Maliye Bakanı Ağbal:

12 Şubat 2017 Pazar

BAYBURT (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, Türkiye'de siyasi istikrarı sağlamanın yanında uzlaşı kültürünü, toplumun birliğini, beraberliğini pekiştirecek yepyeni bir sistem olacağını söyledi.

Ağbal, Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu üyeleri ile yatırımcıların katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli eşik sayılabilecek tarihi bir kesitin içinden geçildiğini belirtti.

Referandumun 16 Nisan'da yapılacağını anımsatan Ağbal, "Türkiye'deki yönetim sistemini temelden değiştiren, ufkunu açan, yeni vizyonuna uygun yepyeni bir yönetim modeli oluşturan yeni anayasayı hep beraber oylayacağız. Mecliste kabul edildi, Sayın Cumhurbaşkanımız onayladı, şu andan itibaren söz, karar milletin." dedi.

Ağbal, ülkelerin yönetim sistemlerinin önemli olduğunu ifade ederek, "Ülkelerin tarihi, siyasi koşullarına, mizacına uygun bir yönetim tarzı oluşmuşsa, o ülkelerde kalkınma da gelişme de oluyor." ifadesini kullandı.

- "2 yılda bir iktidarın değiştiği bir ülkede kalkınma, büyüme olabilir mi?"

Geçmişte parlamenter yönetim sisteminin Türkiye'de siyasi istikrarı kalıcı bir şekilde tesis edemediğinin görüldüğünü anlatan Ağbal, şöyle devam etti:

"Bunun göstergeleri neler? Tabii ki siyasi iktidarların yönetimde kalma süreleri. Bakıyorsunuz ABD'ye veya başkanlık sisteminin uygulandığı diğer ülkelere seçimler olduktan sonra öngörülen süre ne ise hep o süreler içinde yönetimler ayakta almış, icraat yapmış, sınavlarını da 4, 5 yılda sandıkta vermişler. Halbuki Türkiye'ye bakıyorsunuz Türkiye'de çok partili siyasi yaşama başladığımız tarihten bugüne kadar parlamenter sistemin uygulandığı dönemlerde iktidarların ortalama yönetimde kalma süresi 2 yıldan az. Ortalama 2 yılda bir iktidarın değiştiği bir ülkede kalkınma, büyüme olabilir mi? Mümkün değil."

Bakan Ağbal, 2002 yılında AK Parti'nin iktidarı devraldığında karşılarındaki tablonun Türkiye açısından son derece sıkıntılı olduğuna dikkati çekerek, "Ekonomi her bakımdan çökmüş, ülkenin kalkınma göstergeleri diğer gelişmekte olan ülkelerin çok gerisindeydi ve hiç de 2000'lerin Türkiye'sine yakışmayan bir sosyo ekonomik göstergelere sahipti. AK Parti, 14 yıllık süreçte bütün önüne konulan engellere rağmen, içerden dışardan kurulan oyunlara rağmen 2002 yılına kadar oluşan tabloyu çok farklı noktalara taşıdı." değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti'nin 14 yılda mevcut sistemle olağanüstü başarılar sağladığını, ancak bu yönetim sistemiyle başarıların daha da ileriye taşınmasının mümkün olmadığına işaret eden Ağbal, "Bunun için Türkiye'de kalkınmanın, büyümenin birinci şartı siyasi istikrar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, bu anlamda ülkede kalıcı olarak siyasi istikrarı sağlayacak yegane sistem. Çünkü vatandaş sandığa gidecek, sandıkta kendisini yönetmesini istediği Cumhurbaşkanını doğrudan doğruya seçecek." diye konuştu.

- "Uzlaşı kültürünü, toplumun birliğini, beraberliğini pekiştirecek"

Ağbal, "7 Haziran seçimlerini hatırlayın, hepimiz sandığa gittik, oy kullandık ama öyle bir tablo çıktı ki kimse o tablodan nasıl bir hükümet çıkacağını, ülkeyi kimin yöneteceğini kestiremedi, Türkiye'nin geleceği için hep beraber endişe ettik." ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu siyasi belirsizliğin üzerimizde oluşturduğu korku gerçekten hepimizi ürküttü ama Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde asla böyle bir ihtimal söz konusu değil. Sandığa gidilecek, sandıkta vatandaşın yüzde 50'den fazla çoğunluğunu kim almışsa o ülkeyi yönetecek yani sandık hükümeti çıkaracak, ülkeyi yönetenleri belirleyecek. O açıdan siyasi istikrarı sağlayan bir sistem olduğu muhakkak. Bunun getirdiği iyi bir tarafta var. Bu son derece önemli. Hepimiz isteriz ki uzlaşı kültürü büyüsün, gelişsin, seçimleri bir bölünme, ayrılık gayrılık haline getirmeyelim. Yeni sistemde yüzde 50'den fazla çoğunluğu elde ederseniz ancak hükümet olabilirsiniz, cumhurbaşkanı seçilebilirsiniz. Böyle bir sistemde partiler, cumhurbaşkanı adayları ne yapmak zorundalar, çok daha geniş bir uzlaşıya hitap etmek zorundalar, çok daha geniş bir mutabakata uygun bir söylem, programlar geliştirmek durumundalar. Onun için yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Türkiye'de siyasi istikrarı sağlamanın yanında uzlaşı kültürünü, toplumun birliğini, beraberliğini pekiştirecek yepyeni bir sistem olacak."

