Devlet Bahçeli MHP Grup Toplantısında!
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, 15 Ocak 2016'da sağlığıyla ilgili daha önceden planlanmış tedavi kapsamında başarılı bir operasyon geçirdiğine işaret ederek, bu süre zarfında sıcak siyasi gündemi, ülke ve dünya meselelerini de yakından takip ettiğini bildirdi. Bahçeli, mesaj ve telefonlarıyla geçmiş olsun dileklerinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, bakanlara ve diğer siyasi partilerin genel başkan ve yöneticileri ile doktorlarına ve millete teşekkür etti. Bugün MHP'nin 47. kuruluş yıl dönümü olduğunu belirten Bahçeli, "8-9 Şubat 1969'da milliyetçilik bir hareket, bir ivme, bir kıvılcım almış, böylece Türk siyasetine milli ve ahlaki bir yorum gelmişti" diye konuştu. Merhum Alparslan Türkeş'in "Ülküsüz insan çamurdan bir varlık gibidir" ifadesini anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti: "Nitekim biz çamurluğu sürekli reddettik. Hep daha ilerisini, hep daha yükseğini hedef olarak koyduk. Ülkümüzü göklerde parlayan yıldız gibi gördük. İşte bu şuurla MHP tam 47 yıldır aşkla, karşılık beklemeyen bir sevdayla milletine hizmet etmektedir. Yarım asra yaklaşan zorlu mücadelemiz tertemiz ülkücü vicdanların ihlas, iddia ve iradesiyle tarihsel yolculuğunu sürdürmektedir. Yol doğru, yolcu inanmış, yolculuk ise mübarektir. Bu yolculukta şehadet ve çile vardır. Bu yolculukta vatan, millet ve bayrak sevgisinden kavrulmak vardır. Bu kavramlara yabancılık çekenler bizi idrak edemezler. Bu kavramlarla esasta ters düşenler bizim gibi görünseler de bizden asla olamazlar." Bahçeli, 47 yıldır yalan ve yozlaşmayla mücadele ettiklerini, Türk ve Türkiye düşmanlarıyla uğraştıklarını, soygun, vurgun ve adaletsizliklerle savaştıklarını belirterek, "Yorulduğumuzu sananlar hayal aleminde gezenlerdir. Yıldığımızı düşünenler bizi kendilerine benzeten korkaklardır. İlk günkü gibi heyecan doluyuz. İlk günkü gibi damarlarımızdaki kandan ilham ve kudretimizi alıyoruz" dedi. Partinin 47. kuruluş yıl dönümünün hayırlı olmasını temenni eden Bahçeli, kurucu Genel Başkan merhum Türkeş'e, şehitlere Allah'tan rahmet diledi. Bahçeli, "Bıraktıkları miras emin ve ehil ellerdedir. Diktikleri filiz devasa boyutlara ulaşmış, Türk milletinin gönlüne girmiştir. Ülkü davası, ülküsüz ve ilkesiz ellere bırakılmayacaktır. Milliyetçi hareket Türk milletinindir. Milyonlarca Türkiye sevdalısı üç hilalin gerçek hissedarıdır. Milliyetçi hareket Türklüğün bekası, devletin devamlılığı ve milletin varlığı konusunda tavizsiz şekilde sürdürdüğü onurlu duruşunu her şartta muhafaza edecektir" ifadesini kullandı. "Türkiye'de siyaset alabora oldu" Türkiye’de siyasetin alabora olduğunu iddia eden Bahçeli, "Hükümetin aklı karışık, politikaları karanlıktır. Gelişmeler ülkemizin aleyhinedir. Doğru olan, doğru yapılan hiçbir şey yoktur" dedi. Bahçeli, Türkiye’de itiraf edilmemiş bir yönetim boşluğu bulunduğunu, milli güvenliğin her yönden açık ve alarm verdiğini savundu. Özellikle Sur ve Cizre’den her gün şehit haberleri geldiğini, anaların her gün ağladığına değinen Bahçeli, şunları söyledi: "Keskin nişancılar Sur’da yüksek binalardan ateş açıyor diyorlar. Evlerin kapıları bombalarla tuzaklandı diyorlar. Yerin altına tüneller kazıldığını söylüyorlar. Ayn el Arap’tan, yani Kobani’den terörist geçiş ve sızmaları olduğunu iddia ediyorlar. PKK’nın vatan toprakları üzerinde terör kampları kurduğu söyleniyor. Haraç almaları, sözde mahkemeler kurmaları, hendekler kazıp pusu atmaları, özyönetim ilanlarını konuşan bile kalmamıştır. Cizre’de bir evin bodrum katında yaralılar olduğunu günlerdir diline dolayıp teröristleri kaçırmanın peşinde olan HDP’liler milletin gözünün içine baka baka kin kusuyorlar." "Türk milleti sabırlıdır" Bahçeli, 20 Temmuz’dan bu yana 162'si asker, 122'si polis, 7'si korucu olmak üzere 291 kişinin, 1 Kasım’dan bugüne kadar 58'si asker, 42'si polis, 