Cumhurbaşkanı Erdoğan; " Bedelini ödeyecekler!''

15 Nisan 2017 Cumartesi

Türkiye yarın yapılacak olan referandum için geri sayıma başladı. Halk anayasa değişikliğini onaylayacak referandum için sandık başına gidecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan referanduma 1 gün kala mitinglerine devam ediyor. Erdoğan Tuzla'daki konuşmasında "Tüm dostlarımızı, ahbaplarımızı arayacağız. Rehavete yer yok, ihmal yok, sandıklara yükleneceğiz, hafife almayacağız. Çünkü yarın akşam inşallah bu millet kendi bayramını yapacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Tuzla'nın ardından Kartal'da halka hitap etti.. Erdoğan günün ikinci mitinginde yaptığı konuşmada "Ya silahları gömecekler ya da bu ülkeyi terk edecekler. O silahlar gömülmediği sürece, ETA gibi yapmadıkları sürece, bu ülkede onlara yaşam hakkı yok. Çok çektik, bu milleti parçaladılar, bu ümmeti parçaladılar. Artık bunlara tahammül yok. Bedelini ödeyecekler." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, referanduma saatler kala İstanbul’da aynı gün içinde üçüncü mitingini yapıyor. Cumhurbaşkanı Ümraniye'de "Bu milletin evlatlarını denize dökeceğini söyleyen adamı, ne yazık ki Saadet Partililer gidip ziyaret ediyor. Ey benim Saadet Partili kardeşlerim, siz bu hale düşecek miydiniz? Görüyorsunuz nerelerden nerelere... Temenni ederim ki bugün onlar için ayrı bir muhasebe günü olur. Bu muhasebe neticesinde yarınla ilgili kararlarını ona göre gözden geçirirler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ümraniye'deki konuşmasından önemli başlıklar;

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ümraniye'de halka hitaben yaptığı konuşmada,  Ümraniye'nin zor dönemlerden geçerek bugüne gelmiş bir ilçe olduğunu söyledi.

Ümraniye'de, 1993 yılında CHP'li belediyenin hizmet verdiğini  hatırlatan Erdoğan, o yıl 39 vatandaşın hayatını kaybettiği çöp patlaması olayını  anımsattı. CHP belediyesinin olduğu yerde, bu kirli ve başarısız zihniyetin  olduğunu belirten Erdoğan, bu patlamanın yaşandığı alanda şimdi Ümraniye Spor  Tesisleri'nin bulunduğunu ifade etti.

Erdoğan, Ümraniye'nin 15 Temmuz'da 8 şehit veren, 120 de gazisi olan  bir ilçe olduğunu anlatarak, ülkenin istiklaline ve istikbaline sahip çıkma  konusunda, şehitleri ve gazileriyle Ümraniye'nin kendisini ibra ettiğini söyledi.

İlçenin 700 bin nüfusuyla pek çok ilçeyi geride bıraktığını, böyle bir  ilçeye şanına uygun projelerin yaraştığını belirten Erdoğan, ilçede hayata  geçirilecek yeni yatırımlara değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, metro hattının da devreye girmesiyle ilçenin  cazibesinin daha da artacağını aktararak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu metro hatlarına, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde CHP'nin meclis  üyeleri hep, bugün olduğu gibi 'hayır' demişlerdir. Bunların hayatı bu. Bu ülkeye  faydalı olabilecek hiçbir şeye bunlar bugüne kadar 'evet' demediler ki. Taksim  Gezi alanında bunlar var, nerede bir terör esiyor bunlar var. Kimler 'hayır'  diyor? Kandil 'hayır' diyor. İmralı 'hayır' diyor. Bir de ortak çalıştıkları  Pensilvanya'daki şarlatan da 'hayır' diyor. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim  sana kim olduğunu."

