Suriye'de Amerikan yalanlarında yolun sonu geldi
Yeni Şafak'ın haberine göre, DEAŞ’la mücadele yalanıyla başlayıp bugün Suriye’nin kuzeyinde bölücü hamleye dönüşen yalanlar zincirinin öne çıkanlarından bazıları...
DEAŞ YALANI
Suriye’ye DEAŞ’la mücadele iddiasıyla girdi. Oysaki DEAŞ’ı taşeron örgüt olarak bizzat ABD’nin soktuğu anlaşıldı.
SİVİLLER YALANI
Sivillerin öldürülmesine karşı mücadele edeceğini söyledi. Ama şehirleri darmadağın etti, etnik temizliği yönetti, onbinlerce kişiyi öldürdü.
KOALİSYON YALANI
DEAŞ’la mücadele koalisyonu kurdu. Koalisyona Türkiye ve Avrupa ülkeleri de katıldı. Ancak koalisyonla değil PKK ile iş tuttu.
‘MUHALİFLERİ DESTEKLİYORUZ’ YALANI
Esed rejimine karşı muhalifleri desteklemek için Suriye’ye geldiğini söyledi. ÖSO’yu eğitme sözü verdi. Ancak eğitip silahlandırdığı yegane grup PKK/PYD oldu.
‘TÜRKİYE İLE BERABERİZ’ YALANI
Suriye’de Türkiye ile birlikte hareket edeceğini söyledi. Fakat bunu yapmak bir yana, Türkiye’ye güvenlik sorunu yaratan teröristlerle iş tuttu.
TERÖRLE MÜCADELE YALANI
Terörle hiçbir şekilde mücadele etmediği gibi PKK/PYD ile ortaklık kurarak bölgede asimilasyon politikası izledi, etnik temelli devlet kurma planlarına girişti. Birçok taşeron terör örgütünün tasarımcısı oldu.
KOBANİ YALANI
Suriye’de ‘Ayn el-Arab’ ilçesinin ismini PKK’ya ‘Kobani’ şeklinde değiştirtti. Buraya DEAŞ’ı yolladı. Sonra da Türkiye’nin ‘işgale seyirci kaldığı’ propagandası yaptı. PKK’yı legalize etme planının en önemli hamlesi olan süreçte DEAŞ’a karşı savaş bahanesiyle
SDG YALANI
PKK ile iş tuttuğunu gizlemek için Suriye Demokratik Güçleri (SDG) paravanına sığındı. SDG tabelasını kullanmak suretiyle PKK’yı kamufle etmeye çalıştı ama başarılı olamadı.
MÜNBİÇ YALANI
Münbiç’i DEAŞ’tan temizleyeceğini, sonra da PKK/PYD’nin Fırat’ın doğusuna çekileceğini iddia etti. Türkiye’ye verdiği bu sözü tutmadı. PKK, SDG kılıfı altında Münbiç’e yerleşti.
GÜVENLİ BÖLGE YALANI
DEAŞ’tan temizlenen bölgelere halkın geri döneceği söylense de PKK’ya işgal ettirdiği kentlere halkın dönüşüne izin vermedi.
‘SİLAH VERMİYORUZ’ YALANI
PKK/PYD’ye yoğun silah destekleri ortaya çıkınca, ‘silah vermiyoruz’ yalanına sığındı. Sonra ‘ağır silah vermiyoruz’ demeye başladı. Ancak sonunda silah verdiğini itiraf etti. Örgüte yaklaşık 5 bin TIR dolusu yeni nesil silah, mühimmat ve araç verdi.
‘GERİ ALACAĞIZ’ YALANI
DEAŞ ile mücadele bittikten sonra silahların geri alınacağı yalanını söyledi. Suriye’de DEAŞ bitti; ABD PKK'ya silah vermeye devam etti.
‘O SİLAHLAR ASKERLERİMİZ İÇİN’ YALANI
PKK’ya sevk ettiği silahlar gizlenemez boyutlara ulaşınca “Silahları Suriye’deki Amerikan askerinin güvenliğinde kullanacağız” yalanına sarıldı. Ancak çok geçmedi, PKK/PYD’ye ‘sınır muhafızları’ adı altında ordu kuracağını açıkladı.
‘SEVKİYAT TEHDİT OLMAZ’ YALANI
PKK/PYD’ye gönderilen silahların asla Türkiye için bir tehdit oluşturmayacağı yalanını söyledi. Ancak o silahların bir kısmı Güneydoğu’da askerlerimizi şehit etti.
‘TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ’ YALANI
Suriye’nin bütünlüğünü savunduğunu iddia etti. Bugün ise Suriye kuzeyinde etnik temelli ve kendisine ait ordusu olan bir federasyonun temellerini atıyor.
‘ÜS KURMAYACAĞIZ’ YALANI
Suriye’nin kuzeyi boyunca, Türkiye müdahalesini engellemek için Amerikan bayrağının asılı olduğu üslerin yanısıra eğitim kamplarıyla da teröristleri eğitmeye devam ediyor.
‘ETNİSİTEYE KARŞIYIZ’ YALANI
“Halklar arasında ayrım yapmayacağız” deyip Suriye’nin gerçek sahiplerinin yanında değil de cani örgütle beraber hareket etti. Bölgede en büyük ırkçılığa imza attı. Arap, Türkmen ve PKK'yı desteklemeyen Kürtleri karşısına aldı. Etnik kavgaların yegane kışkırtıcısı oldu.
RAKKA YALANI
Rakka’da Türkiye ile birlikte hareket etmediği gibi TSK’ya ‘PKK ile ortak operasyon’ teklifi yapacak kadar ileri gitti. Sivil halka zarar gelmeyeceğini söylese de Rakka'da binlerce sivil, enkaz altında can verdi. Türkiye'yi Suriye'den uzak tutmak için her şeyi yaptı. Rakka'nın yeniden imarında Türkiye ile değil Suudi Arabistan’la çalışacağını açıkladı.
ASTANA VE SOÇİ YALANI
Türkiye, Rusya ve İran garantörlüğünde Suriye’yi siyasi çözüme yaklaştıran Astana çatışmasızlık sürecini ve Soçi siyasi sürecini desteklediğini söyledi ancak bu süreçleri ortadan kaldıracak adımları atmaya devam etti.