'Da Vinci Şifresi' gerçeği yansıtmıyor!

10 Şubat 2016 Çarşamba

New East Foundation'ın davetiyle Türkiye'ye gelen Brugues, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Vatikan arşivlerinde araştırma yapacak olanların bildiği dilin önemine değinerek, "Türkiye'yi ilgilendiren bir bölümümüz var ama sadece araştırmacılara açık. Kataloglama işinde bize yardımcı olabilecek herkesi davet ediyorum. Herkesin yardımı bizim için gereklidir. Benim davetim hem kütüphane hem arşiv için geçerli. Bir Türk kısmımız var. Arap bölümü de mevcut. Fakat hangi kısımda çalışacaklarsa o bölümün dilini bilmek gerekiyor" diye konuştu. Brugues, arşiv dışında iletişim kurmak için İngilizce veya İtalyanca, arşivde çalışacak olanların ise İtalyanca ve Fransızca bilmesi gerektiğini söyleyerek, Türkleri ilgilendiren belgelerin İtalyan ve Fransızlar tarafından getirildiğini, bu nedenle de belgelerde bu dillerin kullanıldığını dile getirdi. Vatikan arşiv ve kütüphanesindeki belge ve kitapların dijital ortama aktarılarak, araştırmacıların kullanımına açıldığını kaydeden Brugues, şu bilgileri verdi: "Arşivlerdeki dizilim çok fazla ilerlemedi ama kütüphane kısmında 10 senedir tasnifte ilerliyoruz ve hemen hemen hepsi eski el yazmalarını içeriyor. Günümüzde 8 binden fazla belge, online olarak erişime açık. Bunları dijitale aktarırken, ücretsiz olarak araştırmacıların ulaşabilmelerini hedefliyorduk. Online erişime açılan belgelerin, herhangi bir tercümeleri bulunmuyor. Belgeler, orijinal diliyle yayınlanıyor." Jean-Louis Brugues, Türkiye'deki arşivlere ilişkin ise inceleme fırsatı olmadığını belirterek, "Araştırmacılarımız gelip çalıştı. Herhangi bir milletin tarihini ilgilendiren, herhangi bir belge, her zaman Vatikan'ı ilgilendirmektedir. Farklı kütüphanelerle antlaşmalar imzalıyoruz. Belgrad, Sofya ve Bükreş gibi. Ay sonunda çok büyük ihtimalle Rusya ile de antlaşma imzalayacağız ama arşivlerle değil, kütüphanelerle bu tür antlaşmaları imzalıyoruz" ifadelerini kullandı. Türkiye ile Vatikan arasındaki ikili ilişkilere de değinen Brugues, şunları kaydetti: "Osmanlı'dan beri devam eden bir takım ilişkiler var. O zamanki ilişkiler henüz çok resmi değildi ama dostluk anlamında Osmanlı'dan beri ilişkilerimiz mevcut. (1958'de Papa seçilen Angelo Giuseppe) Roncalli, Papalığın temsilcisi olarak burada görev yaptı. Roncalli'nin ilişkilere diplomatik, resmi bir şekil verdiğini söylememiz mümkündür ki bugün de Vatikan ve Türkiye arasındaki bu ilişkiler devam etmektedir." Monsenyör Brugues, kişisel olarak, kendisinin de dostane ilişkileri olduğunun altını çizerek, "Bundan önceki Türk elçinin bir çok daveti oldu. Kendisinin davetlerine katıldım. Kişisel ilişkilerimiz de son derece iyi. Diyebilirim ki Roma'daki Türk Büyükelçiliği en aktif ve kültürel anlamda en çok faaliyet gösteren elçilik. Şu anki elçiniz de atanır atanmaz kendisiyle irtibata geçtim ve dün de kendisini telefonla arayarak iyi yolculuklar dileğinde bulundum" dedi. Yazar Dan Brown'ın 2003'te yayınlanan ve büyük ses getiren kitabı "Da Vinci Şifresi"ne yönelik eleştirilerde bulunan Brugues, "Dan Brown'ın yazdığı kitaptaki hiçbir şey gerçeği yansıtmamaktadır. O yüzden çok büyük bir hata olarak nitelendirilebilir. Neyseki (Vatikan'ın) ziyaretçi sayısında hiçbir