'YPG'ye silah vermek aptalca!'
Suriye'de çatışmaların başladığı sırada Şam Büyükelçiliği görevinde bulunan Robert Ford, ABD'nin YPG'ye silah vermesiyle ilgili, “Kısa vadede iyi olabilir ama orta ve uzun vadede çok kötü sonuçlar yaşanabilir. PYD çok hırslı, bu Sünni radikal hareketlere desteği artırabilir" dedi.
Habertürk'ün, Ford ile röportajı şöyle:
- Suriye’de protestolar başladığında ilk değerlendirmeniz ne oldu? “Esad birkaç ay içinde gider” dediniz mi?
Atandığımda Suriye’de herkes televizyonlardan Mısır’daki gösterileri izliyordu. Suriye’de benzer bir tablo beklemiyorduk. Bahar süresince eylemciler ve hükümet arasında diyalog yürütülmesini bekledik. Ancak ağustos gibi bunun mümkün olmadığını, iç savaşın patlak vereceğini anladık. Dürüst olayım, Esad’ın bu süreçten canlı çıkacağını hiç beklemiyordum.
- Bugüne gelecek olursak... Trump, YPG’yi silahlandırmaya başladı. Bu doğru karar mıydı?
Hayır, hatta çok aptalca bir karardı. Kısa vadede iyi olabilir ama orta ve uzun vadede çok kötü sonuçları olabilir. PYD çok hırslı, bu Sünni radikal hareketlere desteği artırabilir. Rakka’yı DEAŞ’tan alabiliriz ama buna karşılık El Kaide 4.0 sürümü karşımıza çıkabilir. Halihazırda El Kaide 3.0 versiyonu İdlib’de.
Ayrıca bu karar en önemli müttefiklerimizden olan Türkiye’yle sorun yaratıyor. Türk hükümetinin bazı terör saldırılarının Rojava’dan düzenlendiğini ortaya koyan raporlarını okudum. Bunlar çok ciddi suçlamalar ama ABD hükümetinin bunlara yanıt verdiğini görmedim. Türkiye ciddi bir yanıtı hak ediyor. Ayrıca herkes şunu biliyor: Bugünün YPG savaşçısı yarın PKK’lı olabilir. Tayyip Erdoğan’ın iç politikasını asla onaylamıyorum ama terör konusundaki endişeleri çok haklı.
- Esad’la birkaç kez bir araya geldiniz. İç savaş çıktığı zaman görüştüğünüz için soruyorum. Panik içinde miydi? Sizde nasıl bir izlenim bıraktı?
Sohbet ettiğinizde çok etkileyici olabiliyor, ikili ilişkileri iyi. Tanıştığım diğer Arap liderlerden hayli farklı. Mesela Mübarek’ten.. Onun gibi ağır bir duruşu yok. Daha mütevazı, daha çok Ürdün Kralı Abdullah’a benziyor. Fakat Esad’a hoşuna gitmeyen bir bilgi verdiğinizde, ona karşı çıktığınızda yalan söylüyor. Bana öyle bir şey söyledi ki ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyorduk. İç savaş başlamadan önceki görüşmemizde insan hakları meselesinden bahsettim. Bayağı sinirlendi, bana bağırdı ve “İnsan hakları konusunda ders dinleyeceğim son ülke Amerika Birleşik Devletleri” dedi.
- Geçmişe baktığınızda, sizce kişisel hatalarınız neydi?
Çok büyük bir analitik hata yaptım. Rusya ve İran’ın Suriye’ye bu kadar askeri güç gönderebileceğini hesaplayamadım. Bir başka hatam; Obama “Esad meşruiyetini yitirdi, görevi bırakmalı” dediğinde onu durdurmalıydım, “Esad gitmeli” demekten vazgeçirmeliydim. Esad’ı sevdiğim için değil, Obama’nın Esad’a karşı asla asker göndermeyeceğini bildiğim için. Esad’ın askeri güç olmadan çekilmeyeceğini biliyordum.