TBMM'de "Medya ve Demokrasi" etkinliği (2)

14 Şubat 2017 Salı

TBMM (AA) - TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın, "Tankları, uçakları, helikopterleri göğüslerini siper ederek durdurmaya çalışan milletimiz, 15 Temmuz akşamı bütün dünyaya misal olacak bir büyük destan daha yazdı." dedi.

TBMM'de, Radyo ve Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) tarafından "Medya ve Demokrasi" etkinliği düzenledi.

Etkinlikte konuşan Aydın, haber alma ortamı ne kadar özgür olursa, gazetecilerin de haber üretme yeteneğinin o denli arttığını, aynı şekilde haberi yayma ortamı ne kadar özgürleşirse, gazetecilerin, haberini okuyucuya ulaştırmasının da o kadar kolay olduğunu ifade etti.

Toplum içinde siyasetçilerin ve medya mensuplarının çok eleştirildiğini dile getiren Aydın, her türlü kötü gidişten bizi sorumlu tutanlar, medya mensuplarını her şeyi yazmamakla ve toplumu yeterince aydınlatamamakla suçlamaktadırlar. Esasında bu güzel bir şeydir. Özünde eleştiri vardır ve eleştiri demokrasinin olmazsa olmazıdır. Medya ve demokrasinin ortak paydası da eleştiridir." diye konuştu.

Eleştirinin olmadığı yerde medyanın da demokrasinin de olamayacağını vurgulayan Aydın, "Medyanın bir başka varlık dayanağı da özgürlüktür. Özgürlüğün olmadığı yerde demokrasi olmaz. Medya, varlığını borçlu olduğu demokrasiye sonuna kadar sahip çıkmak zorundadır." ifadelerini kullandı.

Farklı inanç ve kültürlerin barış içinde bir arada yaşadığı Türkiye'nin, 15 Temmuz'da büyük bir suikasta maruz kaldığını anlatan Aydın, "Cumhurbaşkanımızı ortadan kaldırmak, İstiklal Savaşı'nda dahi kapanmayan Gazi Meclisimizi kapatmak amacıyla yola çıkan, TSK’ya sızmış hainlere karşı milletimiz adeta ikinci bir kurtuluş savaşı verdi. Tankları, uçakları, helikopterleri göğüslerini siper ederek durdurmaya çalışan milletimiz, 15 Temmuz akşamı bütün dünyaya misal olacak bir büyük destan daha yazdı. Artık devletin milleti anlayışı yerine milletin devleti anlayışı geldi." değerlendirmesinde bulundu.

-"Mesleğinizin onurunu korudunuz"

Aydın, şunları kaydetti:

"Medya mensupları olarak o akşam hayatınızın sınavını başarıyla verdiniz. Yazılı, görsel ve alternatif medya olarak yaptığınız kesintisiz yayınlarla 15 Temmuz akşamı hem milletimizi uyandırdınız hem de dünyaya büyük bir yayıncılık örneği verdiniz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajını, medyanın bütün imkanlarını kullanarak milletimize ulaştırarak ülkemizi büyük bir badireden kurtardınız. Medya mensupları olarak o akşam, darbecilere büyük bir hayal kırıklığı yaşattınız. Benim görüşüme göre eli kanlı canilere, emperyalistlerin ülkemizdeki lejyonerleri hainleri yanıltan, konvansiyonel medya mensuplarının geçmişte yaşadığımız darbeler karşısında takındıkları pasif tutumdu. Onlar, demokrasi ve özgürlük kültürüyle büyümüş sizler gibi onurlu medya mensuplarının da 'tak diye emredilince şak diye yazacaklarını' zannetme gafletine düştüler. Sizler, darbecilerin kötü emellerine alet olmak yerine, mesleğinizin onurunu korudunuz ve demokrasinin yanında durdunuz.

TBMM'de tecelli eden milli iradenin sözcülüğünü yaparak isminizi tarihe yazdırdınız. Bu konuda çalıştığınız yayın organlarının hükümetin görüşünü benimseyip benimsememesine bakmadınız. İçinizde politik olarak bizden farklı düşünenler olabilir. Demokrasinin güzelliği de buradan gelmektedir. Ama bizimle farklı düşünmekten dolayı, darbeyi meşru görüp, postalın önünde selama durmadınız.

Demokrasi, meşruiyet demektir ve bizlerin de bundan sonra yapmamız gereken meşruiyet dairesinden çıkmadan, 15 Temmuz ruhuna sahip çıkmak ve birbirimizi kardeş gibi görerek, milletimizi ve devletimizi ebed müddet yaşatmaya çalışmaktır. Bu sadece kendimize karşı değil, aynı zamanda gönlü bizimle olan sınırlarımız dışındaki milyonlara karşı da sorumluluğumuzdur."

