Çeşme açıklarında geminin karaya oturması
İZMİR (AA) - İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Metin Kalkavan, İzmir'in Çeşme ilçesi açıkları ve Pırasa adası yakınında "Lady Tuna" adlı geminin kayalıklarına çarparak karaya oturmasına ilişkin, "İzmir gibi denizcilik yapan bir şehirde acil müdahale sistemi nasıl olmaz? Böyle bir şey yok. Barch gemisinin bulunmaması kabul edilemez. Valilik olarak burada bulundurulması zorunlu kılınmalı" dedi.
İMEAK DTO İzmir Şubesi aralık ayı meclis toplantısı, Türkiye Yelken Federasyon Başkanı Özlem Akdurak ile Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan'ın da katılımıyla yapıldı.
Toplantıda konuşan Akdurak, Türkiye'de yelkenciliğin "zengin sporu" olduğu yönünde yanlış bir inanış olduğunu belirterek, "Ülkemizdeki yelken kulüplerinin mali durumu aslında içler açısı. Bugün ülkemizdeki 140 yelken kulübünde sadece 10'unda milli sporcu bulunurken, olimpiyatlara sporcu yetiştiren kulüp sayımız ise sadece 4 kulüp" dedi.
Akdurak, yelken kulüplerinin en büyük sıkıntısının Hazineye ödediği ecrimisil bedelleri olduğunu dile getirerek, "Denize sıfır olan sahilleri kullandığımız için Hazineye, ecrimisil kanununa göre 100 bin liraları bulan paraları ödüyoruz. Ama Anadolu kulüplerinin durumu bunu ödemeye el vermiyor." diye konuştu.
DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ise yelkenin ülkede yaygınlaştırılması için toplumun tüm kesiminin bu spora teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
"Halka inmediğiniz zaman hiçbir sporu yayamazsınız" diyen Kalkavan, şöyle devam etti:
"Futbolun başarısı sokakta dahi sahiplenilmesinden kaynaklanıyor. Benim federasyona tavsiyem yelkeni sokağa, vatandaşa yaysınlar. Biz yelken konusunda elimizden gelen desteğe hazırız. Çünkü yelken, hiperaktiviteyi öldüren yegane spordur. Rüzgar olmadığı zaman 2-3 saat beklemek zorundasınız. İkinci kazanım da sabır ve stratejik karar verme becerisini kazandırmasıdır."
Konuşmasında Çeşme açıkları ve Pırasa Adası yakınında "Lady Tuna" adlı geminin kayalıklarına çarparak karaya oturması sonucu yaklaşık 50 ton yakıtın denize sızmasına da değinen Kalkavan, bölgede önleyici temizleme teknesinin (barch) olmamasına tepki gösterdi.
Kalkavan, kazaya acilen müdahale edilmemesinin büyük eksiklik olduğunu savunarak, "İzmir gibi denizcilik yapan bir şehirde acil müdahale sistemi nasıl olmaz? Böyle bir şey yok. Barch gemisinin bulunmaması kabul edilemez. Valilik olarak burada bulundurulması zorunlu kılınmalı. O gemi, kirlettiği alanı da temizlenmek zorunda. İzmir’de her zaman yarın kaza olacakmış gibi müdahale ekipleri hazır olmak zorunda. Bu çok zor bir şey değil." ifadelerini kullandı.
DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk de Çeşme'de yaşanan gemi kazasının başka odalar veya kişiler tarafından yorumlanmasının bilgi kirliliğine neden olduğunu öne sürerek, şöyle konuştu:
"Bizler 8 gündür Çeşme'deyiz. 'Cana gelmesin mala gelsin' denir. Oradaki kaza da gerçekten cana gelmesin diye oldu. Yapılanların hepsi sisteme ve yazılı kurallara göre yapıldı. Çevre kirliliği durdu, temizlemeler ise devam ediyor. Şifne, Paşalimanı bölgesinde 125 kişi çalışıyor. İnşallah 2-3 haftaya bu temizlik bitecek. İyi ki bu kaza yaz döneminde olmadı. Asıl sorun ise yani kirliliğinin en büyük nedeni, kentte yayılmayı önleyici temizleme teknesinin olmaması. Bunu İstanbul'dan getirmek zorunda kaldık ama hava koşullarının kötü olması bunun geciktirdi. İzmir'de denizlerimizde alınması gereken bir dizi önlemlerin olduğu açık. Bu kazanın şubat ayında Çeşme'de yapılacak uluslararası yelken yarışına engel olmayacağına inanıyorum."