İSTANBUL (AA) - Ebru sanatçısı Hikmet Barutçugil'in öncülüğünde düzenlenen 6. Uluslararası Ebru Kongresi, yurt içinden ve yurt dışından yüzlerce ebru sanatçısını bir araya getirdi.
Ümraniye Belediyesince, Ebristan, TBMM Milli Saraylar, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin katkılarıyla düzenlenen kongre ikinci gününde, yerli ve yabancı birçok ebru sanatçısının katılımıyla Ümraniye Crowne Plaza'da çeşitli oturumlar ve "Ebruda Endemik Çiçekler Sergisi"nin açılışıyla devam etti.
Ebru sanatçısı Hikmet Barutçugil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ebru sanatına yenilik getirmenin yanı sıra geleneğin kitabını yazan bir sanatçı olduğunu belirterek, "1608'de yayımlanmış, 'Tertibi Risalei Ebri' diye bir kitap var. Ebrunun nasıl yapıldığını anlatıyor. Benim yayınladığım kitaba kadar ebru öğreten başka bir kitap yok. Bu gelenek bir alfabedir, ebru sanatçıları bunu öğrenmek zorundadır. Eskiyi bilmezsen yeniyi öğrenemezsin." dedi.
Barutçugil, ebru sanatıyla ilgili yayınların arttığına dikkati çekerek, basının, medyanın ve ebru sanatına heves edenlerin ilgisinin artmasıyla sanatın iltifat görmeye başladığını ifade etti.
- "Ebru artık ana sanat dalı"
Barutçugil, gençlerin ebru sanatına büyük ilgi gösterdiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Gençler artık ebru çalışmaya, 'Ben bu sanatla hayatımı idame ettirebilir miyim?' diye başlıyor. Tarihimizde ebruyu meslek edinmiş kimse yoktu ama bugün var. Ebru yapanların hep başka işleri var mazide. Biri aktar, biri imam gibi. Şimdi bu gelişmelerle ebru, başlı başına içinde değişik ekolleri olan bir ana sanat dalı oldu. Ebrunun da helal bir rızk kapısı olabileceği fikri ortaya çıktı. Ebru malzemeleri üreten bir sürü firma türedi ve ebruyla ilgili bilgilere de ulaşmak kolaylaştı. Usta çırak ilişkisi de devam ediyor."
Barutçugil, akılla öğrenilen sanatlara yenilik getirmek gerektiği düşüncesini dile getirerek, "Fikir sahibi olan aklıyla öğrendiği şeyi yapar ama sonra başlar 'Ben bunu yaptım başka ne yapabilirim?' diye düşünmeye. Hadiste 'İki günü eşit olan ziyandadır" der. Sanatta da böyledir. Şimdiki gençler çok farklı. Aynı şeyleri görmekten sıkılıyor, yenilik arıyorlar doğal olarak." diye konuştu.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsrev Subaşı ise ebru sanatının bir dönem unutulmuş bir sanat olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Dünyanın ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinden ebrucuların sanatın merkezi olması gereken İstanbul'da bir araya gelmesi güzel bir şey. Geleneksel kültürün kendi kurallarının korunması ve bu kültür etrafında hangi çerçevede yeni bir şeyler yapılabilir, bunların konuşulması lazım. Coğrafya değiştikçe çünkü bakış açısı da değişiyor."
Ebru sanatı için önemli olan kongreye ev sahipliği yapan Ümraniye Belediyesi ve Belediye Başkanı Hasan Can'a teşekkür eden Subaşı, katkıda bulunan kurumları kutladığını ifade etti.
- "Kabus gibi şeyleri sanat diye yutturuyorlar"
Ebru sanatçısı Fuat Başar da kongrenin, dünyanın en geniş katılımlı ebru kongresi olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"Sanatın, zanaatin, hobinin, mesleğin ve kabusların yeniden tanımlandırılması lazım. Bazı kişiler kabus gibi şeyleri sanat diye yutturuyorlar. İnsan güzelliğin peşindeyken, kabusu sanat diye yutturmanın ne alemi var? Kaynağını dinden ve bilimden almayan her sanat mutlak surette batıldır. İnsanların saçmalıklarını, hezeyanlarını kağıda dökmenin sanatla ilgisi yoktur. Her şeyin yeniden bir tarife ihtiyacı var. Bu kongrenin anlamı da bu."
Sanatı herkesin teorik de olsa bilmesi gerektiğini vurgulayan Başar, "Sanatla ilgilenen bir kişinin artık ikinci bir işi olmaması lazım. 'Sanat kuma kabul etmez' diye bir söz vardır. Sanatın yeniden tarif edilmesi zarureti bugün için anlaşılmış durumda. Kongrede de bunlar konuşulacak, değerlendirilecek." düşüncelerini paylaştı.
- "Kongre her sene yapılmalı"
Ebru sanatçısı Yılmaz Eneş de kongrede Anadolu'dan gelen ebru sanatçılarını görmekten mutluluk duyduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Kongre çok zengin etkinliklerle sürüyor. Bence her sene bu kongre olmalı ve her senesi ölmüş ve yaşayan bir ustamıza hediye edilmeli, onun ismine yapılmalı. Hatta yarışmaları da yapılmalı, hediyeleri de verilmeli, Barutçugil'in dediği gibi Türkiye genelinde 10 bin ebrucu varsa, bunların 500 tanesinin söz sahibi olduğunu düşünürsek, hepsinin her sene bir araya gelmesini arzu ediyorum."
Kongreye Yalova'dan katılan ebru sanatçısı Suna Koçal ise "Ebruda Endemik Çiçekler Sergisi"nde Barutçugil'in yüzlerce öğrencisinden seçilen 10 öğrencinin eserlerinin yer aldığı bilgisinin vererek, şunları dile getirdi:
"Ben de lale çiçeğim ile sergide yer alıyorum. Doğada yetişmiş olan, doğal tür bitkilere endemik bitki diyoruz, iki yıl dağ bayır bu çiçekleri aradık, bulduk, fotoğrafladık ve daha sonra çalışmaları yaptık. Barutçugil öğrencileri olarak biz düz kağıtlara fonsuz çalıştık, hocamız Barutçugil de üzerine, ebrularımızı kendi tasarımı olan ve ebru sanatına yeni bir boyut katan barut ebrusunu yaptı. Çalışmalarımız aynı zamanda hocamızın imzasıyla da birleşmiş oldu. Bizim için çalışmaların manevi değeri çok büyük."
Yarın Sultanahmet'te düzenlenecek çeşitli etkinliklerle devam edecek kongre, 14 Mayıs'ta sona erecek.