IŞİD Tabka Hava Üssü'nü kaybetti

Çoğunluğunu terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG'lilerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDF), Rakka yakınlarındaki Tabka Hava Üssü'ne girdi.

ABD'nin başını çektiği koalisyonun desteklediği YPG'liler, terör örgütü IŞİD'in başkenti Rakka'nın 45 kilometre batısındaki hava üssünü tamamen aldıklarını gece saatlerinde duyurdu.

Suriyeli muhaliflerden oluşan İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de hava üssünün el değiştirdiğini doğruladı.

Tabka Hava Üssü, Ağustos 2014'ten bu yana IŞİD'in elindeydi. Operasyon, Rakka'nın ve yakınlarındaki Tabka Barajı'nın IŞİD'den geri alınması için başlatılan harekâtın bir ayağını oluşturuyor.

IŞİD karşıtı koalisyon, geçen hafta Rakka yakınlarındaki Tabka bölgesine havadan asker indirmişti. ABD de Mart ayı başında Rakka operasyonunu desteklemek üzere, bölgeye yüzlerce deniz piyadesi gönderdiğini açıklamıştı.

Baraj sağlam

Tabka'da bulunan ve IŞİD'in geçtiğimiz günlerde çökebileceği uyarısında bulunduğu barajın ise sağlam olduğu belirtildi. IŞİD, Suriye'nin en büyük barajı olan Tabka Barajı'nın hava saldırısında hedef alındığını iddia etmişti.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'a göre, baraj stratejik önemi ve bölge elektriğini sağlaması yanında, baraj içindeki tesisler IŞİD'in ana karargâhlarından biri ve IŞİD liderlerin Suriye dışındaki saldırıları buradan planlıyor.

IŞİD'in Alman yöneticisi öldürüldü

Baraj çevresindeki çatışmalarda IŞİD'in Alman yöneticilerinden biri öldürüldü. Alman komutanın öldürüldüğü sosyal medyadan duyuruldu.

Tabka çevresinin ele geçirilmesiyle birlikte Rakka ile Suriye'nin orta kesimlerinde yer alan IŞİD kontrolündeki bölgelerin bağlantısı kesilmiş olacak. SDF'nin bünyesinde YPG'nin yanı sıra küçük de olsa Arap silahlı gruplar da bulunuyor. Gruplar ABD'den hem hava desteği hem de teknik yardım alıyor.

IŞİD'in kalesi Rakka'yı hedefleyen operasyon, Kasım 2016'da başlatıldı. Şimdiye kadar adım adım ilerlendi, doğudaki Deyr ez Zor'a giden yol geçen aylarda kesildi.

Suriye'deki Şam rejimi, Rakka'ya ABD ya da Türkiye tarafından yapılacak bir operasyonun meşru olmayacağını savunuyor.