İSTANBUL (AA) - Düşünür yazar tercüman ve sosyolog Cemil Meriç, Türk Ocakları İstanbul Şubesince düzenlenen, "Doğumunun 100. Yılında Cemil Meriç" adlı panelde anıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel Etkinlikler Müdürlüğünün katkılarıyla hazırlanan, "Türk Düşüncesinin Vicdanı" temalı etkinlik, Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Cemil Meriç'in kızı yazar Prof. Dr. Ümit Meriç, Türkiye'deki önemli şahsiyetlerin evlerinin, Avrupa'da olduğu gibi müzeye çevrilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.
Babasının, gözlerini 38 yaşında kaybettiğini hatırlatan Ümit Meriç, babasına duyduğu sevginin, bu sebeple çok farklı bir boyutta olduğunu aktardı.
Cemil Meriç'in, kütüphanesindeki kitapları okuyamadığı için ağlayarak kokladığını anlatan Meriç, "Cemil Meriç gözlerini kaybetmeseydi, 12 ciltlik külliyatını bize bırakabilir miydi? Karanlıklar içindeki aydınlığı yakalayarak, gözü gören ama aydınlığı göremeyen insanlara iletmesi acaba mümkün olabilecek miydi?" diye konuştu.
Ümit Meriç, Cemil Meriç'in bir düşünce devi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Dünyada, Cemil Meriç'in 70 yaşına kadar yaşadığı süreci geçiren başka biri yok. Cemil Meriç aslında, dünya engelliler tarihi açısından da büyük bir kahramandır. Aydınlığı önce kendi içinde inşa etti ve sonrasında bizimle paylaştı. Güzel Türkçesinin yanında, Fransızların bile ayırt edemediği çok iyi bir Fransızcası vardı. Fransız kültürüne sahip, Türkiye'deki en önemli şahsiyetlerdendi. Cemil Meriç, Türkiye için tek başına bir üniversite oldu."
- "Cemil Meriç algısı farklılık gösteriyor"
Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) İstanbul Şube Başkanı Cafer Vayni de Meriç'in, Türk edebiyatına büyük katkılar sunan, değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Meriç'in mutlak Batıcılığa itiraz ettiği bilgisini veren Vayni, "Son zamanlarda Cemil Meriç algısı farklılıklar gösteriyor. Türkiye'de herkes Cemil Meriç'i kendi düşünce sistemine göre değerlendiriyor. Bu durum bir taraftan doğrudur. Çünkü kendi düşüncesiyle algılamaya başlayan biri, daha sonra Cemil Meriç'i doğru yönleriyle anlamaya başlıyor. Başka bir noktadan bakıldığında ise saplantı noktasına ulaşabildiği için risklidir." değerlendirmesinde bulundu.
Vayni, Cemil Meriç'e "Türk Düşüncesinin Vicdanı" demelerinin sebebine ilişkin, "Cemil Meriç'in 'Bu Ülke' kitabı, yayınlandığı 1970'li yıllar için çok riskliydi. O kitapta söylenen sözlerin birçoğu, söylenmemesi gereken sözler olarak değerlendirilebilirdi dönemin aydınları tarafından. Kardeşin kardeşi vurduğu bir dönemde, 'Durun kalabalıklar, yanlış yapıyorsunuz' diyebiliyordu. O dönemin yaygın anlayışı insanları birbirine kırdırıyorken, insanlara yanlış yaptıklarını haykıran nadir seslerdendi." ifadelerini kullandı.
Eğitimci yazar İhsan Ayal ise Cemil Meriç edebiyatıyla, 1984'te liseye giderken, "Bu Ülke" kitabını okuyarak tanıştığını dile getirdi.
Cemil Meriç'in, hayatı boyunca hakikatin peşinden koştuğunu vurgulayan Ayal, "Cemil Meriç, o dönemde birçok kişinin taşıdığı kaygıyı, 'Bunu söylersem gök kubbe başıma düşebilir' kaygısını taşımadan, bulduğu hakikati, avazı çıktığı kadar dillendirmiştir. O bakımdan Cemil Meriç, Türkiye'nin namusudur." dedi.
Ayal, 1970'lerin atmosferinde, Meriç'in yazdıklarının mucizevi bir etki yarattığını bildirerek, şöyle konuştu:
"Sağ görüşe de sol görüşe de Osmanlı'ya dair bir istikamet vermiştir. Öylesine bir istikamettir ki hiç kimse bunu bükemez. Cemil Meriç solu çok iyi biliyordu, zira oradan geldi. Eksiklikleri de vardı ama bu eksikliklerinden dolayı tenkide tabi tutulacak biri değildir. Cemil Meriç, Türk düşüncesinin hiç kimse tarafından söndürülemeyecek yıldızıdır."