"Türkiye terörle tarihinin en önemli mücadelesini veriyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası finans merkezine ev  sahipliği yapan Ümraniye'nin o eski sıkıntılı günlerini geride bırakarak, yepyeni  bir geleceğe hızla ilerlediğini vurguladı.

İlçenin en önemli sorunu olan 2B kapsamındaki bölgelerin tapu  meselesinin çözüldüğünü, şimdi imar planlarının yapıldığını, yıl sonuna kadar bu  çalışmanın da biteceğini anlatan Erdoğan, artık vatandaşların tapusu ve imarı  olan arsalara, huzur ve güven içinde evlerini yapabileceğini ifade etti.

Türkiye'nin, içeride ve dışarıda tarihinin en önemli mücadelesini  verdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"PKK'sıyla, FETÖ'süyle, DEAŞ'ıyla tüm terör örgütleri üzerimize  salınmış durumda. Bu terör örgütlerinin iplerini elinde tutanlar, onlar yeterli  olmadığından bizzat kendileri devreye giriyor. İşte Avrupa. Almanya, İsviçre,  Avusturya giriyor mu? Fransa'da seçim var. Yatıyorlar, kalkıyorlar Erdoğan. Ben  seçime girmiyorum ki benimle ne işiniz var? Ne yapacaksanız yapın. Ama artık  Türkçeyi öğrenmeye başladılar.

Son 4 yılda bu gerçeği defalarca tecrübe ettik. Gezi olaylarında,  17-25 Aralık'ta, bölücü örgütün çukur eylemlerinde yaşadık. Şimdi bu teröristleri  açtıkları o hendeklere gömüyoruz. 20 ayda yaklaşık 11 bin teröristi etkisiz hale  getirdik. Daha gideceğiz. Ya silahlarını gömecekler ya kendileri gömülecekler ya  da bu ülkeyi terk edip gidecekler. Bunun başka izahı yok."

Bilhassa 15 Temmuz'un, maskelerin düşüp, gerçek yüzlerin ortaya  çıktığı bir dönüm noktası olduğunu anlatan Erdoğan, anayasa değişikliği halk  oylaması sürecinde gösterilen tepkilerin, bu ifşa edilmişliğin sebep olduğu  pervasızlıktan kaynaklandığını aktardı.


"16 Nisandan sonra bu konu ele alınacak"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan'dan sonra bu konuyu da  yeniden ele alacak, Türkiye'ye terbiyesizlik yapanlardan bunun hesabını  soracaklarını dile getirdi.

Erdoğan, yarın akşam ki neticeyi görür gibi olduğunu ifade ederek,  "Muhalefet nerede? Muhalefet meydanlarda yok, onlar kahvelerde. Hele hele bir de  maskeli teröristlerini kahvelere gönderiyorlar, arkadan kendileri gidiyorlar.  Okmeydanı'nda, benim eski semtimde yaptılar. Sağ olsun İstanbul Emniyeti bunları  yakaladı. Üç tanesi yakalanmıştı, dördüncü ne oldu bilmiyorum, teröristler.  Meğerse daha sonra bir tanesi bunların Cumhuriyet Halk Partisinin mensubu olduğu  ortaya çıkıyor. Bunlar iç içe ya, bunlar iç içe çalışıyor." dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KARTAL'DA:

"Millet ne diyor ona bakarız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kartal'da vatandaşlara hitabında, Kartal'ın  sıradan bir ilçe olmadığını, Anadolu'daki ilk devlet olan Anadolu Selçuklu  Devleti ile Bizans arasındaki sınırın Dragos Çayı olduğunu anlattı.

Kartal'ın bir Selçuklu, bir Osmanlı, bir Cumhuriyet emaneti olduğunu  ifade eden Erdoğan, bu emanete gözleri gibi bakmanın gayreti içinde olduklarını  söyledi.

