Bakandan kritik açıklama: Daha da düşecek!

06 Ocak 2018 Cumartesi

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) 10'uncu Divan Toplantısı'na katılan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye'nin risk biriminin düştüğünü belirterek, "Bu kadar saldırılara rağmen hangi göstergeye bakarsanız bakın Türkiye iyiye doğru gidiyor. Bundan sonra da gitmeye devam edecek. Elbette almış olduğumuz bazı tedbirler nedeniyle enflasyonda bir miktar yukarı yönlü bir hareket söz konusu oldu. Ama aralık ayını gördünüz. Bundan sonraki süreçte enflasyon aşağı yönlü olarak inmeye devam edecek" diye konuştu.

"2017'Yİ YÜZDE 7'NİN ÜZERİNDE BÜYÜMEYLE KAPATACAĞIZ"

Geçen 2017 yılının çok parlak geçtiğini belirten Bakan Elvan, şöyle konuştu:

"2017 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 11.1 oranında büyüme ile dünyanın üçüncü çeyrekte en hızlı ve en yüksek büyüyen ülkesi konumuna geldik. İnşallah 2017 yılını yüzde 7 gibi belki yüzde 7'nin üzerinde bir büyüme oranının üzerinde kapatacağız. Bu büyümemizden ve güçlenmemizden rahatsız olan kesimlerin de boş durmadığını gördük. Hele hele üçüncü çeyrek büyümesinin açıklanmasının ardından 'Bu büyüme hormonlu' dediler. 'Biz bunu hissetmedik' dediler. Nasıl hissetmiyorlarsa? O his nasılsa? Hele bunu bilim adamlarının söylemesi bir utanç vesikasıdır. Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Dışarıda Türkiye için'Artık ekonomide gazı biten, bundan sonraki süreçte zor bir döneme girecek ülke' dediler. 2017 yılında o kadar sağlıklı bir büyüme gerçekleştirdik ki, hemen her sektörde bir büyüme söz konusu. Yatırımlarımızın büyümeye katkısı yüzde 12'nin üzerinde. Bunlar elle tutulur gözle görülür ürünler. Siz bir hayal alemindesiniz. O kesimler, iktisatçılar, siyasetçiler bir hayal aleminde. Dünyadan uzaklar, Türkiye'de yapılanlardan uzaktalar."

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye'nin büyüme ve güçlenmeye devam edeceğini vurgulayarak, "2018 yılında ihracatımızdaki ve yatırımlarımızdaki artış bir bütün olarak üretimimizdeki artışla büyümeye güçlenmeye devam edeceğiz. '2017 yılında hissedemedik' diyenlere şunu söylemek istiyorum; İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı yüzde 80'lere ulaşmış. Artık fabrikalar 24 saat çalışıyor daha fazla üretmek istiyor ama kapasitesi yetmiyor. Artık yeni yatırım zamanı diyoruz" diye konuştu.

"KÜRESEL DEĞER ZİNCİRİNDEN DAHA FAZLA PAY ALMAMIZ GEREKİYOR"

Dünyanın küresel ölçekte önemli bir süreçten geçtiğini belirten Elvan, şunları kaydetti:

"Bizim bu süreci çok iyi değerlendirmemiz, küresel değer zincirinden daha fazla pay almamız, daha fazla katma değeri yüksen ürünler üretmemiz gerekiyor. Hükümet olarak biz de orta vadeli programımızda hem de 2018 yılına yönelik olarak çok ciddi tedbirler oldık. Burada arzu ettiğimiz şey, birincisi; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyümenin sürdürülebilir olması. İkincisi; rekabet gücümüzün daha da artırılması. Üçüncüsü; büyümenin kapsayıcı olması. Toplumun her kesimine dokunabilecek bir yapısının olması. Dördüncüsü; mutlaka verimliliği esas alan bir yaklaşım içerisinde büyümemizi sürdürmemiz. Böyle bir büyümeyi sağlayabilmek için ne yapmamız gerekiyor? Bir; nitelikle istihdam. Biz özellikle çalışan insanımızın niteliğini, vasıflarını, niceliğin yanında daha da artırmamız gerekiyor. Daha nitelikli bir yapıya dönüştürmemiz gerekiyor. İkincisi; enflasyonu artırmayan, cari açığı yükseltmeyen bir büyüme politikasını izliyoruz. Yatırım ihracat ve üretime dayalı bir büyüme politikası izleyeceğiz."

