SİYASETÇİNİN SİLAHLA, HENDEKLE İŞİ OLMAZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır’da barış ve özgürlük mesajı verdi. Elinde silahla dolaşanlarla barış olamayacağını vurgulayan Erdoğan, “Bu PKK yanlıları ikide bir diyorlar ki ‘barış, barış, barış.’ Lafla barış olur mu? Biz inşa ediyoruz, ihya ediyoruz. Barışın fedaileri biziz, özgürlüklerin fedaisi biziz” dedi. Erdoğan özetle şu mesajları verdi: "Türkiye nasıl İstanbul’suz, İzmir’siz, Trabzon’suz, Antalya’sız, Erzurum’suz olamazsa asla Diyarbakır’sız da olamaz. Çünkü Diyarbakır bizim kalbimiz. Bu coğrafyayı, bu halkı bizden koparmak isteyen, kalbimizi söküp almaya çalışıyor demektir. Diyarbakır Türkiye’nin mührüdür. El uzatılmasına asla izin vermeyiz. Rabbim kaderimizi bu coğrafyada birlikte yazmış, bizim geçmişiz gibi geleceğimiz de ortak. Niçin Diyarbakır turizmde patlama yapmasın, neden? Terör olursa buraya ajan teröristler gelir, turist gelmez. Ajan teröristler buraya geliyor mu? Gelirler. Onların işi gücü karıştırmak. Bu hain örgüt artık hiçbir vatandaşımızın evini başına yıkamayacak. Bu alçak örgüt hiçbir vatandaşımızın evladını zorla alamayacak. Bu kalleş örgüt çocuğuyla, kardeşiyle, anası babasıyla tehdit ederek kimsenin siyasi iradesini rehin alamayacak. Tek bir şartımız var; kimsenin elinde silah olmayacak, kimse bu ülkeyi bölmeye, bu milleti parçalamaya kalkmayacak.
Yeni yönetim sistemi ile cumhurbaşkanı dolayısıyla hükümeti sandıkta millet belirleyecek. Böylece oy sandıklarını mermi sandıklarıyla değiştirmek isteyenlerin devri sona eriyor. Onlar Kandil’e gönderiyor, biz sizi parlamentoya çağırıyoruz. Benim dedem Fatih 21 yaşında bir çağ kapayıp bir çağ açtı mı? Biz onların torunlarıyız, yaparız. Artık milletimizle sizlerle aramıza ne terör örgütleri, ne de onların piyonları girebilecek. Anayasa değişikliği ile sıkıyönetim yasası tamamen kalkıyor. OHAL şu an olduğu gibi hükümetin ve Meclis'in denetimindedir, terör örgütleriyle mücadelede kullanılır. Kılıçdaroğlu’nun söylediklerine bakmayın. 16 Nisan’da bu reformları cumhurbaşkanlığı sistemiyle taçlandırıyoruz.
Diyarbakır’dan öyle bir evet sesi yükselsin ki Kandil’in de, Pensilvanya’nın da, Avrupa’nın da sesi boğazında kesilsin. Ben hayır diyene terörist demiyorum, hayır diyenlere dikkat edin diyorum. Kandil hayır diyor, dürüstlüğe davet ediyorum başka kim diyor Pensilvanya hayır diyor, çok yüksek tonda tek millet için evet mi, tek bayrak için evet mi, tek vatan için evet mi, tek devlet için evet mi? Evet, evet, evet,. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
Siyasetçinin işi inşa etmek, ihya etmek, imar etmek, hizmet etmektir. Siyasetçinin işi gönül yapmak, halkın ve Hakk'ın rızasını kazanmaktır. Siyasetçinin silahla, çukurla, provokasyonla olmaz. Devletin gönderdiği kaynakları Kandil'e gönderenlerle işimiz olmaz. Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Diyarbakır’ı hatırlatıyor. 16 Nisan inşallah aydınlık yarınlarımız için bir vesile olsun."