Erdoğan, Kartal'ı Kartal yapanın, 160 yıl önce inşa edilen vapur  iskelesi ve ondan yaklaşık 30 yıl sonra inşa edilen banliyö hattı olduğunu  belirterek, 5 yıl önce açılışını yaptıkları metro hattıyla Kartal'da yeni bir  dönem başlattıklarını ifade etti.

Bugün konuşulan sözlerin, yarın unutulduğunu ama yapılan hizmetlerin  nesiller boyu kaldığını dile getiren Erdoğan, onun için kimin ne dediğine değil,  milletin ne dediğine baktıklarını vurguladı.

Milletin bugüne kadar kendilerini hiç yolda bırakmadığını,  yanılmadığını dile getiren Erdoğan, Kartal'ın da her zaman yanlarında olduğunu  anlattı.

 "İşte 16 Nisan bunun dönüm noktası olacaktır."

Millete olan şükran borcunu daha çok çalışarak, daha büyük projeleri  hayata geçirerek ödemeye devam ettiklerini aktaran Erdoğan, konuşmasına şöyle  devam etti:

"Beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece  Rab'bimizin huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz. Kendi geleceğimiz için bir  karar vermenin çabası içindeyken bakıyoruz ki kimi Avrupa ülkeleri, 16 Nisan'dan  sonra geçeceğimiz yeni yönetim sistemine karşı alenen kampanya yürütüyorlar. Size  ne? Avrupa'nın milletvekillerine ne? Parlamentosunun önünde Erdoğan'ın resmi,  şakağına silah dayatılmış. 'Erdoğan'ı öldürün.' diyor. Nerede bu? İsviçre  Parlamentosu. Allahıma hamdolsun, demek onlara dahi bu korkuyu vermişiz. Çünkü  biz düşmana korku, dosta muhabbet erleriyiz. Nerede İsviçre'nin yönetimleri.  Niçin bu teröristlere orada haddini bildirmiyor. İşte bunların ne olduğunu  anlayın. Bunların dostluğuna falan güvenmeyin. Bakıyoruz AB üyesi ülkeler  Vatikan'a gittiler. Vatikan'da ne işiniz var? Vatikan AB üyesi mi? Değil?  Bunların içinde Protestan, Ortodoks, ateist var. Bunların hepsi Katolik olan  Vatikan'a  gidiyorlar. Niye? Hepsi diziliyorlar, nasihatlerini aldılar. Bazı  nasihatte bulundu Papa ve ondan sonra da kuzu kuzu ayrıldılar. Çünkü bunlar tek  millet. Kimse bize gelip de 'şöyleydi, böyleydi' demesinler. Külahımıza  anlatsınlar. 54 yıldır bu ülkeyi oyaladılar. İşte 16 Nisan bunun dönüm noktası  olacaktır."

Avrupa'nın "Erdoğan çok sert" söylemlerini eleştiren Cumhurbaşkanı  Erdoğan, kime yumuşak, kime yumuşak davranacaklarını çok iyi bildiklerini ama hiç  bir zaman baş eğemeyeceklerini belirterek, hakikati söyledikleri için Avrupa'nın  rahatsız olduğunu söyledi.

“Ya silahları gömecekler ya da bu ülkeyi terk edecekler."