2'si korucu olmak üzere 102 kişinin, bu yılın Ocak ayından bu ana kadar ise 31’i asker, 23’ü polis, 2’si de korucu olmak üzere 56 kişinin şehit düştüğüne dikkati çekti. Terörle mücadelenin kararlılıkla devam etmesini söylediklerini ama hala hükümetin kafasında soru işaretleri gördüklerini iddia eden Bahçeli, "düne kadar PKK’ya gösterilen yoğun sevgi ve sempatinin bedelinin milletçe ödendiğini" belirtti. Çözüm sürecinin tamamıyla komada bulunan PKK’ya yaradığını, canlandırdığını, büyüttüğünü, silahlandırıp azdırdığını öne süren Bahçeli, bugünkü ortamda Sur ve Cizre başta olmak üzere terörün şehirlere kadar inmesi ve sokak savaşları çıkmasının gerisinde Oslo’da verilen sözler bulunduğunu bildirdi. Bahçeli, konuşmasında Dolmabahçe mutabakatına değinerek, şu ifadeleri kullandı: "Erdoğan Dolmabahçe kepazeliğini doğru bulmuyor, kabul etmiyor, hatta yaftalıyordu. Erdoğan 'haberim yok' diyordu. Ancak Sayın Bülent Arınç geçtiğimiz günlerde, 'Erdoğan’ın haberi var 'diyerek bir kez daha malumun ilanını yapmıştır. Erdoğan ise eski dostuna okyanusun karşı kıyısından cevap vermiş, birden bire 'zat dürüst değil' sözleriyle telaşının kurbanı olmuştur. Dolmabahçe mutabakatı madem Erdoğan’ın bilgisi dışında yapılmış, madem çok yanlıştır; o halde, PKK’nın ara elemanlarıyla fotoğraf karesine giren, koltuklarında zafer kazanmış komutan edasıyla oturan malum bakanlar hak ettikleri karşılığı niçin görmemişlerdir? Erdoğan kime ne anlatmaktadır? Türk milleti bir kez daha insafsızca aldatılmıştır. Şayet aziz milletimiz bu aldanmaya ses çıkarmıyor, aklı ve vicdanıyla alay edilmesine itiraz etmiyorsa, bizim diyecek bir şeyimiz yoktur. Nihayetinde bedeli ödeyen aziz milletimizin ta kendisidir. Yalan taltif edilip övülüyorsa, yalancılar el üstünde tutulup baş tacı yapılıyorsa, ihanete ortak olanlar görmezden geliniyorsa çok büyük bir sorunumuz var demektir. Türk milleti sabırlıdır. İnanıyorum ki gereğini yapmak için uygun zaman ve zemini beklemektedir." Rusya bombardımanıyla desteklenen Esed güçlerinin Halep’i abluka altına aldığını, Bayırbucak Türkmenlerinin yurtlarından, yuvalarından edildiğini ve yeni bir mülteci dalgasının Türkiye'nin sınırlarına doğru yöneldiğini vurgulayan Bahçeli, dün Türkiye'ye gelen Almanya Başbakanı Merkel’in derdinin bu mülteci sağanağına Türkiye'ye kalkan yapmak olduğunu bildirdi. AK Parti'nin dış politikasının geri teptiğini, imha olduğunu iddia eden Bahçeli, "Bu kadar büyük bir göç hareketinin milli güvenlik ve huzurumuzu dinamitleyeceği çok nettir. AKP hükümeti mutlaka tedbir geliştirmek zorundadır. Bunu yaparken yabancı başkentlerin gözüyle değil, milli politikaların ve başkent Ankara’nın vizyonuyla hareket etmelidir" dedi. Bahçeli, Türkiye'nin ne pahasına olursa olsun, milli varlık ve güvenliği koruyacak etkili, derinlikli ve taviz kabul etmeyen bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade etti. PKK/PYD'nin dost ve müttefik gördüğü ülkelerden silah alarak Cizre'de, Sur'da Mehmetçik ve polisin hayatına kast ettiğini belirten Bahçeli, "Ocak ayında Türkiye’ye gelerek çözüm sürecinin diriltilmesini tavsiye eden Joe Biden’in, doğrudan yüzüne bu gerçekleri vuramayanların bugünlerde iş işten geçtikten sonra yaptıkları sitem ve şikayetleri ise inandırıcı değildir" diye konuştu. Bahçeli, ABD Başkanı Barack Obama’nın bir özel temsilcisinin, geçen hafta Kobani’yi giderek YPG’nin ele başlarından plaket almasının nasıl bir senaryo ve oyunun devrede olduğunu tartışmaya mahal vermeyecek derecede ispatladığına dikkati çekti. Bahçeli, hedefin Suriye’den sonra Türkiye olduğunu iddia etti. Terörle Mücadele Eylem Planı Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'nun geçen hafta cuma günü, 10 maddelik "Terörle Mücadele Eylem Planı"nı kamuoyunun bilgisine sunduğunu hatırlattı. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu 10 madde PKK’ya elleri kaldırıp beyaz bayrak sallamaktan başka bir manaya gelmeyecektir. Maksat terörle mücadele değil, mütarekedir. Mardin’deki 10 maddeyle, Dolmabahçe’deki 10 maddenin hizmet ettiği gaye bir ve aynıdır. Türk milleti her gün şehit verirken, askerimiz, polisimiz terörle amansız mücadele halindeyken Mardin’den neyin eylem planı, kim ya da kimleri memnun etmek için açıklanmıştır? Davutoğlu’nun konuşması tepeden tırnağa defolu, yanlış ve skandaldır. Bu şahsın neresinden tutarsak elimizde kalacak sözlerinin nesini ve hangi kısmını onaralım? Davutoğlu, PKK’ya Mardin’de zeytin dalı uzatmıştır. Terörist talepleri konuşmasının her zerresine yedirmiştir. Davutoğlu, Alparslan’ın ordusunda bir Kürt olmak ile Selahaddin Eyyubi’nin ordusunda bir Türk olmak arasında fark var mı diye soruyor. Sayın Davutoğlu sana cevap vereyim; elbet fark bulunmuyordu, aklına getiren bile yoktu, ama sizinle beraber bu fark oluşmaya, düşünülmeye başlandı. AKP gelene kadar, Türk tarihinde etnik ve mezhep kazısı yapmak hiç kimsenin hatırına gelmemişti. Acaba diyorum, Birleşik Krallık, Mardin’e gelmeden önce sana özel mesaj ve talimat listesi mi vermiştir? Zira Mardin konuşmasını, Lord Curzon veya Arabistanlı Lawrence mezarından kalkıp yapsa ancak senin gibi konuşur, ancak senin gibi nifak saçardı." Davutoğlu'nun, "Bakanlar Kurulu'na baktığımda ben bir Türkmen aşireti çocuğuyum. Sol tarafımda bir Mezopotamya çocuğu, bir Kürt çocuğu oturur, Mehmet Şimşek Başbakan Yardımcımız. Sağ tarafımda Karadeniz'den bir başka vatan evladı, Numan Kurtulmuş..." dediğini ifade eden Bahçeli, "Evet, bu esef verici talihsiz sözlerin sahibi Türklüğü etnik seviyeye indiren, bakanlarına etnik mercekle bakan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı" dedi. Davutoğlu'nun "Anadolu kültürü" dediğini, Türk kültürünü yok saydığını ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti: "Parçalayıcı ulus anlayışı yerine birleştirici millet anlayışını getireceklermiş. Sayın Davutoğlu senin dilin ne söylüyor? Varmak istediğin yer neresidir? Hiç mi sosyoloji okumadın? Tarih okurken ne yapıyordun, o zaman da Şivan Perver mi dinliyordun? Davutoğlu insan odaklı devlet anlayışını yerleştireceğiz diyor. 14 yıldır aklınız neredeydi? Erdoğan odaklı devlet anlayışını siz insan odaklı mı sanıyorsunuz? Davutoğlu Ortadoğu’da kapsamlı birleştirici ruh hareketi başlatıyoruz diyor. Biz diyoruz ki, pes doğrusu. Sayın Başbakan, Ortadoğu’nun ruhu çalınmışken, Türkiye bölgenin her köşesinden tasfiye edilmişken bu hayal mahsulü palavrayı ağzına almaktan vicdan azabı duymuyor musun? Başbakan 'Yerel yönetimlerin yetkilerini genişleteceğiz' diyor, PKK da tam bunu istiyor. 'İstişare meclisleri kuracağız' diyor, bölücüler de öz yönetim ve özerkliğin kabulü için bunu bekliyor. 'Ankara’da masa kuracağız' diyor, zımnen PKK’yı başkente davet ediyor. Akıl alır gibi değil, bu ne rezilliktir? Davutoğlu freni patlamış, contaları yanmış bir kamyon gibi konuşmayı sürdürüyor ve diyor ki; 'Çukur kazacağınıza gelin anayasa komisyonuna istediğinizi söyleyin.' Kime söylüyor? PKK’ya. Kim söylüyor? Serok Ahmet. Yani Davutoğlu Mardin’de PKK’yı açıkça masaya davet etmiştir. Sayın Davutoğlu bilesin ki, bu vatan Türk vatanıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ni nice badirelerden, nice felaketlerden sonra Türk milleti kurmuştur. Alpaslan bir Türk komutanıdır, askerleri Türk’tür, bu toprakları da can pahasına Türkleştirmişlerdir. Sayın Davutoğlu’na tavsiyem yeni kitap yazdığını açıklamışken, millete kalben, vicdanen ve ahlaken tekrar bakması, kendisine yeni baştan okuma listesi çıkarması, bölücü telkin ve sömürge aşılarına karşı bağışıklığını güçlendirmesidir." Bahçeli'ye, konuşmasının ardından kendisinin resmedildiği bir tablo hediye edildi. Bu arada Bahçeli, grup toplantı salonuna gelişinde ve konuşmasının ardından partililer ve toplantıya katılanlar tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.