerlendirmede bulunarak, "Biz bu entelektüelleri okuduğumuz sürece, bu entelektüelleri eleştirmekten vazgeçmeden ama farklılıklarına, çeşitliliklerine vurgu yaparak, önemli bir biçimde araştırmamız, tartışmamız, anlamaya çalışmamız gerekiyor" dedi.
Lütfi Bergen ise "Nurettin Topçu'da şehir-köy kavramları ekseninde sosyalizm teklifi" başlıklı bir konuşma yaptı.
Topçu'yu antikapitalistlik ya da muhafazakarlık çerçevesinde değerlendirmenin yanlış olduğunu vurgulayan Bergen, Topçu'nun sosyalizminin Türkiye muhafazakarlığı tarafından anlaşılmadığını aktararak, "Bunun bir kul hakkı olduğunu söylüyordu. Kendisinin teklif ettiği sosyalizmin, alın terini koruyan, eşitsizlikleri kaldıran ve komünizm olmayan bir teklif olduğunu ifade eder" diye konuştu.
Etkinlikler, 19 ve 20 Aralık'ta Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul şubesinin Sultanahmet'teki İstanbul Kültür Merkezi'nde devam edecek.