etkisi olmadı. Çünkü arşiv sadece bilimsel araştırmacıları ilgilendirmektedir ve onlar da zaten en başından beri bu kitaptakilerin gerçekliğine inanmamaktaydı" diye konuştu. Bayar: "Vatikan arşivleri, tarihi problemlerin çözümü için de referans kaynağı" New East Foundation'ın Başkanı Atılgan Bayar da Vatikan arşivlerinin, dünyanın en önemli arşivlerinden biri olduğunu belirterek, "Tarihi problemlerin çözümü için de büyük bir referans kaynağı" olduğuna vurgu yaptı. Türkiye-Vatikan ilişkilerinin, Papa'nın Ermeni meselesine ilişkin açıklamasının ardından sekteye uğrağını ve büyükelçinin Türkiye'ye döndüğünü hatırlatan Bayar, "Daha sonra, vakfımızın Vatikan Arşivi'nden belgelerle yayınlandığı Çanakkale kitabı gündeme geldi ve Papa bu kitap üzerinden bir açıklama yaptı. Bu yeni açıklamasında soykırım terimini kullanmadı. Bunun yerine, 'büyük acı' gibi başka terimler kullandı ve büyükelçimiz geri döndü. Türkiye-Vatikan ilişkileri normal seyrine döndü. Hemen bunun üzerine de Vatikan Arşivleri gündeme geldi ve biz Arşiv Başkanı Monsenyör Brugues'i davet ettik" ifadelerini kullandı. Bayar, Vatikan Arşivleri'nin birçok açıdan önemli olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Ermeni meselesi açısından önemli çünkü tarafsız bir arşiv hakikaten. Her milletten insan olduğu, her milletten Hristiyanlardan beslendiği için, her görüşü barındırıyor. Biz de bu arşivlerde çalışmalar yapıyoruz. Örneğin İstanbul'da ya da Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaşayan Katolik Ermeni'lerin Vatikan'a yazdıkları raporlar var. 1914, 1915, 1916 raporları. Bu raporlarda diyorlar ki bizimle ilgili bir problem yok. Ruslarla iş birliği yapan Ortodoks Ermeniler'le ilgili problemler var. Bu da bu büyük acıların yaşandığı 1914, 1915 yıllarında yaşanan şeyin bir soykırım olmadığını ama Osmanlı'ya karşı, Osmanlı'daki işgalci Rus güçleriyle iş birliği yapan Ortodoks Ermeniler'e karşı mecburi bir tehcir yaşanmış olduğunu gösteriyor." Vatikan Arşivi'ndeki bu tür belgelerin, önümüzdeki dönemde uluslararası ilişkilerde problemleri çözmeye ve gerçeğin bulunmasına yönelik çalışmalara vesile olacağının altını çizen Bayar, Vatikan'ın arşivleri açmak konusunda hiçbir çekincesi olmadığını, her türlü belgeyi açtığını ve hatta teşvik ettiğini söyledi. Atılgan Bayar, New East Foundation olarak araştırmacıları desteklediklerini ve burs vererek Vatikan'a araştırma yapmak üzere gönderdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti: "Şöyle bir sıkıntı var. Vatikan belgelerinin büyük çoğunluğu İtalyanca, Fransızca, Latince. Bir miktar da Osmanlıca belge var. Eğitimli araştırmacı olmak çok zor. Popüler dil İngilizce olduğu için herkes İngilizce konuştuğu zaman dil bildiğini zannediyor. Fakat İtalyanca, Latince ve Osmanlıca bilen araştırmacıları bulduğumuz yerde desteklemeye başlıyoruz." Osmanlıca'nın önemine de değinen Bayar, "Osmanlıca her zaman önemliydi zaten. Sadece Osmanlı Türkçesinin önemini unutmuştuk. Şu anda önümüzdeki dönemde Türkiye'nin geleceğe bakmasını ve geleceğe dair planlar yapmasını sağlayacak tarihsel referansların büyük çoğunluğu Osmanlıca. Bunların arasında İtalyanca ve Latince belgeler de var tabii. Ama hem latince, hem eski İtalyanca ve Osmanlıca'ya büyük ihtiyaç duyuyoruz" dedi.