Katar'ı kuşatanlara bakın...

Mısır, Suudi Arabistan, Bahreyn, Libya Tobruk Yönetimi v.s. Bunlar; Katar'ın teröre destek verdiğini ve İran ile iyi ilişkiler kurduğunu ileri sürerek bu ülkeye abluka-ambargo benzeri bir tecrit uygulamaya başladı. Aslında bu çabaya verilecek en güzel cevap "dinime küfreden bari müslüman olsa" olmalı ama bu söz bile kifayetsiz kalıyor. Çünkü Mısır, bir askeri faşist darbe ile yönetiliyor.  Suudi Arabistan, yakın zamana kadar ABD'deki tüm varlıklarına 'teröre destek verdi sayılarak' el konulan, her terör mağduru ABD vatandaşı tarafından da aleyhine tazminat davası açılacak bir ülke konumundaydı. Libya Tobruk yönetimi ise 'anarşi ortamında' her türlü cinayetin işlenebildiği bir tuhaflık sergilemeye devam ediyor. 

Katar ne yapmış, onlar ne yapmış?

Katar, Mısır'daki faşist askeri darbecilere karşı ülkenin tek barışçı siyasi hareketi olan ihvana sempatiyle bakmış.  Başka ne yapmış, koskaca Suudi Arabistan'ın kendisini ezme girişimlerine karşı bölgedeki diğer büyük devletlerden İran ile iyi komşuluk ilişkileri kurmuş. Suudi Arabistan ne yapmış, el kaide gibi bir ucube ve islamın terörle anılmasına yol açan algı projesinin çıkış noktası olmuş. Başka ne yapmış aslında ABD'nin el kaide artıklarıyla kurdurduğu Deaş Ya da Daeş denilen mezhepsiz cani sürüsü terör örgütünün ideolojik genlerinin kaynağı olmuş. Başka ne yapmış, bu suçlamalarla başlatılan kuşatmayı yarmak için kendine kuşatanlarla 350 milyar dolarlık silah alım anlaşması yapmış ve rahatlamış.

Bu tabloya bakın ne diyebiliriz?

Unutmayın ki 'plan yapanların en hayırlısı, tuzak kuranların en hayırlısı Allahtır' diyebiliriz. Katar bu badireyi atlatacak. Sabır ve metanetle çalışmak yeter.