TFF Başkanı Özdemir Ali Koç’a o gazeteciyi sordu
TFF Başkanı Nihat Özdemir, Fenerbahçe ile yaşanan gerginliğin ardından ilk kez gazeteci Mehmet Arslan’a bir röportaj verdi.
2010-11 sezonu şampiyonunun Fenerbahçe olduğunu ve TFF kayıtlarında da bunun olduğunu belirten Özdemir, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un Habertürk’te Fenerbahçe’yi en zor zamanlarından sırtından vuran gazeteci Serdar Ali Çelikler ile yayına çıkmasına ise ayrı bir parantez açtı.
Koç’un o dönem vatan haini FETÖ savcıları ile birlikte hareket eden gazeteci Serdar Ali Çelikler ile program yapmasının kendisini vicdanen yaraladığını belirten Özdemir, “8 Temmuz tarihinde yani o arkadaşın o yazıyı yazdığı tarihte ben Emniyet Müdürlüğü binasının içindeki Vatan Kafe’de bir masanın başında sabahladım. Bunun tek bir nedeni vardı. Fenerbahçe Kulübü Başkanı tutuklanmasın diye. Bir sandalyede oturarak sabahı ettikten sonra Beşiktaş’taki mahkemeye koşuyordum. Yine orada bir sandalyenin üzerinde Aziz Bey için, Fenerbahçe için mücadele ediyordum. Yanımda bir ya da iki arkadaşım vardı. Bu da yetmiyor oradan Aziz Beyi götürdükleri Şişli Etfal Hastanesi’ne koşturuyordum. Tekrar altını çizerek söylüyorum; Aziz Yıldırım değil, Fenerbahçe Kulübü Başkanı ve dostum Aziz Yıldırım tutuklanmasın diye” ifadelerini kullandı.
FETÖ SAVCILARINA DESTEK OLAN GAZETECİ
Fenerbahçe’ye kurulan 3 Temmuz kumpas sürecinde yazıları ile FETÖ savcılarına destek olan Çelikler, 8 temmuz 2011 tarihli Habertürk Gazetesi’ndeki yazısında, “Zekeriya Öz ile Mehmet Berk'in olumlu yansımalarını 2-3 yıl sonra görebileceğimiz "doğru-dürüst futbol" ortamının milat isimleri olarak görüyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Çelikler ayrıca o yayında özür dilemek yerine yazdığı tüm yazıların arkasında durduğunu söyleyebilecek kadar ileri gitti.
Yayın günü, Fenerbahçe taraftarları ise bu kadarına pes diyerek twitter’da isyan etmiş ve Ali Koç’u istifaya davet etmişti. Başkan Koç’un ‘3 Temmuz kırmızı çizgimiz demesine’ rağmen, Çelikler’le yayına çıkmasının kabul edilemez olduğunu belirten taraftarlar, attığı tweet’lerde başkanı Fenerbahçe’nin değerlerini ayaklar altına almakla, Çelikler’i ise FETÖ seviciliği ve vatan hainlerine hizmetle suçlamıştı.
Programda Çelikler’in sürekli olarak Başkan’a akıl verir bir üslupta olması ve bunun Koç cephesinden gayet sakinlikle karşılanması ise Başkan Koç’un akıl hocalığını Çelikler’in yaptığı iddialarını daha da kuvvetlendirmişti.
‘ALACAKLILAR KAPIYA DAYANDI, BEN KOŞTUM’
TFF Başkanı Özdemir, Hürriyet yazarı Mehmet Arslan'a verdiği röportajın devamında o gün yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:
Mücadele bununla da bitmiyordu... Oradan 1-2 saatlik aradan yararlanıp kulüp binasına koşuyor, kapıya dayanan bankacılarla görüşüyordum. Hepsi paniğe kapılmış bir halde ‘Para’ diye kulübün kapısını aşındırıyorlardı. Onların karşısına oturup, ‘Bu borç Fenerbahçe Spor Kulübü’nün borcu değil bizim borcumuz. Bu borç Nihat Özdemir’in borcu. Bu borcu ödeyeceğiz hiç şüpheniz olmasın. Muhatabınız Fenerbahçe değil, biziz’ dedim. Onlara bu güvenceyi verdiğimizde başta Hüsnü Özyeğin olmak üzere ki hepsine teşekkür ediyorum, para musluklarını kulübe sonuna kadar açtılar. Şimdi dönüp bir o günlere bakıyorum, bir de bugüne yani o akşama. O yazının yazıldığı o yazıya imza atan gazetecilerle Fenerbahçe Başkanı yan yana program yapıyor. Şimdi ben soruyorum...
"HANGİ VİCDAN BUNU YAPABİLİR?"
Bütün bunları yaşamış, bütün bu mücadelelerin içinden geçmiş Aziz Yıldırım için, arkadaşları için, Fenerbahçe için savaşmış Nihat Özdemir mi Fenerbahçe’yi şikeyle suçlayacak? Suçlayabilir miyim, bunu yapabilir miyim? Hangi vicdan bunu yapar? TFF Başkanı olarak ben kimseyi suçlamam ve hangi vicdan bana bunu yakıştırır? Gelin bakın TFF kayıtlarına. Orada ‘2010-11 sezonunun şampiyonu Fenerbahçe’ diye yazıyor. Bundan daha ötesi var mı? Bunu tartışmaya ben açmıyorum, bunu tartışmaya Fenerbahçe Başkanı açıyor. TFF kayıtlarından benim bir şüphem yok. Şüphesi olanlar bu tartışmayı ateşliyor ve alevlendiriyor. Ben TFF Başkanı’yım. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan Vekilliği’nden buraya geldim. Ve Fenerbahçe kültürü ve etiği bana tarafsız olmayı, her takıma eşit mesafede yaklaşmayı öğretti. Bu Fenerbahçeli duruşundan bütün Fenerbahçeliler gurur duymalı.”