- "İnşallah 15 Temmuz son olsun"

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ise bugün önemli ve tarihi bir toplantı gerçekleştirildiğini belirterek, 15 Temmuz'daki darbe girişiminde yaşananlara insanın inanasının gelmediğini kaydetti.

Yayman, "Maalesef bu hain FETÖ'cü alçaklar, bu namussuzlar, bu haysiyetsizler, bu memleketin TBMM'sine kastettiler. Allah milletimize bir daha böyle bir elem yaşatmasın. İnşallah 15 Temmuz son olsun ve bu milletin bahtı, geleceği açık olsun." ifadesini kullandı.

15 Temmuz'daki darbe girişimini engelleyen gazetecileri ve televizyoncuları tarihin şerefle ve onurla yad edeceğini belirten Yayman, darbeyi engelleyen unsurlardan birinin de medyanın gücü olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de medyanın darbeler karşısındaki sicilinin çok tartışmalı olduğunu kaydeden Yayman, "Bu konu uzun uzun tartışılabilir. Ama 15 Temmuz gecesi Türk medyasının tavrı bence hem 27 Mayıs'ta, hem 12 Mart'ta, hem 12 Eylül'de, hem 28 Şubat'taki bütün sicilini temize çıkartan bir şeref levhasıdır. Tarih bunu böyle kaydedecektir." şeklinde konuştu.

-"Medya, halkla beraber hareket etti"

RATEM Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Gürsoy, etkinliği yüce Meclisin çatısı altında gerçekleştirmekten onur duyduklarını belirterek, emeği geçen Meclis yetkililerine teşekkür etti.

Medyanın, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yaşanan hemen hemen her darbe sürecinde aktif rol üstlendiğini ve sonuca doğrudan tesir ettiğini anımsatan Gürsoy, "Geleneksel olarak özellikle darbe teşebbüslerine uyumlu hareket eden medya, 15 Temmuz 2016 gecesi patlak veren darbe girişiminde ise sokaklara dökülen halkla beraber hareket etmiştir. Kurumsal medyanın takındığı tavır diğer bireysel ve kitle iletişim araçlarıyla birlikte güç kazanmış ve darbe girişiminin akamete uğratılmasına yardımcı olmuştur." dedi.

Böylece uluslararası kamuoyuna da kuvvetli bir mesaj verildiğini dile getiren Gürsoy, medyanın yapıcı potansiyelinin, sonraki süreçte toplumda ortak dilin yerleştirilmesinde de ön plana çıktığını vurguladı.

Özellikle yerel radyo ve televizyon kuruluşlarının önemli sorunlarının bulunduğunu belirten Gürsoy, bunların başında telif bedeline ilişkin sorunların geldiğini dile getirdi.

Yerel yayın yapan radyo ve televizyonlardaki kamu spotu yayınlarına da değinen Gürsoy, Basın İlan Kurumu benzeri bir "Medya İlan Kuruluşu" kurularak, kamu ve resmi ilanlardan pay alınmasını istediklerini söyledi. Gürsoy ayrıca yerel ve bölgesel yayın yayan televizyon kanallarının uydu üzerinden yayın yapmaları için gerekli ihtiyaçlarının karşılanmasını da istedi.

-"Egemenliğin yara aldığı yerdeyiz"

RATEM Yönetim Kurulu Başkanı Gürsoy ve beraberindekiler, Meclisin, 15 Temmuz'daki darbe girişiminde atılan bombalardan zarar gören kısımlarını ziyaret etti.

Beraberindekilerle Şeref Holü'nde bulunan bahçeye karanfil bırakan Gürsoy, "15 Temmuz darbe girişiminde egemenliğin yara aldığı yerdeyiz." ifadesini kullandı.

Gürsoy, bugün TBMM'de düzenledikleri "Medya ve Demokrasi" etkinliğine Türkiye'nin dört bir yanından 410 radyo televizyon yayıncısının katıldığını da aktardı.

Yusuf Gürsoy, "Türkiye'nin, bir daha böyle bir yol kazasına uğramaması, hiç kimsenin, hiçbir odağın, çevrenin Türkiye üzerinde oynadığı oyunları ve planları gerçekleştirememesi adına, birlik ve beraberlik görüntüsünü de sergilemiş olacağız." diye konuştu.

(Bitti)