CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke:
ADANA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Gençlerimizi cep telefonu tüketicisi olarak gören değil, o cep telefonunu üretebilecek bir kapasite olarak görüp onlara yatırım yapan bir düzen inşa edebilirsek Türkiye bambaşka bir zenginliği ve refahı yaşayabilir" dedi.
Böke, Merkez Seyhan ilçesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde partisi tarafından düzenlenen "Türkiye Ekonomisi Nereye Gidiyor" konulu konferansta yaptığı konuşmada, ülkenin olağanüstü bir dönemden geçtiğini ve bu dönemin en somut şekilde kendisini gösterdiği yerin, ekonomi olduğunu belirtti.
15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin bir OHAL'e ihtiyacının bulunmadığını savunan Böke, darbe girişiminden sonra OHAL'in ekonomide çok ciddi bir olağanüstü hali ortaya çıkardığını, bugün Türkiye ekonomisinin, hiç alışık olmadığı, daha önceki dönemlere hiç benzemeyen bir ekonomik krizin eşiğinde bulunduğunu iddia etti.
Böke, eski krizlerin finansal sektörden kaynaklı olduğunu ve bu dönemlerde bir kesimin borçlu olduğunu ifade ederek, "İşsizliğin zaten çok yüksek olduğu, borçlunun 80 milyona yayıldığı, yani krize ortak olduğumuz bir Türkiye ekonomisinden bahsediyorum. Bugün acilen gereken adımlar iktidar tarafından atılmazsa bu krizin altında bütün Türkiye kalır. Hep beraber bunun acısını çekeriz." diye konuştu.
Türkiye'de bir yıl içinde yarım milyon kişinin işsiz kaldığını savunan Böke, şunları söyledi:
"Bu ekonomik kriz esasında bir siyasi krizden kaynaklanıyor. Toplam işsiz sayısı Türkiye'de 6 milyon kişi. Bunların 3 buçuk milyonu iş arıyor, 'çalışmak istiyorum' diyor. 2 buçuk milyon kişi, arasa dahi iş bulamayacağını düşünüyor. Türkiye bu işsizliğe mahkum değil. Türkiye 27 çeyrek sonra ilk defa bu çeyrekte küçülecek. Bırakın yavaşlayan bir ekonomiyi, üretiminden kaybeden bir Türkiye'den bahsediyoruz. 6 milyon kişiyi işsiz bırakan bir düzen, 27 çeyrek sonra var olan üretimini dahi koruyamayacak kadar yarından umudunu kaybetmiş bir sistem. Yüksek faizin tek bir sebebi var Türkiye'de, siyasi risk. Eğer bu siyasi risk ortadan kalkarsa, Türkiye'de faizler daha düşük, Türk lirası daha değerli olur. İşsizlik de olmaz. Hepimizin ortak paylaşabileceği bir zenginlik de ortaya çıkar. Bize 'siz olsanız ne yapardınız' diyorlar. Her şeyden önce bugün OHAL'i kaldırırdık. Basını özgürleştirerek, parlamentoyu daha da güçlü kılardık. Neden? İşsizliği çözebilmek, Türk lirasının değer kaybına engel olabilmek, faizlerin artışını durdurabilmek için. Bugün yaşadığımız ekonomik sorun bir demokrasi ve hukuk sorunudur. Bunları yaptıktan sonra yeniden bir ekonomi politikası konuşabilir hale geleceğiz."
Böke, Türkiye'nin eğitimde erozyon yaşadığını, bunun sonucunda yeni teknoloji ve fikir üretebilecek, yaratıcılıkla gelir sağlayıcı bir üretim ortaya koyabilecek gençlere imkan oluşturulmadığını öne sürdü.
Soru soracak kadar özgür olan gençlere, basına ve bilim insanlarına ihtiyaç duyulduğunu aktaran Böke, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Eğitimde soru sorma temelli, rasyonel ve bilimsel bir müfredatla çocuklarımızın yarının ekonomisine hazırlayacak bir yol haritasına ihtiyacımız var. Bunu yaptığımız takdirde Türkiye rahatlıkla teknoloji üretecek bir potansiyele sahip. Eğer gençlerimizi cep telefonunu tüketici olarak gören değil, o cep telefonunu üretebilecek bir kapasite olarak görüp onlara yatırım yapan bir düzen inşa edebilirsek Türkiye bambaşka bir zenginliği ve refahı yaşayabilir. Biz 'eğitim' derken zenginliğimiz için eğitim, kalkınma ve yarına umut besleyebilecek gençler için eğitim diyoruz."