Başbakan 15 Temmuz gecesi yaşananları ilk kez anlattı!
İzmir'de Sivil Toplum Kuruluşları Buluşmasında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi yaşadığı bir olayı ilk kez anlattı. Başbakan Yıldırım, hain gecede yaşadığı o anı şu cümlelerle anlattı: O gecenin her saniyesini yaşamış ve mücadelesini yapmış bir kardeşiniz olarak o gece Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehlikenin ne denli büyük olduğunu gördüm. Bu gözü dönmüş asker kılığına girmiş alçaklar ne yapmaya çalıştılar? Demokrasiye son vermek, meclisi dağıtmak ve ülkeyi 30 yıl geri götürmek. Kafalarını kiraya verdikleri FETO uğruna! Kimin yönettiği kime hizmet ettiği bilinmeyen bir adam. O gün diyorum ki 'Arkadaş insanların üzerine bomba yağdırıyor bu uçaklar! Uçak kaldırın bunları buradan uzaklaştırın! Ne dese beğenirsin? Efendim yazılı izin gerekiyor. Ben sana sabah yazılı izni gösteririm dedim. Şimdi yazılı izin orada. Bol bol hatırasını yazsın...
İzmir'de Sivil Toplum Buluşması'nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Bizi buralara getiren daha iyi bir gelecek, çocuklarımız için daha güzel bir dünya. Asıl bizim mücadele etmemiz gereken konu bu" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında şunları kaydetti:
Aidiyet duygusu, vatanseverlik bize mahsus bir şey. Çünkü biz Türkiye olarak tarihin hiçbir döneminde başka bir ülkenin esareti altına girmedik. O yüzden onurumuza, bayrağımıza, milletimize çok düşkünüz. Avrupa'da yaşananları hatırlayın. Bakın orada Bakanımızı, milletvekillerimizi durdurdular, atlarıyla itleriyle üzerine gittiler. Bizim vatandaşımız inadına sandıkları doldurdu. Sandıkta cevap verdi. Hiçbiri onların gönlündeki bayrak sevdasını yok edemedi. Vatandaşlarımızı birbirine bağlayan ortak vatan ve millet sevgimizdir. Farklılıklarımız bizi ayrıştıran şeyler değil bizi birbirimize daha fazla bağlayan zenginliklerimizdir. Zeybek de halay da bizimdir.Ötekileştiren, bölmeye çalışanların karşısında uyanık olmak zorundayız. Biz bu sınavdan geçtik. Ülkemizin ne kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu gördük. Bu topraklar üzerinde hesabı olanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Önemli bir coğrafyadayız. Bu coğrafya tarihin her döneminde dinamik olmuştur. Petrolümüz, doğalgazımız yok ama öyle bir insan potansiyelimiz ve stratejik konumumuz var ki bu çok daha kıymetli. En büyük gücümüz insan gücümüzdür. Hepimizin aynı olması şart değil, insan fıtratı bile ayrı. Hiç kimse benim dediğim doğru yoldur diğerleri batıldır deme lüksümüz yok. Gün bir olma beraber olma günüdür.
Pazar günü bir halkoylaması yapacağız. Bir kere altını çizelim bu bir seçim değil. Neye karar vereceğiz. Karar vereceğimiz şey çok açık: Türkiye bir yolayrımında. Türkiye 15 Temmuz'da bir darbe girişimiyle karşı karşıya geldi. O gecenin her saniyesini yaşamış ve mücadelesini yapmış bir kardeşiniz olarak o gece Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehlikenin ne denli büyük olduğunu gördüm. Bu gözü dönmüş asker kılığına girmiş alçaklar ne yapmaya çalıştılar? Demokrasiye son vermek, meclisi dağıtmak ve ülkeyi 30 yıl geri götürmek. Kafalarını kiraya verdikleri FETO uğruna! Kimin yönettiği kime hizmet ettiği bilinmeyen bir adam. O gün diyorum ki 'Arkadaş insanların üzerine bomba yağdırıyor bu uçaklar! Uçak kaldırın bunları buradan uzaklaştırın! Ne dese beğenirsin? Efendim yazılı izin gerekiyor. Ben sana sabah yazılı izni gösteririm dedim. Şimdi yazılı izin orada. Bol bol hatırasını yazsın... Bu da bize bir şey gösteriyor; bu sistemin arızası var. Ben torunuma cevap veremedim. Bana "Dede bunlar bizim askerimiz değil mi? Neden insanların üzerine bomba atıyorlar?" Bunun cevabı pazar günü verilecek. Kim ne söylerse söylesin. 'İrade kimdedir' onun kararını vereceksiniz. Pazar günü bu kararı hep birlikte vereceğiz.
Bu yapılan düzenlemeler bütün partiler için geçerlidir, 'AK Parti'ye yarar' diye yazmıyor parantez içinde. Eminim ki çalışan, çabalayan, milletin gönlüne giren herkes için iktidar yolu açılıyor. Türkiye'yi kucaklayan herkes için iktidar yolu açılıyor ama 'ben bölücüyüm, bölge partisi olacağım, ben filanca etnik grubun, filanca dini grubun iktidarı için çalışıyorum' diyene iktidarın yolu kapanıyor. Bölücülüğün, ayrımcılığın yolu kapanıyor, birliğin, beraberliğin yolu açılıyor'Hayır çıkarsa düşmanı İzmir'den denize dökmüş gibi sevineceğiz' dediler. Bu bize yakışmaz. Biz evet çıkarsa onları da çağıracağız yanaklarından öpeceğiz. Bizim işimiz sevgi nefret değil. İnancımıza nefret yakışmaz. Biz farklılıklarımızla zenginiz. Malesef bu kampnyada İzmir'i de kötü kullandılar. Bir İzmir milletvekilinin söylediklerini duydunuz. İzmirli bunu kabul etmez.
.