SARAYBOSNA (AA) - "Sensiz Olmaz", "Kraliçe", "Umudun Peşinde" ve "Muhammad Ali: Büyük Kavga" isimli filmlerin yönetmeni Stephen Frears, 22. Saraybosna Film Festivali'nde "Kahve Sohbetleri" etkinliğine katıldı.
Bugüne kadar Helen Mirren, Hugh Grant, Meryl Streep, Florence Foster ve Simon Helberg gibi Holywood'un ünlü isimleriyle çalışan İngiliz yönetmen Frears, Saraybosna'daki Ulusal Tiyatro'da gerçekleşen etkinlikte izleyicileriyle bir araya geldi.
Stephen Frears, özellikle Helen Mirren'ın rol aldığı "The Queen" ve Meryl Streep'in rol aldığı "Florence Foster Jenkins" filmleriyle ilgili merak edilenleri anlattığı konuşmasında, çalıştığı oyuncuların başarılarına işaret ederek, "Etrafımdaki insanlar çok zekiler ve çok korumacılar. Onlara güveniyorum. Bu aktörler gerçekten çok iyiler." dedi.
Çekimler sırasında, istediği sahneyi yakalamak için kaç kez aynı sahneyi çektiğinin sorulması üzerine Frears, şu bilgileri verdi:
"Bilemiyorum. John Malkovich 19 kez tekrar çekiyormuş. Hatta bütün gece çekim yapmak istediğini söylüyor ancak ben programa uymam gerektiğini düşünüyorum ve insanları kızdırmak istemiyorum. Ben kulaklarımla yönetiyorum. Yani bir aktör doğru anı yakaladığında ancak sözlerle ilgili sıkıntı olduğunda bunu duyabiliyorum. Sık sık, 'Bunu tekrarlayabilir miyiz?' dediklerini duyuyorum ve 'Ben, neye ihtiyacım varsa ve neye ihtiyacım olacaksa onu yakaladım' diyorum. Bilemiyorum, belki 5-6 kez tekrar çekiyorumdur."
Frears, her zaman çekimlerde yazılı senaryoya bağlı kaldığını ancak montajların ardından değişiklikler ortaya çıkabildiğini dile getirdi.
Dinleyicilerden birinin, İngiltere'nin Avrupa Birliğinden (AB) ayrılma kararı (Brexit) almasını hatırlatması üzerine ünlü yönetmen, şunları kaydetti:
"Ben İngiltere'nin, Britanya'nın AB'ye katılmasını isterim. Fakat yapacak bir şey yok. Amerika'da yaşayan bir İngiliz olarak, çok büyük bir memnuniyetsizlik olduğunu görüyorum. (ABD'de) Trump'ı destekleyenler, geride bırakılmış ve son yıllarda zengin olmamış insanlar. Aynı şey benim ülkem için de geçerli. Ben bir metropolde yaşıyorum ve çok iyi durumdayım. Ancak birçok kişi tarafından nefret ediliyorum. Bu nefretleri de çok anlaşılır bir şey. Brexit de tam olarak bununla ilgili. Son 20-25 yıldır politikanın dışladığı insanların bir çeşit protestosunun çığlığı. Herkes bir şekilde zengin olmuş ancak onlar olmamış. Aynısı Amerika için de söylenebilir."
Festivalin dün gece gerçekleştirilen "Kırmızı Halı" etkinliğinde ünlü yönetmene, "Saraybosna'nın Kalbi Onur Ödülü" takdim edildi.
Çok sayıda film gösterimi ve söyleşilerin gerçekleştirileceği festival, 20 Ağustos'ta sona erecek.