İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "UNESCO sadece UNESCO'dan ibaret değildir. Özellikle TÜRKSOY gibi başka uluslararası iş birliklerinin UNESCO ideallerine hizmet konusunda ve iş birliğinde çok değerli, vazgeçilmez katkıları var." dedi.
Avcı, 6. Uluslararası Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Üyesi Ülkeler UNESCO Milli Komisyonları ve Komiteleri Toplantısı'nın açılış töreninde konuştu.
Toplantının Türk dünyasına sunacağı katkıların kalıcı ve faydalı olması temennisinde bulunan Avcı, "Bugün Türkiye, Azerbaycan, Bosna Hersek, Kırgızistan, Kazakistan, Moldova, Gagavuz Yeri, Türkmenistan ve KKTC'den Türk dünyasına gönül vermiş aziz dostları bir arada görmenin mutluluğu içindeyim." diye konuştu.
Bakan Nabi Avcı, bu toplantıların ilkinin 2010'da Ankara'da yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
"(Toplantıların) İkincisini Tataristan'ın başkenti Kazan'da, üçüncüsünü Kazakistan'ın başkenti Astana'da, dördüncüsünü Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir'de, beşincisini de Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yaptık. Bugün, dünyanın ve Türkiye'nin medeniyet başkenti İstanbul'da bu toplantıyı yapmanın haklı gururunu ve mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Güzel bir istişarenin sonucunda filizlenen bu toplantıların, Türk dünyası adına önemli kararlar alınmasına vesile olduğunu, uluslararası ve bölgesel iş birliğine ciddi katkılar sağladığını, daha fazla kültürler arası diyalog ve yakınlaşma imkanları oluşturduğunu görmekten son derece memnunum."
Toplantı kapsamında düzenlenen seminerlerin önemli kararlar alınmasına vesile olacağını vurgulayan Avcı, "UNESCO Genel Direktörü (İrina) Bokova'nın da dediği gibi UNESCO sadece UNESCO'dan ibaret değildir. Özellikle TÜRKSOY gibi başka uluslararası iş birliklerinin UNESCO ideallerine hizmet konusunda ve iş birliğinde çok değerli, vazgeçilmez katkıları var. Bugün burada biz, 40. Dünya Miras Komitesinden bir gün önce bu toplantıyı düzenleyerek, sayın Bokova'nın vurguladığı bu idealler ortaklığına vurgu yapmış oluyoruz. Emekle, fikirle ve icraatla zenginleşen bu toplantıların, Türk dünyası adına çok değerli bir misyon üstlendiğine gönülden inanıyorum. Dolayısıyla TÜRKSOY Üyesi Ülkeler UNESCO Milli Komisyonlarının, bu toplantıların yapılmasında ve sürekli hale gelmesindeki değerli katkıları için TÜRKSOY Genel Sekreteri sayın Düsen Kaseinov'a ve çalışma arkadaşlarına bir kere daha teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.
Nabi Avcı, toplantıya katılan yabancı ülke temsilcilerine ve toplantıya katkıda bulunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederek, başarılı ve verimli bir toplantı dileğinde bulundu.
- "Potansiyeli gerçekleştirebilecek kapasite mevcut"
UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. Oturum Başkanı Büyükelçi Lale Ülker ise 2010'dan bu yana düzenli olarak toplanan TÜRKSOY üyesi ülkelerin milli komisyonlarının geçen 6 yılda edindiği kazanımların görülebildiğini ifade ederek, kültürel miras seminerleri, eğitim çalıştayları, ortak değerleri yansıtan çok dilli yayınlar gibi somut etkinliklerin TÜRSOY ve milli komisyonlar iş birliğiyle gelenekselleştiğini anlattı.
Söz konusu etkinliklerin, Türk halklarının kültürel bütünleşmesinde önem teşkil ettiğini dile getiren Ülker, "Atalarımızın bize bıraktığı zengin kültürel miras yanında üye ülkelerin kültürel hayatlarındaki dinamizm, kültürel entegrasyonumuzdaki başarımızın kaynağını oluşturmaktadır." dedi. Ülker, UNESCO'nun, savunduğu değerler ve sahip olduğu vizyonuyla bu amaca hizmet edebilecek uygun bir platform olduğunu, gerek kültür gerek eğitim gerekse diğer alanlarda faaliyette bulunduğu programlarıyla, Türk Cumhuriyetlerine iş birliği için önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.
