Üçüncü Kandil olacaktı! Başlarına yıktık
Afrin operasyonunu başlatan TSK, sınırımızın hemen dibinde Kandil yapılanmasının bir benzeri ile karşılaştı. Kandil’de dağların altındaki doğal mağaralardan esinlenen terör örgütünün Afrin’i de yeraltı tünelleri ve yaşam alanlarıyla dizayn ettiği görüldü.
Yeni Şafak'ın haberine göre, Şah Fırat Operasyonu Komutanı emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, Zeytin Dalı Harekâtı’yla birlikte Afrin’in bir ‘kanton’ değil bir ‘Kandil yapılanması’ olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Afrin’deki yeraltı tünelleri, sığınaklar ve korunaklı kamplarla meselenin sadece bir kanton olmadığının iyice anlaşıldığını anlatan Başbozkurt, “Örgütün Türkiye sınırına yakın olmasından ötürü faaliyetlerinin görülmemesi için yerin altına sızdığı görülüyor. Afrin’de bütün faaliyetlerin yerin altında yürütüldüğü bir üçüncü Kandil gördük. Dolayısıyla bu bölgeyi Türkiye artık sadece bir kanton olarak değil, Irak kuzeyindeki Kandil ve ikinci Kandil olarak anılan Şengal’den (Sincar) sonra üçüncü bir Kandil olarak değerlendirmektedir” dedi. ‘Türkiye yaptıklarımı görmesin’ düşüncesiyle yerin altına girmenin ‘sıradan bir tedbir’ olarak görülemeyeceğini vurgulayan Başbozkurt şunları söyledi:
DOĞAL MAĞARALAR GİBİ
“Buradaki tüneller, beton duvarlarla örülmüş yeraltı barınma alanları, terörist örgütün gelecekteki faaliyetleri için planlanmış. Türkiye’ye bu teröristlerin aktarılması, yerin altında eğitim ve lojistiğin sağlanması amaçlanmış ve ortaya çıkan bu tablo, Afrin’de Türkiye açısından ne kadar tehlikeli bir faaliyetin olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Afrin’de Kandil’in doğal mağaralarından esinlenerek yapılan suni mağaralar, Türkiye’nin bu harekâtta ne kadar haklı olduğunu da gözler önüne serdi. Afrin’de terör örgütü suni bir Kandil yaratmış. Yapay mağaralar yapmış, lojistik ve eğitim sistemlerini hep yeraltına indirmiş.”
YERALTI AĞINA İHTİYAÇ NİYE?
“Sadece bir kantonsa, Kürt halkının yaşadığı bir terörden arındırılmış alansa, bu yeraltı ağına ihtiyaç niye? Terör örgütü, Türkiye’nin İHA’larının ve gözetleme sistemlerinin bugün çok daha iyi olduğunu bildiği için bütün sistemlerini ve terör planlarını tamamen yeraltına taşımış. Artık Afrin’i Suriye’nin Kandil’i, küçük Kandil olarak görmek lazım. Türkiye’ye karşı yapıldığı açık olan bu terörist faaliyetler, örgüte destek veren başta Esed rejimi, Amerika, Fransa olmak üzere tüm ülkelerin gözü önünde yapıldı.”
AMANOSLAR’DAN ANADOLU’YA
“Türkiye kantonların üçünü de (Afrin-Kobani-Cizire) aynı kategoriye koyarak stratejik nokta açısından üç kanton arasında öne çıkanın Kobani kantonu olduğunu düşünmüştü. Ancak Afrin kantonunun çok daha stratejik olduğu, Zeytin Dalı ile görüldü. Yapılan tahkimat ve hazırlık çok daha büyük planların habercisiydi. Bunların tamamının Hatay’a karşı yapılmış olduğu izlenimi ortaya çıkıyor. O tepelerin altındaki tünellerin ve barınma yerlerinin terörist yetiştirme yuvaları olacağı açıktır ve terör örgütünün Türkiye’ye özellikle Amanos dağlarından Kahramanmaraş istikametinde o bölgeyi daha etkin kullanacağı izlenimini vermektedir. Dolayısıyla Afrin’deki yapılanmanın Kandil’in uzantısı olduğunu ve benzer bir yapıda hazırlık içinde olduğunu görüyoruz.”
Müthiş bir başarı
Kayalık, ormanlık, vahşi bir bölge olan Afrin kırsalında tank-top desteğiyle ilerlemenin çok zor olduğunu, birliklerin yaya taarruza mecbur kaldığını ifade eden İhsan Başbozkurt, tüm şartlar düşünüldüğünde Mehmetçiğin Zeytin Dalı Harekâtı’nda müthiş bir başarı elde ettiğine dikkat çekti. Başbozkurt şu değerlendirmeyi yaptı: “Siz yabancı bir coğrafyaya ve araziye gidiyorsunuz. Ama o arazidekiler orayı çok iyi biliyorlar ve hazırlamışlar orayı, dizayn etmişler. Tünel ve sığınakları taşla, kumla değil betonla yapmışlar. Dolayısıyla hem sarp hem çok çetin hem vahşi bir arazinin tahkimatla ve beton mevzilerle beraber kuvvetlendirilmesi sizin çok zor ilerlemenize yol açıyor. Personelin emniyetini de düşündüğünüzde şuana kadar elde edilen netice müthiş bir başarıdır. Karşınızda düzenli bir ordu yok. Ne yapacağı belli olmayan, araziyi çok iyi bilen düzensiz bir örgüt var. Bu örgüte karşı yürütülen harekat çok büyük bir başarı.”
3. Kandil
ABD’nin Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyayı PKK ve DEAŞ’ı kullanarak parçalama planını emekli Tuğgeneral Başbozkurt şöyle anlattı: “Türkiye’yi PKK terörüyle karşı karşıya bırakan terör yapılanmasının merkezi Kandil, 1. Körfez Savaşı sonrası oluşturuldu. ABD’nin Çekiç Güç üzerinden sağladığı korumayla büyüyen örgüt, Türkiye’nin Güneydoğu burnunu koparmak üzere etnik kimlikler üzerinden saldırılarını başlattı. 2. Körfez Savaşı olarak görülen Saddam’a müdahale sonrası ise ‘DEAŞ ile mücadele’ adı altında bu kez Irak-Suriye sınırında ikinci Kandil kuruldu. Irak’taki Kandil’i Suriye’dekiyle birleştiren nokta konumundaki Şengal (Sincar), DEAŞ’tan kurtarılma bahanesiyle ABD’nin ortağı PKK’lı teröristlere teslim edildi. ABD, başkanlığını yaptığı DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon ile de Suriye’yi terörist ortağıyla dizayn etti. Terör koridorunu, Hatay’ı hedeflemek suretiyle Akdeniz’e ulaştıracak nokta olan Afrin’e kritik önem verildi. Bugün Zeytin Dalı Harekâtı’yla ortaya çıkan Afrin’deki yeraltı yapılanması, üçüncü Kandil olarak anılmaya başlanmış durumda.”