KONYA (AA) - Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Genel Başkanı Sare Aydın Yılmaz, "Bugün Halep'te savrulan, oradaki masumların canı, namusu değildir. Halep'te savrulan aslında insanlığın enkazıdır." dedi.
Yılmaz, Selçuk Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezindeki "Kadını Okumak Gençlik ve Sinema" söyleşisinde, 20. yüzyılda yaşanan en vahşet dolu savaşlarda dahi rastlanmayan sivil katliamlarından birinin Türkiye'nin yanı başında gerçekleştiğini söyledi.
Suriye'de 5 yıldır süregelen savaşın en ağır bilançosunu ülkenin ikinci büyük şehri Halep'in ödediğini belirten Yılmaz, "Tarih ve gönül bağımızın bulunduğu İslam medeniyetinin kadim şehri yoğun bombardıman altında yok oluyor. Neredeyse her an savaş mağduru o topraklara yeni bir çocuğun veya annesinin cesedi düşüyor. Tüm dünya sanki sadece yok olan şehrin ve insanlığın fotoğraflarını paylaşmayı görev edinmiş kendisine." diye konuştu.
Yılmaz, insanların salonlarına bombaların düştüğünü, mülteci olmak için yola çıkanların çoğunun güvenli bir kampa ulaşamadığını dile getirdi.
Tüm dünyada kullanılması suç olarak kabul edilen kimyasal silahların genç-yaşlı demeden insanların üzerinde denendiğini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Halep'e inen her bomba sadece evleri yıkıp masum insanların canını almıyor. Aynı zamanda Batı'nın adına 'evrensel değerler-adalet-insan hakları-demokrasi-terörizmle mücadele' dediği masum masalın da sonunu bizlere gösterdi. Üzülerek belirtmeliyim ki bu kavramları kullanarak dünyaya ders ve nizam vermeye kalkan kim varsa hepsinin eline Halepli çocukların kanı bulaşmıştır. Bugün Halep'te savrulan, oradaki masumların canı, namusu değildir. Halep'te savrulan aslında insanlığın enkazıdır."
- "Türkiye Halep'e destek oluyor ama yalnız"
Yılmaz, Türkiye'nin Halep'e yalnız başına destek olduğunu vurguladı.
Bu yalnızlığın diplomatik bir kuşatılmışlık veya zayıflıktan kaynaklanmadığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Zulüm bu kadar büyük, adalet de bu kadar yalnız olunca elden daha fazlası gelemiyor ama gelmeli. Tam da bu yüzden büyük ve güçlü Türkiye mücadelesi yalnızca Türkiye'nin mücadelesi değildir. İnsan olarak vicdan sahibi olan herkesin mücadelesidir. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki milyonlarca insan, kadın, çocuk bombalar, ateşler altında yaşıyor. Yüzbinlerce insan hunharca öldürülüyor. Bir o kadar insan ülkelerini terk etmeye zorlanarak yersiz yurtsuz hayata tutunmaya çalışıyor. Sadece Türkiye'de sayıları 3,5 milyonu bulan sığınmacıların yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. O yüzden daha yapacak çok iş, el uzatacak daha çok meselemiz var. Halep'ten ülkemize getirilen ve getirilecek kadınlara, çocuklara sahip çıkacağız. Biz İslam insanı olarak vazifemizi yerine getirmeye çalışacağız. Hepimizin ortak sorumluluğu olan bu konuda elimizden geldiğince bu meselenin görünmeyen yüzüne ışık tutacağız."
Konuşmaların ardından geçilen söyleşide, katılımcılar senarist-yönetmen Semih Kaplanoğlu ile yazar Leyla İpekçi, gençlerin sorularını yanıtladı.