Anayasa değişikliği içerisinde son derece önemli bir değişiklik yaptıklarını, artık seçimlerin süresinin 5 yıl olacağını belirten Maliye Bakanı Ağbal, "İki yılda bir sandığın milletin önüne konulduğu bir tabloda aslında en büyük zararı millet görüyor. Neden? 2 yıllık süreçte iktidar olan bir hükümet hiçbir zaman için gerçek, kalıcı icraatlar yapamaz. Memleketin uzun vadede yararına olan işlere girişemez, siyaseti çok kısa soluklu yapar, bugünü kurtarmaya çalışır. Bugünü kurtarmaya çalışan siyasi anlayışların da bu ülkeye çıkarttığı faturaları bugüne kadar hep beraber yaşadık. Onun için 5 yılda bir yüzde 50'den fazla çoğunluğa dayalı bir cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Türkiye'nin öngörülebilirliğini önümüzdeki dönemde artıracaktır. Türkiye'de artık ileriye bakabilen, çok daha uzun vadeli plan, proje yapabilen iktidarlar bu dönemde oluşacak. Bu sistem yürürlüğe girdikten sonra yani söylenenlerin aksine Türkiye'de uzlaşı kültürü gelişecek, büyüyecek. Bizim her zamankinden daha fazla birliğe beraberliğe, uzlaşıya ihtiyacımız var." açıklamasında bulundu.

Ağbal, Türkiye'nin etrafındaki coğrafyada çeşitli sorunlar bulunduğunu dile getirerek, "Suriye'de, Irak'ta ayrı bir sorun var, Balkanlar'da yerine göre bir takım potansiyel sorunlar var. Dolayısıyla bütün bu sorunların ortasında güçlü bir Türkiye'ye hepimizin ihtiyacı var ve bu yönetim sistemindeki bu değişiklik ekonomik olarak da Türkiye'yi çok ileri noktalara taşıyacak." dedi.

-"Yurt dışından Türkiye'ye müthiş bir ilgi ve alaka var"

Ekonomi yönetiminde veya politikalarında birinci aranılan konunun yatırımcının önünü görebilmesi olduğunun altını çizen Ağbal, şöyle devam etti:

"Onun için ekonomiyi önümüzdeki dönemde çok daha rahatlatacak, ferahlatacak, yatırımcının daha rahat karar alabileceği bir yönetim modeli, sistem değişikliği ile beraber inşallah gelecek. Bu sadece bizim için değil, Türkiye'ye yatırım yapmak isteyenler bakımından da son derece belirleyici bir faktör. Yurt dışından Türkiye'ye müthiş bir ilgi ve alaka var. Bugün bakıyoruz Anadolu'nun bir çok vilayetinde yabancı yatırımcılar, yatırım yapmak istiyorlar ama onların da en fazla konuştuğu şey siyasette belirginlik olsun. Yeni sistem yürürlüğe girdiği takdirde Türkiye çok daha fazla yabancı sermaye yatırımı çekecek."

Ağbal, Türkiye'nin genç nüfusa, büyük pazara ve müthiş bir girişimci kültürüne sahip olduğunu ifade ederek, bugün artık Türk girişimcinin dünyanın her tarafında olduğunu söyledi.

Kuzey Amerika'dan, Kanada'dan ve Uzakdoğu'dan yatırımcının Türkiye'de yatırım yaptığını vurgulayan Ağbal,şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bir de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devreye girdiğinde, Türkiye bu bölgede bütün yatırımcıların gelip yatırım yaptıkları bir cazibe merkezi olacak. 2000'li yılların başına kadar Türkiye yılda ortalama 1 milyar dolar yabancı sermaye ancak çekebiliyordu. Son 14 yıldır baktığınız zaman bu 10 milyar doların üzerine çıktı, 10 kat arttı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi siyasi istikrarı sağladıktan sonra, güçlü bir icraat, hükümet sistemi kurduktan sonra, 10 milyar dolarlık yıllık yabancı sermaye tutarı ikiye, üçe katlar. Türkiye'nin böyle bir potansiyeli var. Türkiye, özellikle nitelikli genç nüfusu sayesinde bir çok sektörde aslında çok ciddi üretim ve hizmet merkezi olmaya aday. Son 14 yılda yüksek öğretimde elde ettiğimiz başarılar aslında insan kaynağı bakımından Türkiye'yi bir cazibe merkezi haline getirdi. O açıdan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devreye girdiğinde Türkiye'ye gelen doğrudan sermaye yatırımları ikiye, üçe katlayacak. Türkiye'ye yatırımcının ilgisi ikiye, üçe katlayacak çünkü herkes Türkiye'deki güçlü icraat, istikrarı gördüğü zaman bunu tercih edecek. Bugün yabancı yatırımcılar Türkiyeye geldiği kadar bizim yatırımcılarımız da başka ülkelere gidiyor. Bu anlamda ülkeler arasındaki ilişkilere de çok ciddi katkı sağlayacak."

