16 Nisan'da öyle bir devrim gerçekleşecek ki...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"İstanbul 16 Nisan'a hazır mı? Bir hafta kaldı. Geldiğimiz noktada artık bize sadece anayasa değişikliğini geçirmek yetmez, çok daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İstanbul 16 Nisan'da öyle bir 'evet' demeli ki 99 yıl önce bu mübarek şehri ayaklarıyla kirletenlerden başlayarak Türkiye'ye, Türk milletine kem gözle bakan kim varsa hepsinin de yüreği titremeli."
"Kısa sürede öyle bir devrim gerçekleştirdik ki bizi küçümseyenlerin hepsi mahcup olarak baktı, Batı bile ne dedi; 'Sessiz devrim.' dedi. Şimdi o 'sessiz devrim' diyenler kudurdular. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz inançla, kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz."
"İstanbul evet diyerek 15 Temmuz'un bu ülkeyi işgal etmeye çalışanların taşeronluğunu yapan FETÖ hainlerinin kökünü kurutmaya hazır mı?"
"Ne yaparlarsa yapsınlar biz yolumuza devam ediyoruz."
"Amerika'ya bakıyoruz kaç hükümet değişmiş? Tüm tarihi boyunca 17 başkanla yönetilmiş. Bizde 48. Onlarda 17 tüm tarih boyunca. Aynı dönemde Fransa 11 cumhurbaşkanı. İngiltere 15 hükümet kurmuş. En fazla Almanya hükümet değiştirmiş, o da 24 hükümetle bugüne ulaşmış. Bizim 48 hükümet kurmuş olmamız demokrasimizin gücünün değil, istikrarsız olduğunun ifadesidir."
"16 Nisan'da yaptığımız iş, Amerika'yı yeniden keşfetmek değil. 16 Nisan'da merhum Özal'dan Demirel'e, Türkeş'ten Erbakan'a, Yazıcıoğlu'na kadar tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz. Tek fark; onların uygun şartları bulup bu değişimi başlatamamış olmaları, bizim ise bu adımı atmış bulunmamızdır. Elbette bu adımı atmak bizim için de kolay olmadı. Çok zor şartlar geçirdik. 2002 yılının kasımından beri ne zaman ülkemizin geleceği için önemli bir projeyi hayata geçirmeye kalksak her defasında birileri ortalığı toz dumana karıştırdı."
"(İdam talebi) Benim kanaatimi biliyorsunuz, işte karar 16 Nisan. 16 Nisan'da sandıktan çıkacak her 'evet' onun da yolunu açacaktır. Bak Kılıçdaroğlu ne diyor; 'Ben hayır demem.' diyor, tamam ne güzel. Sayın Bahçeli zaten kanaatini açıkladı; 'Ben evet derim.' diyor. Sayın Yıldırım'ın da kanaatini biliyorum. Meclis'ten geçip bana geldiğinde ben de bunu onaylarım. Tereddütsüz onaylarım, zira şehitlerimizin o katillerini affetme yetkimiz bizim yok, böyle bir şey yapamayız."
"CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim için üzülüyorum, fikirlerimiz uymasa da bu kardeşlerimizin Kılıçdaroğlu gibi bir felakete maruz kalması gerçekten üzüntü verici. Onun için diyorum ki 16 Nisan, CHP'ye gönül vermiş kardeşlerimin de günüdür. Gelin bu adamdan kurtulun. 16 Nisan'da şöyle rekor bir evet oranına ulaşmamız halinde artık bu zatın yerinde oturamayacağına inanıyorum. Türkiye'nin ana muhalefet partisini terör örgütleriyle aynı çizgiye getiren birisi bu ülkede alternatif siyaset üretemez."
"Çıkıp, utanmadan bir şey daha söylüyor; 'Bu kontrollü darbedir' diyor. Ey Kılıçdaroğlu, bu ifade var ya şehitlerimizin ruhunu muazzep edecektir, yakınlarımızın ve gazilerimizin yüreğini kanatacak laflardır bunlar. Kontrollü koltukta oturan, her işin o şekilde yürüdüğünü sanır. Kasetle geldi ya kontrollü koltuk... Çünkü bu kasetle oraya gelmiş olan bir kişi. 7 seçim kaybettin, şimdi 8'inciye hazırlanıyor ama inanın yine gitmez, gitmez. Koltuk kontrollü fakat ne olursa olsun, biz onlara rağmen yolumuza devam edeceğiz."
"Bir gün FETÖ'nün borazanlığını yapan, ertesi gün PKK seviciliğine soyunan, bir sonraki gün başka bir terör örgütünün avukatlığını üstlenen parti, cumhuriyetin partisi olamaz. Cumhuriyetin sahibi cumhurdur, millettir. Bunların her şeyden önce millete ve milli iradeye saygısı yok. Bu partinin bir milletvekili çıkar 'evet verenleri İzmir'de denize dökmekten' söz eder. Diğeri ondan aşağı kalmamak için 'hayır çıkarsa düşmanı İzmir'den denize dökmüş kadar sevineceklerini' söyler. Güya bu da deneyimli. Deneyimlisi öyle, deneyimsizi böyle. CHP milletvekillerinin bu halk oylaması kampanyası döneminde sokakta vatandaşı tehdit etmekten, kahvede darbetmeye kadar sergilemedikleri rezalet kalmadı. Böyle genel başkanların böyle milletvekilleri olur."
"Biz, 'söz de karar da milletindir' diye yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Seçim dönemlerinde yurt dışında kampanya yapılması yeni bir durum olmadığı halde bu seçimde bu engellemeyi yaptılar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bunların hepsini aştık, aşıyoruz ve aşacağız. 40 yıldır siyasetin içindeyim. 40 yıldır bu tür çalışmaların yapıldığını biliyorum. Peki bu defa niye böyle telaşlı bir engelleme çabasıyla karşı karşıya kaldık? Çünkü bu halk oylamasının alelade bir seçim olmadığını, Türkiye'nin geleceği için bir dönüm noktası niteliği taşıdığını çok iyi biliyorlar."