17 °c

"8. Edebiyat Mevsimi"

İSTANBUL (AA) - Yazar Cihan Aktaş, "Strateji yoksunluğu, oyuna gelme, uzun vadeli planlar gerçekleştirmeme ve bunları sorgulayanların ise linç edilmesi gibi bir süreç var." dedi.İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı ile Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nin ortaklaşa düzenlediği "8. Edebiyat Mevsimi" kapsamında, "Kadın Edebiyatçıların...

Kültür-Sanat Haberi
8. Edebiyat Mevsimi
"8. Edebiyat Mevsimi"

İSTANBUL (AA) - Yazar Cihan Aktaş, "Strateji yoksunluğu, oyuna gelme, uzun vadeli planlar gerçekleştirmeme ve bunları sorgulayanların ise linç edilmesi gibi bir süreç var." dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı ile Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nin ortaklaşa düzenlediği "8. Edebiyat Mevsimi" kapsamında, "Kadın Edebiyatçıların Gözüyle Darbeler" konulu panel gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü Fatma Gülşen Koçak'ın üstlendiği panel, Sultanahmet'teki Kızlarağası Medresesi'nde bulunan TYB İstanbul Şubesi'nde yapıldı.

Panelde konuşan yazar Cihan Aktaş, "Strateji yoksunluğu, oyuna gelme, uzun vadeli planlar gerçekleştirmeme ve bunları sorgulayanların ise linç edilmesi gibi bir süreç var. Oysa bizler 28 Şubat'ta iffeti sorgulanan türbanlılara dönüştürüldük. Ortada kalan kızlara ikinci eş olma tavsiyeleri verildi." diye konuştu.

Asit kuyularına insanların atıldığı dönemlerde İstanbul gibi illerde vücut geliştirme salonlarının, podyumların ve estetik cerrahilerin yükselişe geçtiğini belirten Aktaş, şunları söyledi:

"Bir güvensizlik ortamı oluşturuldu.15 Temmuz'da önemli yerlere el konulmaya çalışıldı ama halk, çarşılara, köprülere akın edince başaramayacaklarını anlayarak üzerine ateş açıldı. Halk keskin nişancılara ve tanklara rağmen darbeyi geri çevirdi. Kemalizmin dışladığı insanlar meydanların haysiyetine sahip çıktılar. Bundan sonra yaşayacaklar bizim ferasetimizin eseri olacaklar."

Aktaş, bir kadının tek başına köprüye gidip "Benim köprümü kapatamazsınız!" diyebildiğini ve bunun, sosyolojinin, şehirciliğin, edebiyatın ve bütün sanat dallarının etkileneceği bir cümle olduğunu ve gelecek kuşakların bu cümleden yola çıkarak pek çok şey yapabileceğini kaydetti.

Yazar Belkıs İbrahimhakkıoğlu, insanoğlunun Hazreti Adem'den bu yana şeytani ve Rahmani damarlar taşıdığını ifade ederek, "Hikaye değişmiyor. 15 Temmuz birden bire mi geldi, bunu düşünmek zorundayız. İnsanoğlunun başına ne geliyorsa önce gafletinden geliyor. Pek çok darbeler gördüm. Temeline baktığımda önce düşmanlıkların başladığını görüyorum. İrfani geleneklerimizi terk ettiğimizde bocalıyoruz. Halen de öyle." ifadelerini kullandı.

Bütün darbelerin zemininde sağ - sol, Sünni - Alevi ve laik - antilaik kavramları gördüğünü dile getiren İbrahimhakkıoğlu, bu gerçeklerden uzaklaşıldığında pek çok 15 Temmuz darbe girişimleriyle karşı karşıya kalınacağını ve 15 Temmuz'a gelinen süreçte ise dinin kullanıldığını, insanların din adı altında kandırıldığını vurguladı.

Darbe girişimine gelene kadar geçen süreçte herkesin sorumlu olduğunu belirten İbrahimhakkıoğlu, şunları söyledi:

"Sorular çalındığında pek çok insanın hakkı yenildi, biz hala bunun ayıbını taşıyoruz. Bu konuda hangimiz ne yaptık? Başımıza ne geldiyse kendi kabahatimizden geliyor. Kimileri menfaat olarak baktı bu duruma kimileri de gafletinden oradaydı. O dönemde büyük bir dayatma vardı. Bütün hadiseler insanın zaaflarından kaynaklanıyor. Çünkü biz irfani gelenekle bağlarımızı kopardık. İnsanların çok uyanık olması gerekiyor. Düşmanlar hesaplarını 100 sene üzerinden yapıyor."

İbrahimhakkıoğlu, insanların muhakeme etmeden popüler olanın peşinden gittiğini, darbeleri planlayanların listesinde daha birçok FETÖ'nün olabileceğini ve bu konuda insanların gaflete düşmemesi, toplumun irfani geleneği yeniden kazanması gerektiğinin altını çizdi.

Sıradaki Haber