Erdoğan, Avrupa ülkelerinin derdinin "Türkiye'nin yeni sistemle daha  da güçlenecek olması" olduğunu ifade ederek, 54 yıl Türkiye'nin AB kapısında  bekletildiğini, şimdi çekindiklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokratik ve ekonomik kriterler bakımından, ülkemizle mukayese  edilemeyecek devletleri üye yaparken, Türkiye'yi niye geride tuttuklarını biz çok  iyi biliriz. Hep şunu derdim; Kopenhag kriterleri olmadı, biz Ankara  kriterleriyle devam ederiz. Yarın, bunun da dönüm noktası olacak. Kopenhag  kriterleri denilen insan hakları, özgürlükler, temel haklar, hürriyetler bunlarda  da bir değişim, dönüşüm yapıyoruz. Ekonomide zaten AB'nin ortalaması 1,8. Türkiye  2,9. Topunu alın, Türkiye yarışta yavaş yavaş öne çıkıyor. Daha da iyi olacağız  ama korkunun ecele faydası yok, bunu da bilsinler. Türkiye bu meseleyi öyle veya  böyle çözecek. Esasen Avrupa'nın bizimle sorunu, halk oylamasındaki tavrı değil.  Asıl sorun, Avrupa ülkelerinin bir bölümünün terör örgütleriyle mücadelemizden  rahatsız olması. Gömüyoruz ya açtıkları hendeklere, çukurlara bu teröristleri  gömmeye başladık ya rahatsızlık buradan geliyor. 20 ayda yaklaşık 11 bin  teröristi etkisiz hale getirdik. Bu onları çok rahatsız ediyor. Ya silahları  gömecekler ya da bu ülkeyi terk edecekler. O silahlar gömülmediği sürece, ETA  gibi yapmadıkları sürece, bu ülkede onlara yaşam hakkı yok. Çok çektik, bu  milleti parçaladılar, bu ümmeti parçaladılar. Artık bunlara tahammül yok.  Bedelini ödeyecekler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bazı Avrupa ülkelerinin Türk  bakanlara yönelik skandal tavrına da değinerek, "O itler, orada Hüseyin  Kurt'umuzun baldırından adeta parça koparıyor. Şimdi de 'Bu işi uluslararası  mahkemelere taşımayın.' diye de haber gönderiyorlar. Nerede adaletiniz, nerede  sizin hukuk anlayışınız, nerede sizin kadın haklarınız? Böyle olmayacak,  yaptıklarınız yanınıza kar kalmayacak. Avrupa'nın, dünyanın neresinde olursa  olsun, benim bir vatandaşım varsa, onun hakkını sonuna kadar korumak görevimdir."  diye konuştu.


ERDOĞAN Tuzla'DA HALKA HİTAP ETTİ: SANDIKLARA YÜKLENECEĞİZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın gerçekleştirilecek halk oylaması öncesi  Tuzla'da halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "En son 7 Haziran  seçimleriyle 1 Kasım seçimleri arasındaki dönemi hatırlıyorsunuz değil mi? Hiçbir  parti tek başına hükümet olamayınca bir anda hava nasıl değişti? Kendilerini  hemen buğday ambarında sananlar oldu. Saldırdılar. Sadece Diyarbakır'da 53  kardeşimiz ne yazık ki öldürüldü. Ölenler Kürt'tü, öldürenler de Kürt'tü. Ama  onlar kendileri için büyük bir fırsat var zannediyorlardı. Şimdi bedel  ödüyorlar." dedi.

Tuzla'nın, İstanbul'un giriş kapısı ve aynı zamanda tersanecilikte  önemli bir merkez olduğunu aktaran Erdoğan, burada imal edilen deniz araçlarının  ülkeyle birlikte dünyanın dört bir yanında hizmet verdiğini anlattı. Tuzla'nın  aynı zamanda eğitim merkezi de olduğunu kaydeden Erdoğan, böyle öncü bir ilçeye  16 Nisan'da da öncü olmanın yakışacağını söyledi.

Erdoğan, "Tuzla yarın ki büyük tercihe hazır mı? Tuzla anayasa  değişikliğini rekor bir evet ile çıkarmaya hazır mı? Bazı şehirler vardır Arap  atı gibidir sonradan açılır. Tuzla da sonradan büyüyen, gelişen bir yerleşim  merkezimiz. Bütün bunlara rağmen gerçekten kısa zamanda büyük mesafe katetti.  Bugünkü Tuzla ile ilk ilçe olduğu zamanlardaki Tuzla arasında dağlar kadar fark  var. Bunu çok iyi bilirim. Nereden nereye geldik." ifadesini kullandı.

Anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin geleceğine doğru atılacak adımı en  iyi anlayacak yerlerden birinin Tuzla olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam  etti:

"Türkiye'nin koalisyonlarla nasıl zaman kaybettiğinin, tek parti  iktidarlarıyla nasıl şaha kalktığının en yakın şahidi Tuzla'dır, Tuzla. Çok daha  eskileri bir kenara bırakıyorum. En son 7 Haziran seçimleriyle 1 Kasım seçimleri  arasındaki dönemi hatırlıyorsunuz değil mi? Hiçbir parti tek başına hükümet  olamayınca bir anda hava nasıl değişti? Kendilerini hemen buğday ambarında  sananlar oldu. Saldırdılar. Sadece Diyarbakır'da 53 kardeşimiz ne yazık ki  öldürüldü. Ölenler Kürt'tü, öldürenler de Kürt'tü. Ama onlar kendileri için büyük  bir fırsat var zannediyorlardı. Şimdi bedel ödüyorlar. Ben de diyorum ki benim o  Kürt kardeşlerime zulmeden bu zalimlerin hiçbir zaman bu ülkeye faydaları olmadı.  İşte şimdi onlar ne diyor? 'Hayır' diyor. Kandil ne diyor? 'Hayır' diyor. İmralı  ne diyor? 'Hayır' diyor. Pensilvanya'daki o şarlatan ne diyor? 'Hayır' diyor.  Kardeşlerim, şimdi kişi sevdikleriyle beraberdir değil mi? Söyle bana arkadaşını  söyleyeyim sana kim olduğunu. Dolayısıyla yani Kandil 'hayır' diyorsa,  bölücü  başının olduğu İmralı 'hayır' diyorsa, Pensilvanya'daki şarlatan 'hayır' diyorsa,  demek istikametimiz doğru değil mi? Yarın bir de sandıklar var ya yarın sandıklar  Allah'ın izniyle 'evet' ile patladığı zaman ne olacağını düşünün."

"15 Temmuz'da başlattığımız işi bitireceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, halk oylamasının yarın yapılacağını  hatırlatarak, "Buna hazır mıyız? Bak fazla bir şey kalmadı. Şu anda kapı kapı,  artık saatleri konuşuyorum, bütün dost, ahbap, yaren. Hem Tuzla İstanbul'dakileri  hem de Anadolu'daki hemşerilerimizi ne yapacağız? Arayacağız. İhmal yok,  sandıklara yükleneceğiz, rehavet yok. Yükleneceğiz, hafife almayacağız. Çünkü  yarın akşam inşallah bu millet kendi bayramını yapacak." dedi.

