Beylikdüzü'nde kaçırılan kadın muamması
Ekşisözlük yazarı pokemonegitmeni, dün gece saat 02.00 sularında evinin balkonundan bir kadının kaçırıldığını gördüğünü, polise ihbarda bulunmasına rağmen ihbar kaydı bile oluşturulmadığını iddia etti. Daha sonra savcılığa giderek suç duyurusunda bulunduğunu belirten pokemonegitmeni adlı kullanıcı yaşanan durumun akıl almaz olduğunu dile getirdi.
pokemonegitmeni ekşisözlük'te açlığı başlıkta şu satırları kaleme aldı:
Beylikdüzü'nde Medicana Hastanesi'nin yakınında oturuyorum. Evimiz Barış Manço Parkı'na bakıyor. Saat 2 civarları odamda yatarken bir çığlık sesi duydum fakat etraftaki mekanlardan çıkan insanların kavgası olarak düşünüp çok üstüne düşmedim. 5 dakika sonra sigara içmek için balkona çıktığımda parkın karanlık köşelerindeki bir çalının arkasında bir hareket farkettim. Işıklı bölgede bir kişi olaya bakıyordu sonrasında o kişinin gözcü olduğunu anladım. Kadınla çalı arkasında benim şahit olduğum 3 dakika boyunca oyalanan adam, daha sonrasında kadını kucaklayıp başka bir bölgeye götürdü. 2 dakika sonra parkın yanındaki karanlık sokaktan bir araba gelip kornaya bastı. Adam kadını taşıyıp zorla arabaya bindirdi. Bu sırada kadın çırpınıyor ve bağırmaya çalışıyordu. arabaya bindirildikten sonra kadın hala çırpındığı için kapıyı zorla kapattılar. Araba gri renkli hatchback bir arabaydı. Medicana Hastanesi'nin önünden geçti ve nereye gittiğini sonrasında görmedim.
HEMEN 155'İ ARAYIP OLAYI İHBAR ETTİM
Olaya şahit olduktan sonra derhal polisi aradım. 155' i ilk arama saatim 2:08. 2820 numaralarıyla biten telefonumla 155 hattındaki kişiyle 58 saniye görüştüm ve bana ihbarın oluşturulduğu söylendi. Ardından dışarıya çıktım. 2:32'de 155'i tekrar arayıp olayın akıbetini öğrenmek istediğimde böyle bir ihbarın bulunmadığı söylendi. Yani suçluların yakalanması için en kritik zamanlarda bir görevlinin işgüzarlığı ya da bilinçli ihmali sebebiyle, herhangi bir çalışma başlatılmamıştı. Çıkan kişiye durumun ne kadar abes olduğunu anlatıp cumhuriyet savcılığına şikayet edeceğimi söylerken, bana terslenip git nereye şikayet ediyorsan et dedi ve kapattı. Çok sinirlendim fakat daha sonrasında en azından ihbarın oluşturulması için 2:35 te 155' i tekrar aradım. 3 dakikalık görüşme sonunda bana ihbarın oluşturulduğu söylendi.
ADLİYEYE GİDİP SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM
En son görüşmemden sonra arabaya binip Çağlayan Adalet Sarayı'na gittim. Amacım bu ihmalkar görevliler hakkında suç duyurusunda bulunmak ve durum hakkında ne yapabileceğimi öğrenmekti. Tam bu sırada 438'le biten telefon numarasından bir arama geldi. olayın polis tarafından araştırılıp herhangi bir sonuç alınamadığını anlattı ve karakola gidip tutanak tutturmamı söyledi. Yani ihbar kayıdını yaptıktan 10 dakika sonra olay araştırılmış ve sonuç alınamamıştı.
POLİSLER BENİ TEHDİT ETTİ
Çağlayan'a gittiğimde nöbetçi savcıların 9-10 gibi ayrıldığı ve sadece cinayet gibi suçlara bakan savcıların kaldığı güvenlik tarafından bana iletildi.
Tekrar Beylikdüzü'ne dönüp karakolda durumu anlatmaya karar verdim. Bu arada olayın yaşandığı park ile karakol arası maksimum 150 metre. Karakolda durumu anlattığım insanlar arka binadaki asayiş büroya gitmemi söyledi. Dediklerini yapıp büroya gittiğimde uyuyan sivil giyinimli sakallı ve esmer polisi uyandırıp durumu anlattım. Arabanın plakası soruldu fakat görmediğim için bilgi veremedim. Böyle bir durumda herhangi bir tutanağın tutulamayacağını ve ihbar alındıysa bunun yeterli olduğunu söyledi. 3 saattir bu olayı polislere anlatmak için uğraştığımı söyleyip, yaptıkları işi eleştirince de beni kaba bir dille tehdit etti. O kadın ve ailesi bile şikayet etmiyormuş bana ne oluyormuş!