Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner, vatandaşları sağlıklı süt içmeleri konusunda uyardı. Saner, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının organiklik logosunu taşıyan sütlerin organik olduğunu belirterek, tüketicilerin buna dikkat etmesi gerektiğini kaydetti. Saner, yaptığı yazılı açıklamada, ısıl işlem uygulamasına tabi tutulmayan çiğ süt tüketiminin, sağlığa zararlı birçok bakterinin de vücuda alınması anlamına geldiğini, bu mikropların bazılarının verem hastalığına yol açtığını bildirdi. Yine hamile kadınlarda düşüklere neden olan "brucella", bağırsaklarda ishalli hastalıklara yol açan hatta ölüme neden olabilen "E-Coli" ile çeşitli enfeksiyonlara sebep olan bakterilerin bu şekilde vücuda alındığını aktaran Saner, sütte bulunabilecek olası patojenik mikroorganizmaları yok edebilmek ve besin değerini koruyabilmek için uluslararası normlarda kabul gören ısıl işlemlerin (pastörizasyon ve UHT gibi teknikler) sütün doğal, biyolojik ve besleyici değerinde en az değişim yaratacak şekilde yapıldığını vurguladı. Pastörizasyon ile sütün içindeki hastalık yapan bakterilerin, UHT işlemiyle de sütteki sağlığa zararlı tüm mikroorganizmaların yok edildiğinin altını çizen Saner, şu bilgileri verdi: "Ambalajsız süt, hava, ışık ya da bakterilerle temas ettiği zaman bozulur. Ambalajlı sütün ise kimyasal işleme tabi tutulmaya ihtiyacı yoktur çünkü UHT adı verilen işlemden geçirilmektedir. Bu nedenle de katkı maddesi ilavesine hiç ihtiyaç kalmaksızın bakteri, sıcaklık ve neme karşı korunuyor. Çiğ süt, probiyotik bakteri kaynağı değildir. Bir ton sütün içindeki probiyotik bakteri, 1 çay kaşığı yoğurttan daha azdır. UHT işleminde sütte bulunan tüm mikroorganizmalar ve enzimler inaktif duruma geçer. Ancak bu, sütün ölmesi anlamına kesinlikle gelmez çünkü sütteki tüm besin elementlerinin biyolojik ve besin değeri, çiğ süttekine göre en az yüzde 95'in üzerinde korunur." Saner, Türkiye'de halen yaklaşık 700 milyon litre sütün sokak sütçüleri aracılığıyla tüketicilere ulaştırıldığına işaret ederek, bunların kalitelerinin düşük olduğunu kaydetti. Hacettepe Üniversitesi'nin sokakta satılan açık sütlerle ilgili yaptığı araştırmalarda sokak sütlerinin hem mikrobiyolojik kalitesinin çok kötü olduğunun hem de açık sütten daha fazla maddi kazanç elde edebilmek için çeşitli hilelere başvurulduğunun gözlemlendiğini aktaran Saner, su katmak, sütün yağının bir bölümünü almak, kesilmesini önlemek amacıyla başta soda olmak üzere nötralize edici kimyasal maddeler eklemek gibi hileler yapıldığını belirtti. Gıdaların organik olma kriterlerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayımlanan yönetmeliklerle belirlendiğini vurgulayan Saner, "Yalnızca bakanlığın organiklik logosunu taşıyan sütler organiktir. Kontrol edilmeyen hiçbir ürün ve üretim, bu sertifikayı taşıyamaz. Bilinçli tüketicilerin, aldıkları üründe muhakkak bu logoya dikkat etmeleri gerekir. Sertifikalı olmayan hiçbir ürün, organik ürün değildir. Buna sokak sütleri de dahildir" ifadelerini kullandı.