Bazılarının "evet diyen de, hayır diyen de aynı." dediğini hatırlatan  Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kardeşim 'hayır' diyeni ben anlayışla karşılarım. Ama evet ile hayırı  aynı kefeye koyamam. Aynı kefede, aynı torbada nasıl durur? Olur mu böyle şey?  Anlayışla karşılarız o ayrı mesele. Niye? Demokrasi bu. Ama eğer bunlara, hepsini  aynı yerde tartacak olursak niye bu kadar mücadele veriyoruz ki, değil mi? Bu  ülkenin geleceği için, bu ülkede bugüne kadar her önemli işte. İşte 15 Temmuz  Şehitler Köprüsü yapıldığı zaman 'hayır' dediler mi? Hatırlayın. Fatih Sultan  Mehmet Köprüsü'ne 'hayır' dediler mi? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Bu  zihniyet 'hayır' dedi mi? Marmaray ya Marmaray. Boğazın altından geçen o muhteşem  esere bu zihniyet 'hayır' dedi mi?  Üç senede o Marmaray'dan 200 milyon insan  geçti. Şimdi o sayı daha da yükseldi. Avrasya Tüneli'ni yaptık, 'hayır' dediler.  İşte şurada yanı başınızda Osmangazi Köprüsü. Ona da 'hayır' dediler. Ya helal  olsun be, ne güzel işler yaptılar, biz bunlara teşekkür etmeyeceğiz de kime  teşekkür edeceğiz? Ne diyorlar? Kalıp aynı, 'Görevleriydi, yaptılar.' diyorlar.  Tamam da bizden önce gelenlerin görevleri değil miydi? Onlar niye yapmadı? Sizin  cinsiniz, cibilliyetiniz, onlar da bu ülkede iktidar oldular. Niye yapmadılar? Bu  ülkede çakılı bir güzel işi var mı bunların? Yok. Niye? Bunlar sadece fitne  fesat. Ama hiç önemli değil. Biz bunlara rağmen bu eserleri yapıyoruz değil mi?  Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Nedir o? 18 Mart Çanakkale Köprüsü. Yani  Asya'yı Avrupa'ya, Avrupa'yı Asya'ya birçok yerden bağlıyoruz. Türkiye'nin ayrıca  terör örgütlerinden nasıl kurtulmaya başladığını, onlara karşı nasıl bir mücadele  vermeye başladığını görüyoruz değil mi? İşte pazar günü yarın, aynı zamanda terör  örgütüyle mücadele de bir dönüşüm noktası olacak. Buna hazır mıyız? 16 Nisan'da,  15 Temmuz'da başlattığımız işi bitireceğiz. Tuzla 16 Nisan'da büyük Türkiye için  'evet' mi? Tuzla, 16 Nisan'da güçlü Türkiye için 'evet' mi? Tuzla, 16 Nisan'da  müreffeh Türkiye için evet mi? Tuzla, 16 Nisan'da istikrarlı Türkiye için evet  mi?"

"YARIN HERKES SANDIĞA GİDİP OY KULLANMALI"

Yarın herkesin mutlaka sandığa gidip oy kullanmasını isteyen Erdoğan,  "Mutlaka, mutlaka sandığa. Oyumuzu kullanıyoruz. İlgili arkadaşlarımız bu oylar  resmi sonuçlara yansıyana kadar her aşamayı titizlikle takip edecekler.  Unutmayın. Oy namusumuzdur. Artık orada partilerin amblemleri yok. Bir tarafta  beyaz, ak var. Beyaz, ak. Orada ne var? Orada 'evet' var. Öbür tarafta kahverengi  'hayır' var. Dolayısıyla beyaza inşallah mührü vuracak, inşallah 16 Nisan'da ak  yürüyüşü devam ettirmiş olacaksınız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek parti döneminde Mersin'in bir  köyünde kadınların "Oy namustur" diyerek, açık oy gizli tasnif sistemine isyan  ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Kimin tezgahıydı o biliyor musunuz? O zaman ki CHP'nin tezgahıydı.  Açık oy, gizli tasnif. Şimdi çıkıp diyor ya; 'Tek adam, tek adam.' Ey  Kılıçdaroğlu, kimi aldatacaksın sen ya. Sen önce kendi partinin geçmişine bak.  İşte diyor; 'Hem partinin başında olup hem de cumhurbaşkanı olmak uygun mudur?'  Peki Gazi Mustafa Kemal Atatürk hem partinin genel başkanı hem cumhurbaşkanı  değil miydi? İnönü partinin genel başkanı hem cumhurbaşkanı değil miydi? Ha onlar  oluyor, şimdi olmuyor. Ben bir başka örnek daha vereyim. Başbakan, hem parti  genel başkanı, aynı zamanda yürütmenin başı olarak başbakan değil mi? Mesele ne  biliyor musunuz? Ama yarın sana sandıkta öyle bir ders verecekler ki. Bu dersi  aldıktan sonra 7 kere bu millet sana olumsuz, sen git dedi gitmedin. Şimdi bu  millet sana 'Artık orada, o koltukta kalacak halin yok.' Kontrollü koltuğu  altından çekip alacaklar, bunu böyle bilesin."