İSTANBUL (AA) - Üsküdar'da yaşamış veya Üsküdar için yaptırdıkları eserlerle önemli hizmetler vermiş valide sultanların ve padişah kızlarının yaşadıkları döneme ait kıyafetler, geleneksel kitre yöntemi ile "Osmanlı Saray Sultanları Bebek Koleksiyonu" projesi kapsamında gün yüzüne çıkıyor.
Üsküdar Belediyesi ve İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün ortak çalışmasıyla Mihrimah Sultan'dan Kösem Sultan'a, Rabia Gülnuş Emetullah Valide Sultan'dan Adile Sultan'a 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar yaşamış Osmanlı saray sultanlarının kıyafetleri, dönemsel özellikleri göz önüne alınarak titizlikle hazırlandı.
Projenin tanıtım toplantısında konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, projenin temel amacının, çocukların ve gençlerin tarihi bilgisini ve bilincini zenginleştirmek, parçası oldukları toplumun değerlerini onlara aktarabilmek olduğunu söyledi.
- "Proje için Üsküdar'da müze hazırlanacak"
Osmanlı döneminde saray sultanlarının giyimiyle alakalı detaylı bilginin bulunmaması nedeniyle tasvirlerden yola çıkılarak projenin hazırlandığını aktaran Türkmen, şu ana kadar 5 bebeğin hazırlandığını ve ilerleyen günlerde projenin genişleyeceğini belirtti.
Türkmen, proje için Üsküdar'da bir müzenin hazırlanacağını belirterek, "İyi ki Üsküdar Var markasıyla bu koleksiyonda tanıtımı yapılan bu bebeklerin satışının yapılmasını da düşünüyoruz. Batı dünyası, kültürel anlamda bir medeniyeti yok etme adına eğitimden yola çıkmış. Bunun en önemli ayağı çocuklardır. Bugün baktığımızda günümüzde Barbie bebekler yaygın ve buna özenti var. Bu projeden en önemli muradımız, bu kültürel değerlerimizle bu kültürel erozyonun önüne geçmek. Bu proje, Türkiye'de bir ilk." ifadelerini kullandı.
- "Projede doğru bilgiyi ve gerçekliği yansıtmaya çalıştık"
Eserlerin yapıldığı İstanbul Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Yusuf Gürlek de "Okulumuz, geleneksel kültürü gelecek nesillere aktaracak konularda projeler gerçekleştiriyor. Bu tür projeler noktasında tecrübemiz var." dedi.
Yaklaşık bir yıl boyunca konuyla ilgili arşiv çalışmaları yapıldığını anlatan Gürlek, çalışmalar neticesinde tasarımcıların gerekli tasarımları yaptığını kaydetti.
Gürlek, formunu bozmadan orijinal boyutların bir bebek boyutuna indirilmesinin zor olduğuna işaret ederek, projede doğru bilgiyi ve gerçekliği yansıtmaya çalıştıklarını, bebeklerin yapımında Türk kültüründe bulunan "kitre bebek" yöntemini kullandıklarını aktardı.
Projenin danışmanlığını üstlenen Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selman Can ise sahip olunan değerleri öne çıkaran bu tür projeleri desteklemenin Üsküdar'a yakışan bir davran olduğunu söyledi.
Can, Üsküdar'ın, Türklerin Suriçi'nden önce yerleştiği bir bölge olduğunu anlatarak, "Bu yüzden saray eşrafı Üsküdar ile bağlarını hiç koparmamıştır. Burası İstanbul'un mührüdür." diye konuştu.
Osmanlı Sarayına bakıldığında, Harem'in yanlış anlaşılan ve algılanan bir yer olduğunu ancak Osmanlı'da Harem'in bir eğitim merkezi olduğunu dile getiren Can, Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'u Türk medeniyeti merkezi olarak tasarladığını ve bu noktada Harem'de de kadınların devlet kültürü ve adabıyla yetiştirildiğini ifade etti.
Selman Can, "İstanbul beyefendisi ve hanımefendisi tabirleri, Fatih'in idealize ettiği Saray merkezli eğitimden çıktı. Bu açıdan bakıldığında Saray hanımları devletin şefkat eli olarak da pek çok hizmeti halka sunmuşlardır. Pek çok hanı, medreseyi, çeşmeyi ve camiyi halka götürmüşler ve 'Sultan'ın validesi halkın da validesidir' anlayışını yaymışlardır. 'Neden bu proje burada gerçekleşti?' sorusunun cevabı da budur. Üsküdar hanım sultanların şehridir." değerlendirmesinde bulundu.
İlerleyen günlerde, farklı tarihsel kimliklerin eklenmesiyle koleksiyonun bir sergiye dönüştürüleceği kaydedildi.