Yıldırım, esnaf ve sanatkarlarla bir araya geldi

04 Ocak 2017 Çarşamba

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Terör şu mesajı vermeye çalışıyor, 'Biz sizi rahatsız edeceğiz. Biz, Türkiye'nin istikrarına karşı aldığımız emirler doğrultusunda kurşun atacağız, istikrarı yok etmek için her türlü alçaklığı yapacağız.' Biz de diyoruz ki, bu millet büyük millet, bu ülke büyük ülke." dedi.

Yıldırım, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ile Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) heyetini, Çankaya Köşkü'nde kabul etti.

Burada yaptığı konuşmada Türkiye'nin her yöresindeki esnaf ve sanatkarların 2017 yılını tebrik eden Yıldırım, "İnşallah bu yıl, ülkemiz, milletimiz ve esnafımız için güzel bir yıl olur, acıların sona erdiği, güzelliklerin daha da arttığı bir yılı beraber idrak ederiz." diye konuştu.

Yılbaşının henüz ilk saatlerinde terörün kanlı yüzünü bir kez daha gösterdiğini, savunmasız ve sivil insanların katledildiğini belirten Yıldırım, "Terör şu mesajı vermeye çalışıyor, 'Biz sizi rahatsız edeceğiz. Biz, Türkiye'nin istikrarına karşı aldığımız emirler doğrultusunda kurşun atacağız, istikrarı yok etmek için her türlü alçaklığı yapacağız.' Biz de diyoruz ki, 'bu millet büyük millet, bu ülke büyük ülke.' Biz bin yıldır bu topraklardayız, farklılıklarımızı zenginlik olarak gördük, birlikte yaşadık. Hiçbir şekilde bizi birbirimize düşürmeye hiç kimsenin gücü yetmez. Bunu, tarihimize bakanlar görebilirler. Uzağa gitmeye lüzum yok, bunu 15 Temmuz'a bakanlar çok iyi görebilirler." ifadelerini kullandı.

15 Temmuz'un, Türkiye'de, istiklal mücadelesinin, ikinci kurtuluş mücadelesinin başarıyla zaferle sonuçlandığı bir gün olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bu vesileyle bütün şehitlerimizi rahmetle şükranla anıyoruz. Mekanları cennet olsun, gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyoruz. Ayrıca terör olaylarında hayatını kaybeden tüm sivilleri rahmetle anıyoruz, yaralılara acil şifa diliyoruz." dedi.

- "Esnafımız, ekonomimizin, ticari hayatımızın belkemiğidir"

"Bizim esnafımız benzeri görülmemiş köklü bir tarihe, zengin bir kültüre, sağlam bir geleneğe sahip." diyen Yıldırım, esnafın, ekonomi ve ticari hayatın belkemiği, ana omurgası olduğunu ifade etti.

Esnafın, sosyal hayatta, siyasette, ülkenin geleceğinde belirleyici olduğuna dikkati çeken Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Esnafın kanaat kültürü, yardımlaşma ve dayanışma ruhu medeniyetimizin en temel dayanağıdır. Sabahleyin dükkanına gelen müşteriye, 'Ben siftah ettim ama komşum henüz siftah etmedi. Lütfen alışverişinizi gidin oradan da yapın.' tavsiyesinde bulunan bir gelenekten, bir kültürden, bir inançtan geliyoruz. Bizim esnafımız sabah kepengini açarken besmele çeker, dua eder, akşam da şükürle kapatır ve evine gider. Mütevekkil insandır. Bizim esnafımız hırsı, tamahı, sınırsız kar etme arzusunu yenmiş, iş ahlakından zerre kadar taviz vermeyen esnaftır. Türkiye eğer yaşadığı onca sıkıntıyı, badireyi, en ağır ekonomik krizleri bütünlük içinde aşabildiyse inanın ki burada sizin sağlam duruşunuzun çok büyük katkısı vardır."

Türkiye'nin 2002'den bu yana gerçekleştirdiği bütün atılımlarda, esnaf ve sanatkarın katkısının önde geldiğini belirten Yıldırım, "Düşünün, Türkiye'de çalışan nüfusun yüzde 70'ini, Türkiye'deki ticari hayatını yüzde 90'ını, ihracatın yüzde 50'sine yakın kısmını üreten ve Türkiye'nin geleceğini inşa eden, sesi fazla çıkmayan ama sessiz ve derinden ülkenin ekonomik hayatını ayakta tutan vefakar, cefakar bir toplulukla karşı karşıyayız. Esnafımızla sanatkarımızla sizlerle her zaman gurur duyduk, gurur duymaya da devam edeceğiz." diye konuştu.

- "İnsanın olmadığı yerde ne yaparsanız yapın kıymeti yok"

Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu, Ertuğrul Gazi'nin hocası Şeyh Edebali'nin, "Oğul, insanı yaşat ki devlet yaşasın." sözlerini hatırlatan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bundan asırlar önce konmuş bu ilke, o günden bugüne bizim devlet geleneğimiz olmuştur. AK Parti iktidarı olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yola çıkarken ne dedik, 'İnsanı yücelt ki devlet yücelsin.' Türkiye'de geçtiğimiz 14 yıllık icraatımızda yaptığımız bütün düzenlemelerde insan var, insanın merkeze alınması var. İnsanın olmadığı yerde ne yaparsanız yapın kıymeti yoktur. Bugün dünyada yaşanan krizlerin ana sebebi, yıllarca insanı üreten bir makina olarak görmekten ve insanın ihmal edilmesinden kaynaklanıyor.

Bugün bölgedeki karışılıkların arkasında insanın görülmemesinden, insanların ihtiyaçlarının yöneticiler tarafından titizlikle görülüp değerlendirilmemesinden, yönetimle yönetilenler arasındaki bağların zayıflayıp yok olmasından kaynaklanıyor. Eğer yöneticilerinize inanamazsanız, eğer yöneticilerinize güvenemezseniz, o ülkede yaşayan insanları mutlu edemezsiniz. Üstüne üstlük de o ülkede ne güven ne istikrar ne üretim ne de gelecek umudu olur."

(Sürecek)