"SANAYİNİN DİJİTALLEŞMESİNİ SAĞLAMALIYIZ"

Dünyada çok ciddi bir değişimin söz konusu olduğunu ve sanayide dijitalleşmenin gerektiğini belirten Bakan Lütfi Elvan şunları söyledi:

"Yenilikçiliğin ön planda, yeni alanların söz konusu olduğu, bilişimden, nesnelerin internetinden, yapay zekâ, robotik gibi alanlar artık yeni dönemde çok daha ön plana çıkan hususlar. Biz diyoruz ki 2018 yılında artık Türkiye'de sanayinin dijitalleşmesini sağlamalıyız. Nedir sanayinin dijitalleşmesi. Mevcut sanayi tesislerimizin birincisi, dijital dönüşümünü sağlayıp gerçek anlamda dünyada rekabet edebilir konuma getirmemiz gerekiyor. Katmanlı üretimden bahsediyoruz. İşte sanayi 4.0 diyoruz. Eğer biz bu dönüşümü sağlayamazsak, büyümemizin sürdürülebilir kılmamız mümkün değil. Dolayısıyla her birimizin, iş dünyası temsilcilerimizin, iş adamlarımızın mutlaka bu sanayimizin dönüşümü yönünde adım atması gerekiyor. Peki biz hükümet olarak ne yapacağız? Hükümet olarak yapacağımız şu: Organize sanayi bölgelerimizde tasarım ve dijital dönüşüm merkezleri kuracağız. Bu merkezler sizlere danışmanlık yapacak, eğitim faaliyetlerinde bulunacak ve tesislerinizin dijital dönüşümünü sağlayacak. Bir mekanizmayı ortaya koyacak. Bu yönde Sanayi Bakanlığımızla birlikte yoğun bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz."

"İTHALATA BAĞIMLILIĞI AZALTMALIYIZ"

İthalatı aşağıya çekecek bir takım tedbirlerin alındığını da belirten Elvan, Türkiye'nin ihracat ve üretiminin önemli ölçüde ithalata bağlı olduğunu söyledi. İthalatı azaltmak için alınan tedbirleri anlatan Elvan, şöyle konuştu:

"Nedir bunlar? Birincisi; petrokimya, savunma sanayi, yazılım, tıbbi ilaçlar araç ve gereçler, enerji ekipmanları, raylı sistemler bunların hepsine bir bütün olarak baktığımızda bizim bu alanlarla ithalata olan bağımlığımızın oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Ara mamul ithalatı toplam ithalatımız içerisinde yüzde 74'lük bir orana sahip. Özellikle ara mamül üretimini biz Türkiye'de gerçekleştirmek durumundayız. İnşallah 2018 yılıyla birlikte bu alanlara yoğunlaşacağız. Özellikle yerlileştirme programını tabii ki rekabet ortamını da sağlayarak ağırlık vereceğiz ve bu alanlarda özelikle bizim ithalata olan bağımlılığımızı azaltıcı tedbirleri alacağız ve gerekli destek mekanizmalarını oluşturacağız. Yapısal bir sorun niteliğini taşıyan cari açık problemini de inşallah bu şekilde çözmüş olacağız."

"AR-GE'NİN PAYINI YÜZDE 3E ÇIKARMAK İSTİYORUZ"

Ar-Ge faaliyetlerine önem verdiklerini ve bundan sonra da önem vermeye devam edeceklerini belirten Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, şunları söyledi:

"İktidarlarımızın döneminde Ar-Ge faaliyetlerinde inanılmaz düzeyde bir artış oldu. Her işletmemizin artık Ar-Ge altyapısına sahip olması gerekiyor. Eğer biz rekabet gücümüzü artırmak istiyorsak, küresel ölçekte daha güçlü olmak istiyorsak, maliyetlerimizi aşağıya çekmek istiyorsak ve katma değeri yüksek ürünler üretmek istiyorsak mutlaka ve mutlaka araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunmak zorundayız. Bu konuda çok önemli destek getirdik. Çalıştıracağınız araştırmacıların ücretlerinin bir miktarının ödenmesi, sigorta primi, işçi işveren payların ödenmesi gibi, vergisel teşvikler gibi önemli destek mekanizmaları var. Mutlaka bunu değerlendirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Bu konuda biz Kalkınma Bakanlığı olarak önemli destekler verdik bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Bugüne kadar yaklaşık son 10 yılda 6 milyar liranın üzerinde Ar-Geye destek sağladık. 2002 yılında araştırma geliştirme alanına destek neydi, şimdi ne oldu. 2002 yılında 1.8 milyar araştırmaya ve geliştirmeye ayrılan kaynak var. Bugün 2017 yılı itibarıyla 25 milyar liraya çıktı. Tam 14 katı artış söz konusu. Bu yeterli mi? Elbette yeterli değil. Bizim buradaki hedefimiz araştırma ve geliştirme harcamalarının milli gelir içerisindeki payını yüzde 3'e çıkarmak. Şu anda yüzde 1'ler seviyesindeyiz. Yüzde 1'in belki biraz daha altındayız. Özel kesimin araştırma ve geliştirmeden aldığı pay yüzde 50'ye çıktı. Yılda yapmış olduğumuz 25 milyarlık harcamanın yüzde 50'sini özel kesim yapıyor. Bu da bizim açımızdan son derece sevindirici bir hadiseolduğunu düşünüyorum."