MHP'nin Konya'daki toplantısı

12 Şubat 2017 Pazar

KONYA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Açık ve tartışmasızdır ki bir hükümet etme sistemini değiştirmek için milletimize gidiyoruz. Rejim değişiyor diye yaygara koparan süfliler önce kendilerinin vurgun yemiş ve de hiçbir şeye benzemeyen ahlaklarını değiştirmeyi denemelidirler." dedi.

Bahçeli, Konya Dedeman Otel'de, milletvekilleri, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) üyelerinin katıldığı toplantının basına açık bölümünde yaptığı konuşmada, iki gün süren toplantıların son derece verimli ve yararlı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin temel meselelerini, iç ve dış politikadaki gelişmelerle referandum sürecini değerlendirdiklerini aktaran Bahçeli, alanlarında çalışma yapan değerli arkadaşlarının başta anayasa olmak üzere, aydınlatıcı sunumlarıyla MYK, MDK ve milletvekilleri bilgilendirdiğini vurguladı.

Türkiye'nin hassas ve sıcak siyasi ortamında, MHP'nin duruş, tutum, karar ve iradesini bir kez daha teyit etme fırsatı bulduğunu dile getiren Bahçeli, iki günlük çalışmaların sonuç itibarıyla anlamlı, bundan sonrası için umut verici, ufuk açıcı olduğunu düşündüğünü bildirdi.

Türkiye'nin sorunlarından kurtulması için üzerine düşen milli ve ahlaki sorumluluğu harfiyen yerine getirdiklerini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Muhalefet olmanın yalnızca eleştirmek, yermek, eksik aramak, kusur araştırmak, kısır tartışmalara gömülmek olmadığını biliyor, bunun da gereğini yapıyoruz. Kriz tacirleri elbette boş durmayacaktır. Kaos imalatçıları elbette pes etmeyecektir. İhanet ve inkar şebekesi de her fırsattan istifade etmenin yarış ve çabasına heves edecektir. Dün böyle olmuştur, bugün ve yarın da olacak budur. Ancak biz oyalanamayız. Yerimizde sayamayız. Korku tacirlerine, korkak gıybetçilere aldırış edemeyiz. Mevcutla avunamaz, idareyi maslahatla vakit kaybedemeyiz. Milletimizin huzuru için ön almalıyız. Devletimizin beka ve dirliği için devreye girmeliyiz."

- "Bizim uzlaşacağımız alan milli ve manevi değerlerle sınırlıdır"

Partisinin bugüne kadar çok bedel ödediğini, yine de mutlaka töreyi diri tutacaklarının altını çizen Bahçeli, şöyle konuştu:

"Muhalefet partisi olarak milletimizin bizden taleplerini demokratik edep ve sorumluluk bilinciyle yerine getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Parti olarak, Cumhurbaşkanının onayından sonra 16 Nisan'da yapılacak anayasa referandumuna bu şekilde yaklaşıyoruz. Artık kalıcı nitelikli bir milli mutabakatın şart olduğunu görüyor, fiili durum ve açmazın bir an önce sonlanarak töreye uygun devlet düzenin devamını ertelenemez bir hedef görüyoruz. Uzlaşmanın, sorumluluk ruhuyla milli şuuru buluşturmuş siyasi bir vicdanda vasat ve varlık bulacağına inandık, inanıyoruz. Bizim uzlaşacağımız alan milli ve manevi değerlerle sınırlıdır."

- "Türkiye'nin yönetim yapısı netleşecek"

Bahçeli, Türkiye'nin toparlanması, milli bekanın muhafazası için Türk milliyetçiliğinin devreye girmesi gerektiğini belirterek, milletin beklentilerine ve Yenikapı'dan çıkan birliktelik hukukuna müzahir hareket ettiklerini söyledi.

"2007 yılında, TBMM'de yapılması gereken Cumhurbaşkanı seçiminin önüne, 367 toplantı yeter sayısı takozu koyan sorumsuz ve ahmaklar aslında sistemsel değişimin önünü açmışlardır." diyen Devlet Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bugünlerde, ortalıkta görünmeyen emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhuriyet mitinglerini kaldıraç olarak kullanan CHP, eli kanlı aydınlıkçılar, askeri müdahale için açık veya örtülü çağrı yapan demokrasi dışı gruplar, kanayan yara haline gelmiş fiili sancının bir numaralı failleri olarak tarihe geçmişlerdir. Açık ve tartışmasızdır ki bir hükümet etme sistemini değiştirmek için milletimize gidiyoruz. 'Rejim değişiyor' diye yaygara koparan süfliler önce kendilerinin vurgun yemiş ve de hiçbir şeye benzemeyen ahlaklarını değiştirmeyi denemelidirler. Cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle, Türkiye'nin yönetim yapısı netleşirken, kuvvetler arasındaki ayrım da doğal ve olması gereken kulvarına gelmektedir. Bizim öteden beri, anayasa hazırlanmasında dikkat ettiğimiz öncelikli husus, devletin ve milletin geçmişiyle bağını kesmeyen bir yaklaşımın kabul görmesidir. Bütün yasalar millet için vardır. Devlet ise bu yasaları millet adına uygulamaktadır. Millet, devlet ile egemen olmaktadır."

(Sürecek)