İş birliği alanlarının başında Dünya Miras Komitesi ve komitenin yönettiği Dünya Miras Listesi'nin geldiğine değinen Ülker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ata yurdumuzda sınırsız sayıda üstün evrensel değere haiz kültürel ve doğal güzellik mevcut. Coğrafyamızda büyük bir miras potansiyeli yatmaktadır. Geçici listelerimizde kayıtlı alanların Dünya Miras Listesi'ne kayıtlı alanlarımızdan katbekat fazla olması bu potansiyelimizin önemli bir göstergesidir. Ancak TÜRKSOY üyesi devletlerin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kayıtlı alanlarına baktığımızda potansiyelimizi tam anlamıyla harekete geçiremediğimizi görüyoruz. Toplantılar vesilesiyle ülkelerimizdeki benzer motifler keşfedilerek, bu unsurları birleştiren çok uluslu, sınır aşan adaylık dosyaları hazırlanabilir. Çünkü bizde, hepimizde bu potansiyeli gerçekleştirebilecek kapasitenin mevcut olduğunu düşünüyorum."
- "Türk halkları, somut olmayan kültür alanında çok zengin mirasa sahip"
TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov da "Türk dünyasının UNESCO'su" olan TÜRKSOY'un Türk halklarının zengin kültürünün korunmasına ve tanıtılmasına çalıştığını söyledi.
Sözlü kültür, halk kültürü veya somut olmayan kültür denilen alanın, Türk kültürünün en güçlü yönlerinden biri olduğuna işaret eden Kaseinov, "Destanlardan masallara, ninnilerden ağıtlara, el sanatlarından mutfağa, Türk halkları, somut olmayan kültür alanında çok zengin ve çeşitli bir mirasa sahiptir. TÜRKSOY, hazırladığı internet sayfası, yaptığı yayınlar, düzenlediği seminerler ve atölye çalışmalarıyla bu alanda farkındalık yaratmaya gayret etmektedir." dedi.
Kaseinov, "nevruz", "aşıklık" gibi geleneksel mirasların ortak dosya olarak sunulduğunu ve listeye dahil edildiğini belirtti.
- "Medeniyetimizi UNESCO çatısı altında uluslararası toplumla buluşturmak mümkün hale geldi"
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz ise daha önceki toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda UNESCO toplantılarında ortak görüş oluşturmak ve bunu dönem başkanları aracılığıyla açıklamak şeklindeki sözcülük uygulamasının güçlendirilmesi gerektiğini düşündüklerini ifade etti.
UNESCO'nun son başvuru döneminde anma ve kutlama uygulamasında köklü değişiklikler yaptığını, yerel veya ulusal konulardan, kişilerden ziyade bölgesel veya uluslararası kişi, konuların önerilmesini sağlamak amacıyla en az 3 devletin iş birliği veya ortak sunuculuğu sistemini getirdiğini hatırlatan Oğuz, "Bu şart ve süreç, TÜRKSOY üyesi ülkeler arasındaki iş birlikleri ve ortak kültür konuları sayesinde başarıyla yürütülmüş, başta Hoca Ahmet Yesevi olmak üzere bizleri birbirimize bağlayan ortak şahsiyetlerimizi, medeniyetimizi ve kültürümüzü UNESCO çatısı altında uluslararası toplumla buluşturmamız mümkün hale gelmiştir. Somut olmayan kültürel miras, doğal ve kültürel miras veya dünya belleği alanlarında birlikte hareket etmemiz gereken pek çok konuya, mirasa ve değere sahibiz. Bu alanlarda yapacağımız iş birliklerinin bizler için sağlayacağı imkanlar yanında UNESCO'nun sürdürülebilir barış için gerekli gördüğü kültürler arası diyalog ve kültürlerin yakınlaşması hedeflerine uygun olduğu malumdur." diye konuştu.
Konuşmaların ardından, etkinlik seminerlerle devam etti.