Lacivert Dergisinin genel yayın yönetmeni Merve İlayda Atlas, "yaşam kültürü" kategorisinde okuyucuya sunulan derginin yayın hayatında ikinci yılına girdiğini, sloganının ise "hayatı ciddiye alan dergi" olduğunu anlattı. Atlas, kültür sanat dergilerinin uzun yıllar merkez medyanın dışında kaldığı yorumunu yaparak, şöyle konuştu: "Merkez medya yakın tarihe kadar tamamıyla bir tekeldi ama bu tekel son yıllarda kırılmaya başlandı. Farklı kesimleri temsil eden medya mecraları açıldı. Bu medya mecraları çeşitli içerikler gibi entellektüel alanda da kendini gösterdi. Çünkü ana akım dediğimiz şey Türkiye'de problemli bir şekilde kurgulanmıştır. Çok az bir kesimin hassasiyetlerine hitap eden, topluma sadece magazin içeriği dayatmak üzerine kurulu bir yapısı vardı." Merkez medyanın ilgi alanı dışında yer alan konuların alternatif kuruluş, yerel gazete gibi algılandığını ifade eden Atlas, Lacivert dergisinin Türkiye'de dağıtımı yapılabilen, abonelik sistemi oluşturulabilen, bütün sosyal medya mecralarını kullanabilen entelektüel bir derginin ilk örneği olduğunu söyledi. - "Dergimizde her konuya değinebiliyoruz" Atlas, dergilerin gazetelere göre daha derli toplu bir içerik sunduğunu dile getirerek, "Biz Türkiye'de muhafazakar entelektüel çevrelerin ilk dergisiyiz. Bu işler daha önce karşı tarafta yapılıyordu ve kültürel iktidarın belirleyiciliği de onların elindeydi." değerlendirmesinde bulundu. Gazetelerde, haftanın 6 günü aynı insanların yazılarının yer aldığına dikkati çeken Atlas, şu bilgileri verdi: "Gladyatör tarzı insanların sahada olduğu ve birbiriyle çarpıştığı bir dünya var gazetecilikte. Böyle bir ortamdan bir fikir doğmaz. Zaten medyanın böyle bir beklentisi de yok. Bu durumda, medyanın aynı zamanda içinde olan ve gündemi de takip eden, okuyucuya daha derli toplu içerikler söyleyen, bir şeyleri hatırlatması ve bağlamına oturtması gereken dergilere ihtiyaç duyuyoruz." Genel Yayın Yönetmeni Atlas, Lacivert Dergisi olarak algı yönetimi ve manipülasyon konusunda topluma perspektif kazandırmayı da amaçladıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Biz dergimizde her konuya değinebiliyoruz. Çünkü her konunun bir algısı var. Mesela tarih meselesinde herkes nötr ve objektif bir şey olduğunu düşünüyor. Oysa tarih manipüle edilen ve yönlendirilen bir şeydir. Biz o yüzden Ortaçağı karanlık, rönesansı çok güzel bir zaman sanıyoruz. Oysa Ortaçağ'da ilim, bilim olmamış değildir. Avrupa din düşüncesini yıkmak için insanların kafasında öyle bir karanlık çağ yaratıyor." Muhafazakarların mizah yapamadığı yönündeki eleştirilere de değinen Atlas, şunları kaydetti: "Çıkardığımız mizah sayımızla konuyu tartıştık. Mizahın bir özgürlük alanı olduğunu iddia eden mizahçıların, örneğin Aydın Doğan medyasındakilerin bir kere bile Aydın Doğan'ın, Rahmi Koç'un karikatürünü çizmediklerini görüyoruz. Yani söyledikleri kadar da özgür olmadıklarını, kendilerinin sınırlarını aşmadıklarını görüyoruz." Atlas, Türkiye'de karikatürle ilgilenmek isteyen bir gencin "kültürel iktidar özgürlük bunlara saldırmaktır, burada durmaktır" şeklinde bir dayatma ile karşı karşıya kaldığına dikkati çekerek, "Karikatüristin en alttaki insanların dertlerini yukarı taşıması gerekir. Yaptığımız mizah sayısında insanların maruz kaldıkları algılar üzerinden bir analiz oluşturmaya ve okuyucularımıza bu konuda dayatmaların ötesinde bir perspektif vermeye çalıştık." dedi. - "Basının 6. kuvvetini kullanmaya çalışıyoruz" "Şu an Türkiye bir barış ülkesidir. Biz dergimizde herhangi bir konuda, sadece toplumu aydınlatan bir üslup değil, aynı zamanda toplumla birlikte meseleleri tartışan bir üslup kullanıyoruz. Basının 6. kuvvetini kullanmaya çalışıyoruz. " diyen Atlas, dergi olarak farklı görüşten birçok kesimden okuyucuları olduğu bilgisini verdi. Atlas, dergiyle toplumda farkındalık oluşturmak istediklerinin altını çizerek, "Suriyeli çocukları ilk defa trafik ışığında görmüş olan şehirli beyaz kadının asıl sorunun kendisi olduğunun fark ettirmek istiyoruz. Bizim tek kaygımız toplumsal meseleleri hakkaniyetli bir şekilde insanlara anlatmak." ifadelerini kullandı.