- "Asla ve asla tek adam modeli getirmez"

Naci Ağbal, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerinde bir takım çevrelerin korkulu rüyalar üretmeye çalıştıklarına da değinerek, "Bunların hiçbirisi geçerli değil. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi asla ve asla tek adam modeli getirmez. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi asla ve kat'a kararları tek bir kişide toplamaz çünkü bu sistemde çok güçlü bir parlamento sistemin temel unsurlarından biri haline geliyor. İstediğiniz kadar Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde iktidar olun, eğer yasamada Mecliste yeterince gücünüz yoksa o takdirde yasa yapma gücünüz olmadığı sürece, iktidarı istediğiniz gibi kullanamazsınız. Yeni sistemde Meclis, bugünkünden çok daha güçlü oluyor." diye konuştu.

Yeni sistemde kanunların nasıl hazırlanacağına ve görüşüleceğine ilişkin bilgi de paylaşan Ağbal, "16 Nisan bir yönetim sistemi değişikliğidir. Yani hükümet sistemini değiştiriyoruz. Türkiye'nin rejimi de bellidir, yönetim sistemi de bellidir. Türkiye, Cumhuriyet ve demokrasiyle yönetilen bir ülkedir. Türkiye'nin rejiminde hiçbir sorun yok. Bu değişikliğin hiçbir tarafında rejim değişikliği yok. Ne var? Hükümetin, parlamentonun, yönetim sisteminin nasıl oluşacağı var." dedi.

Ağbal, 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye'ye karşı oynanan oyunu ve yapılan ihaneti hep beraber gördüklerini belirterek, "Bir daha bu tür ihanetlerin asla yaşanmaması için Türkiye'nin daha güçlü olması için 16 Nisan günü, 15 Temmuz'u hatırlayarak hep beraber oy kullanacağız. Şimdiden bu referandumun ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum. Beklentiler büyük ölçüde tabiki vatandaşımızın bu referandum oylamasında da 'evet' şeklinde oy kullanacağı yönünde, zaten vatandaşımız her zaman için olumlu olan önerilere sıcak bakmıştır. Sandık ne zaman önüne konduysa hep 'evet' tarafında tercihini kullanmıştır, inşallah bu defa da aynı tercihte bulunacak." açıklamasını yaptı.

Yaşanan süreçte ekonomi bakımından da önemli çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Ağbal, şunları söyledi:

"15 Temmuz darbe girişiminin ardından tabiatıyla ekonomide de bir miktar yavaşlama yaşandı. Bu hem 15 Temmuz darbe girişiminin getirdiği sıkıntılar hem de gerek terör, gerek sınırlarımızda yaşadığımız sıkıntılar, gerekse global ekonomik koşullardaki belirsizlikler her ülkeyi olduğu gibi ülkemizi de etkiledi. Hükümet olarak bu sıkıntılara karşı ardı ardına bir çok kararı da uygulamaya koyduk."

Maliye Bakanı Ağbal, ekonominin gelişmesi için uygulanan çeşitli kararlar hakkında katılımcıları bilgilendirerek, "16 Nisan'da referandumdan sonra, uygulamaya koyduğumuz teşvik paketleri çok daha hızlı bir şekilde vatandaşlarımız tarafından yatırıma dönüştürülecektir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin gelecek 6 aylık süreçte ekonomisini olumlu yönde destekleyecek düzenlemelerle ilgili de görüşlerini anlatan Ağbal, bunlarla ilgili olumlu gelişmeler olduğunu gördüklerini bildirdi.

Ağbal, çalışan başına 100 liralık asgari ücret desteği uygulamasının 2017 yılında da devam edeceğini dile getirerek, bu yönde Bakanlar Kurulu tarafından gerekli kararın hazırlandığını kaydetti.

Mobilya, konut sektörü ve beyaz eşyada bir süre önce piyasada canlanma olmasını istedikleri için önemli vergi indirimleri yaptıklarını anımsatan Ağbal, Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yumak'a, Bayburt'ta bu noktada bir canlanma olup olmadığını sordu.

Yumak'ın, "Canlanma var ancak millet bunu test etme aşamasında." ifadesi üzerine Ağbal, "Biz vergide indirim yaptık, biraz da siz fiyatta indirim yapın. Vatandaş da kazansın siz de sürümden kazanın." dedi.

Bayburt Öğretmenevi'nde gerçekleştirilen toplantıya, Vali İsmail Ustaoğlu, AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, Belediye Başkan Vekili Halit Gündoğdu, AK Parti Bayburt İl Başkanı Hakan Kobal ve diğer ilgililer katıldı.