17 °c

38. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu

EDİRNE (AA) - Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Abdullah Kocapınar, "Bugün Anadolu’da 19. yüzyılla birlikte başlayan bilimsel çalışmalar, 21. yüzyıl Türkiye'sinde çok uluslu, disiplinler arası ve bilimsel açıdan kurumsallaşmış kazı ve araştırmalara dönüşmüştür." dedi.Kocapınar, Trakya Üniversitesi (TÜ) Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen sempozyumda, arkeolojinin...

Kültür-Sanat Haberi
38. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu
38. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu

EDİRNE (AA) - Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Abdullah Kocapınar, "Bugün Anadolu’da 19. yüzyılla birlikte başlayan bilimsel çalışmalar, 21. yüzyıl Türkiye'sinde çok uluslu, disiplinler arası ve bilimsel açıdan kurumsallaşmış kazı ve araştırmalara dönüşmüştür." dedi.

Kocapınar, Trakya Üniversitesi (TÜ) Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen sempozyumda, arkeolojinin insanlığın hikayesini içinde barındıran kadim bir kitap olduğunu söyledi.

Geçmişle gelecek arasındaki köprüde insanlığın çeşitli arkeolojik araştırmalar yaptığını belirten Kocapınar, "İşte arkeoloji, bize bu kitabı okumamız için gerekli alfabeyi öğreten en önemli disiplindir. Ülkemiz, bu disipline hak ettiği değeri en erken tarihlerden itibaren gösteren ender ülkelerden biridir. Ülkemiz, tarihin her döneminde sahip olduğu özel coğrafi ve jeopolitik konumu nedeniyle, pek çok uygarlığa yurt olmuş ve zamanla bu uygarlıkların bıraktığı izlerle adeta açık hava müzesine dönüşmüştür." diye konuştu.

İnsanlığın ortak mirasının aydınlatılmasına yönelik çalışmaların Anadolu'da yaklaşık iki asra yakın bir zamandır devam ettiğini aktaran Kocapınar, şunları kaydetti:

"Bugün Anadolu’da 19. yüzyılla birlikte başlayan bilimsel çalışmalar, 21. yüzyıl Türkiye'sinde çok uluslu, disiplinler arası ve bilimsel açıdan kurumsallaşmış kazı ve araştırmalara dönüşmüştür. Bu sempozyum kazı ve yüzey araştırması çalışmaları ile arkeolojik bilimsel çalışmaların sonuçlarının değerlendirildiği, kendi dalında tek olma özelliği taşımaktadır. Ayrıca sempozyumun sonuçları kitap halinde düzenli yayınlanmakta, böylece ulusal ve uluslararası bilim çevrelerince yakından takip edilerek takdir edilmektedir."

Kocapınar, Kültür ve Turizm Bakanlığının, Türkiye coğrafyasında geçmişten günümüze kadar hayat bulmuş tüm uygarlıkların varisi ve hamisi olduğunu vurgulayarak, "Bu nedenle bakanlığımız devraldığı kültürel birikimin zenginliğiyle kazı ve yüzey araştırmalarının kültürel mirasımıza layık olacak şekilde çalışmalarına yoğun bir şekilde devam etmektedir." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye önderlik yapabilecek bir konuma geldi"

38. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ise arkeolojik araştırmaların tüm uygarlık açısından önem taşıdığını söyledi.

Türkiye'ye kaynayan Ortadoğu'da yepyeni bir sorumluluk düştüğünü belirten Özdoğan, "Bilginin elde edilebileceği hemen hemen tek yer Türkiye kaldı. Bugün artık arkeologların çalışamadığı ülkelerde çok sayıda meslektaşımızın yürüttüğü işler vardı, bunlar artık durma noktasına geldi. Bunlara ülkemizde doğru değerlendirme imkanı bulunabilir." şeklinde konuştu.

Arkeolojik çalışmaların ilerletilebilmesi için her anlamda destek beklediklerini dile getiren Özdoğan, şöyle devam etti:

"Amacımız sadece bir şek bulmak değil, bilimin gelişmesidir. Kazılar yapıldıkça yöntemler gelişiyor. Tabii ki birçok gelişimin yanında sorunlar da olabiliyor. Bu sorunların çözümü için el birliğiyle çalışılması gerekiyor. Anıt hocaların sayesinde buralara gelebildik, bizden sonraki kuşaklar da bunun bilincinde yetişiyorlar. Tüm hocalarımızı anıyoruz.

Bir de burada vurgulamakta yarar görüyorum. Suriye'deki olaylarda Palmira'da, 55 yılını buraya veren ve Palmiya'yı geliştirmek için bütün hayatını adayan meslektaşımız Halil Esad'ın başının kesilerek öldürülmesi de bizim içimize oturdu. Arkeolojinin politikayla iç içe gelmesi gibi hepimizi çok kıran olaylardan oldu. Başta da söylediğim gibi Türkiye'ye kapasitesi ve birikimi açısından çok büyük görev düşüyor. Türkiye önderlik yapabilecek bir konuma geldi."

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük da arkeoloji ve sanat tarihine üniversite olarak önem verdiklerini söyledi.

Üniversitede görev yapan öğretim görevlilerinin Trakya'daki kazılarda yer aldığını anlatan Yörük, "Trakya Üniversitesi olarak multidisipliner çalışmaları çok önemsiyoruz. Bu noktada bünyemizde bulunan fakültelerle bu çalışmalara destek veriyoruz." diye konuştu.

Edirne Vali Yardımcısı Mustafa Karslıoğlu'nun da bir konuşma yaptığı sempozyumda, Özdoğan "Kırklareli Höyüğü Çalışmaları", Enez Kazı Başkanı Prof. Dr. Sait Başaran "Enez Kazısı", TÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç "Sinanköy Çalışmaları" ve Edirne Sarayı Kazı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Özer de "Edirne Saray Kazısı"nı anlattı.

27 Mayıs Cuma gününe kadar devam edecek sempozyuma yurt içi ve yurt dışından sanat tarihçileri ve arkeologlar katıldı.


Sıradaki Haber